Doğru yolda giden kaplumbağa
eğri yolda giden yarış atını geçer.
Dünya hali, kazanır veya kaybedersiniz.
Bir yarışın sonunda kazanmakta vardır, kaybetmekte…
Kazanırsak sevinir, kaybedersek üzülürüz. Kaybetmemek, sadece Allah’a mahsustur.
Başarı “Başaracağım diyenlerindir” olsa da tek başına yeterli görülmemektedir. Bu psikolojik gerçek, belki başarının ilk adımıdır ama başarının bütününü kapsamaz. Başarı, belki insana çok şeyler öğretmez fakat başarısızlık çok şey öğretir. Defalarca başarısız olduğu halde kendisini başarısız kılan unsurlar hala ortadan kaldırılmıyorsa, başarılı olmak kötü bir hayal olmaktan öteye gidemez. Başarana kadar ki başarısızlıklar tecrübe hanemize yazılır, başarıya giden yollara kazınır. Görmemek için kör olmak, ahmak olmak lazım gelir.
Kazanmaya bazen o kadar çok odaklanabiliyoruz ki, kazanırken kaybettiklerimizin farkına bile varamıyoruz. Düşüncelerimizden, ideallerimizden, sevdiklerimizden hatta kendimizden bile ne kadar uzaklaştığımızın farkında olamıyoruz.
Kazanma hırsı, bizi biz yapan değerlerimizden koparmamalı. Aksi takdirde, hedefi kıyıya varmak olan geminin mürettebatıyla birlikte batmasına benzeriz. Unutmamak lazımdır ki, kaybettiklerimiz kazandıklarımızdan daha değerli şeyler de olabilir.
Hiç bir kurum, takım veya hiç bir kimse başarısız olmak için yarışmaz. Ancak şike yaptığı takdirde başarısız olunur. Şike satmak demektir. Sadece bağlı bulunduğu Kurumu veya takımı değil, ayni zamanda kendini satmak demektir. Şike, yapması gereken şeyi yapmamaktır. Bazen da, yapması gereken şeyi tersine yapmaktır. Bunun adı da ahlaksızlık hatta ihanet demektir. Ahlaki ölçülerini kaybetmiş, ihanet bataklığına saplanmış kimselerin toplum içindeki varlığı bilindik düşmandan daha kötüdür.
“Biz” kazanımındaki “Ben” duygu veya egosunun ortaya çıkması “Biz ”in içinde açılan bir yaradır. Koskocaman kan çıbanıdır. Bu yara kapanmadığı, bu çıban patlamadığı halde, yara da, çıban da büyüyecek çevreye zarar verir hale gelecektir. “Ben”lerin çoğalması “Biz”lerin kaos ortamına sürüklenmesi ve parça parça yok edilmesi demektir.
Her ne kazanıyorsak Allah’ın da rızasını alarak kazanmalıyız. Her hangi bir hususta Allah’ın rızası yoksa, görünen kazanımların hepsi boştur. Bir gün kazandığımız kadar sermayeden misli ile gittiğini görmemiz mümkündür.