Bugün 12 Eylül.
İniş ve çıkışlı bir tarihin içinden çıkarak bugünlere geldik çok şükür.
12 Eylül Açık ve seçik bir darbeydi.
12 Eylül'ün bir darbe olduğu daha sonra ki mahkemeler tarafından tescillenmiştir.
Darbeyi gerçekleştirenler Türkiyeti Cumhuriye Kanunları önünde hesap vermiş ve çeşitli cezalara çarptırılmışlardır.
12 Eylül darbesinin cenderesinden geçenlerin, çilesini, duygularını, genç yaştaki hayallerini, düşüncelerini anlatabilmek, yazabilmek oldukça zor bir iş. Yazanlar, anlatanlar, film yapanlar olmuştur, bundan sonrada olacaktır. Ancak o günlerin çilesini, zulmünü ve kahbeliğini gerçek manada hiç anlatamayacak, hissettiremeyeceklerdir.
12 Eylül darbesinde henüz bıyıkları bile terlememiş gençlerin cezavlerine doldurulmalarının ne kadar hukuki olduğuyla ilgili net bir sonuca varılmamıştır. 12 Eylül askeri mahkemelerinin verdiği kararlar hakkında çalışma yapılarak mağduriyetler giderilmemiştir.
Darbeciler suçlu bulunmuş ancak Ailelerin çektiği çileler ve onlara yapılan hakaretlerin hesabı sorularak Devlet bunlardan özür dilememiştir.
12 Eylül darbesinin Hukuki hiçbir dayanağı yoktur.
Kanunlara aykırı olarak gerçekleştirilen ve devletin bütün kurumlarını ele geçiren darbecilerin yaptığı yargılamalar geçerli kılınmıştır. Verdiikleri hükümlerle binlerce mağdurun ve milyonlarca ailenin perişanlığına yol açmışlardır.
Ankara Adliyesi 10. Ağır Ceza Mahmkesi'nde görülen 12 Eylül Davası'ndaki kararda; Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Kenan Evren ile eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya hakkında müebbet hapis cezası verilmiştir.
Devlet aleyhine cürüm işleyen, devletin bütün kurumlarını cebir ve şiddet kullanarak ele geçiren darbecilere vatana ihanet suçundan ceza verilirken bunların oluşturdukları mahkemelerde yargılanan ve ceza alanların suçlu olarak görülmeleri ne kadar adil olabilir.
12 Eylül sonrasında 12 Eylül’le ilgili “İHANET” kararı verilmesinden sonra ihaneti işleyenlerin oluşturduğu mahkemelerin verdiği kararlarla ortaya çıkan mağduriyetler için hiçbir şey yapılmamıştır.
12 Eylül darbesinin kurbanlarından birisi de benim.
12 Eylül Türk Milletine yapılan büyük bir ihanettir.
O günün şartlarında Milletimiz yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştur. Denizde boğulmak korkusuyla yılana sarılmıştır.
Milletimize Ölümü gösterdiler, sıtmaya razı razı bıraktılar.
SONUÇ NE OLDU?
650 bin kişi gözaltına alındı.
1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
7 bin kişi için idam cezası istendi.
517 kişiye idam cezası verildi.
Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1'i Asala militanı).
İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderildi.
71 bin kişi TCK'nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.
98 bin 404 kişi "örgüt üyesi olmak" suçundan yargılandı.
388 bin kişiye pasaport verilmedi.
30 bin kişi "sakıncalı" olduğu için işten atıldı.
14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı.
30 bin kişi "siyasi mülteci" olarak yurtdışına gitti.
300 kişi şüpheli bir şekilde öldü.
171 kişinin "işkenceden öldüğü" belgelendi.
937 film "sakıncalı" bulunduğu için yasaklandı.
23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.
3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hekimin işine son verildi.
400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.
39 ton gazete ve dergi yakıldı.
Cezaevlerinde toplam 299 kişi hayatını yitirdi.
144 kişi şüpheli bir şekilde öldü.
14 kişi açlık grevinde öldü.
16 kişi "kaçarken" vuruldu.
95 kişi "çatışmada" öldü.
73 kişiye "tabii ölüm raporu" verildi.
43 kişinin "intihar etti”
12 Eylül darbesinde yaşananlar yeni genç nesillere her yönden aktarılması şarttır. 15 Temmuz ile 12 eylül arasında ki fark birisinin gerçekleşmiş diğerinin teşebbüs halinde kalmış olmasından başka bir şey değildir.
15 Temmuz darbe teşebbüsünde bulunanlar ne kadar milletine, demokrasiye,devletine ihanet etmişse 12 eylül darbesini gerçekleştiren Kenan Evren ve yandaşları da o kadar ihanet etmiş sayılmalıdır.