Filistinli Başmüzakereci Saib Erakat, nisan sonuna kadar nihai statü anlaşması imzalanması hedeflenen İsrail-Filistin müzakereleriyle ilgili, “Şu ana kadarki İsrail’in davranışları çözüme yardımcı olmuyor. 10 bin konut ve yerleşim yeri ilave ederek, 56 Filistinliyi öldürerek, evleri yıkıp yok ederek iki devletli çözüme zarar veriyorlar” dedi.
Filistin ve İsrail arasındaki barış süreci, 1991 yılından bugüne kadar birçok kesintiye uğradı. En son geçen yılın temmuz ayında başlayan müzakerelerin nihai statü anlaşmasına dönüşmesi için belirlenen yeni hedef, gelecek ay. Ancak taraflar arasındaki, özellikle de sınırlar ve mülteciler gibi konular nedeniyle uzlaşma bir türlü ufukta görünmüyor.
-“Biz gerçekten başarmak istiyoruz”-
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Washington’daki görüşmelerine eşlik eden Erakat, devam eden müzakerelerle ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Varılacak nihai bir anlaşmanın her iki tarafa birçok kazanımlar sağlayacağını dile getiren Erakat, “ABD Başkanı Barack Obama ve Dışişleri Bakanı John Kerry’nin başarıya ulaşması, en fazla Filistinlilere yarar sağlar, başarısızlıktan ise hiç kimse Filistinliler kadar kayba uğramaz. Biz gerçekten başarmak istiyoruz. Obama ve Kerry’nin hakikaten başarılı olmasını istiyoruz. Onların başarısı benim için özgürlük, bağımsızlık, devlet olma durumu anlamına geliyor. Filistinlilerin sahip olabilecekleri bir ev anlamına geliyor. 29 Nisan’a kadar, 9 ayın başarılabilir ve yapılabilir bir çözüm getirmesini ümit ediyorum” diye konuştu.
İsrail’i 1967 sınırlarını göz önünde bulundurarak devlet olarak tanıdıklarını hatırlatan Erakat, “İsrail Başbakanının dik durarak, ‘Filistin devletinin 1967 sınırlarına göre varolma hakkının olduğunu kabul ediyorum’ demesini ümit ediyorum. Böylece, Filistin ve İsrail, barış ve güven içinde yaşayabilir” ifadesini kullandı.
-“İsrail’in davranışları, çözümde delikler açıyor”-
Mahmud Abbas’ın Başkan Obama ile samimi ve zorlu bir görüşme gerçekleştirdiği bilgisini paylaşan Erakat, görüşme sırasında İsrail’in yasa dışı yerleşim yerlerinin gündeme geldiğini ve Abbas’ın, İsrail’in geçen temmuzdan itibaren inşa ettiği yerleşim yerlerini gösteren bir haritayı Obama’ya sunduğunu ifade etti. “Bu çok çirkin bir harita” diyen Erakat, İsrail’in 7 ayda yaptığı yerleşkelerin New York şehrinin doğal büyümesin 4 katına denk geldiğine dikkati çekerek, İsrail’in bu tavrının müzakerelerde kendilerini zor durumda bıraktığını vurguladı. Erakat, “Ancak şu ana kadarki İsrail’in davranışları çözüme yardımcı olmuyor. 10 bin konut ve yerleşim yeri ilave ederek, 56 Filistinliyi öldürerek, evleri yıkıp yok ederek iki devletli çözüme zarar veriyorlar. Bu tür davranışlar gerçekten iki devletli çözümde delikler açıyor” ifadesini kullandı.
-Türkiye’ye övgü-
Erakat, Filistin meselesine yaklaşımından dolayı Türkiye’yi de övdü.
Türkiye ile çok yakın ilişki içinde olduklarını anlatan Erakat, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile temas halinde bulunduklarını kaydetti. Erakat, “Onların hepsi bizi destekliyor” dedi.
-Kerry’nin diplomasi trafiği işe yaracak mı?-
Öte yandan, Obama yönetiminin, paylaşılamayan topraklarda savaşı sonlandırmak için son yıllardaki çabası dikkat çekici.
Obama’nın Beyaz Saray’daki ikinci döneminde Dışişleri Bakanlığına John Kerry’yi getirmesinin ardından da Ortadoğu barış görüşmelerinde göz görülen bir hareketlilik yaşanırken, bakan olmasının ardından sorunun çözülmesi için bölgeye birçok kez gidip taraflar arasında mekik dokuyan Kerry de somut olarak kendini ortaya koydu. Kerry, 2014’ün başında bölgeye 10’uncu ziyaretini gerçekleştirirken, Kudüs ve Ramallah Kerry’nin en çok ziyaret ettiği şehirler arasında yer aldı.
ABD yönetimi, Temmuz 2013’te, tüm çabalarının 9 ay içinde nihai statü anlaşmasına dönüştürülmesinde ısrarcı.
Nisan sonunda 9 aylık sürenin dolacak olmasının da etkisiyle Başkan Obama’nın taraflarla diyaloğu sıklaştı. Zira Obama, İsrail Başbakanı Netanyahu ve Filistin Devlet Başkanı Abbas’ı iki hafta arayla Beyaz Saray’da kabul etti.
Obama, 3 Mart’taki Netanyahu ile görüşmesinde müzakerelerin tamamlanmasına yönelik ortaya koydukları takvimin sona ermekte olduğuna işaret ederek, “bazı zor kararların alınması gerektiğini” vurguladı.
Abbas’ı da 17 Mart’ta Beyaz Saray’da kabul eden Obama, Filistin-İsrail meselesinin çözümünün zorluğuna işaret ederek ancak gelinen noktada bir fırsatın bulunduğunu ve bunun değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Obama, “Şimdi sadece her iki tarafının liderinin değil aynı zamanda iki tarafın halkının da barış için bu fırsatı sahiplenmesinin zamanıın geldiğine inanıyorum. Tartışmak zorunda olacağımız birçok detaya sahip olacağız. Bu, çok zor ve uğraştırıcı. İlerleme sağlayabilmek için zor siyasi kararlar ve riskler almak zorunda olacağız” açıklamasında bulundu.
Ancak ABD yönetimi de kökleri on yıllara dayanan bu konunun hemen çözülemeyeceğinin farkında. Ancak, Obama ve özellikle Kerry en azından yönetimden ayrılmadan bu noktada bir miras bırakabilmeyi istiyor. ABD’nin, Ortadoğu barış sürecindeki bu son hamlesinin sonunu nereye gideceği ise nisan ayı sonrasında belli olacak.
-Müzakerelerde kim ne istiyor-
Müzakerelerde Filistin tarafı, Gazze ile Batı Şeria’da bağımsız ve egemen bir devlet kurulmasını istiyor. İsrail’in 1967 öncesi sınırlara çekilmesi ve Batı Şeria’daki yerleşimlerinin boşaltması da Filistinlilerin diğer talepleri.
İsrail ise Batı Şeria’nın bazı bölümlerinden çekilmeyi kabul etmesine karşın Doğu Kudüs’ü de kapsayan, 360 bin İsraillinin yaşadığı bölgede ısrarcı. Kudüs’ün tamamının başkentleri olması gerektiğini savunan İsraillilere karşı Filistinliler ise Doğu Kudüs’ün başkentleri olmasında diretiyor. Filistinliler ayrıca, İsrail’de nüfusu 5 milyonu aşan mültecilerin dönme hakkının kabul edilmesini isterken, İsrail ise bu hakkı tanımıyor.