ÇOK SEÇKİN BİLİM ADAMLARI GEREKLİ
Türkiye’nin yetiştirdiği dünya çapında sosyal bilimcilerden Prof.Dr. Mümtaz Turhan “fanatik ilimci ve teknikçi”(Cemil Meriç) olarak tanınan bir âlim idi. Ona göre 50 bin dünya çapında ilim adamı ve mühendis yetiştirirsek Türkiye her alanda Batıya yetişir ve geçebilirdi. Halkın tamamının okur-yazar olması, zayıf bir sığ kültürle kalması çok fark etmezdi. O zamanlar herkesin okur-yazar olması için kıyameti koparan sol çevreler YÖN Dergisinde ona ateş püskürüyordu. Değerli âlim onlara YOL Dergisinde şöyle cevap vermişti: ”Okur-yazar olmayan cahil halkı okur-yazar yaparsanız, cahil bir okur-yazar halk kitlesine ulaşırsınız.” Yani değişen fazla bir şey olmaz demişti. Şunu da ilave etmişti” millet okusun-yazsın ama bu kesinlikle yeterli değildir. En az dünya ölçeğinde 50000 âlim ve mühendis yetiştirmezseniz hiçbir ilerleme sağlayamazsınız.” Merhum hoca yerden göğe kadar haklı idi. Bugün okur-yazarımız çok. Sadece okuma yazma düzeyinde kalmış mühendis ve bilim adamımız da çok. Ama işe yarar bir ilerleme yok. Merhum Alparslan Türkeş onun tavsiyeleri ile TÜBİTAK’ı kurmuştu. Ama bu kurum çoğunlukla siyasete alet edildiği için beklenen başarıyı gösterememiştir.
İMAM-HATİP ENFLASYONU BÜYÜK BİR YANLIŞTIR
Daha önce İmam-Hatiplere yapılan haksız saldırılara bütün orta öğretimi İmam-Hatip okullarına çevirmekle verilen cevap ne bilimle ne de din ile bağdaşmaz. 2800 İmam-Hatip Okulu açmak ve bunların kalitesini-belki de kasıtlı olarak-cehalet düzeyinin de altına indirmek belki bazı kaba ve ilkel ihtirasları ve kinleri tatmin etmiş olabilir. Ama eğitim alanına hizmet etmiş olmaz. Bu okullara giren öğrenciler kıyıda köşede kalmış, hiçbir başarı ümidi olmayan genç insanlardır. Mezun olduklarında işsiz kalacaklar, hiçbir teknik becerileri olmadığı için ortada kalacaklardır. Dini bilgilerinin en alt düzeyde olacağı neredeyse kesindir. Ama kendilerini büyük İslam âlimi göreceklerdir. Bunlardan sadece din sömürüsüne alet edilebilecek “seçmen” olur. Mümtaz hocanın dediğine benzer şekilde din okur- yazarı olsalar ne olacak, olmasalar ne olacak. Bugün her türlü yolsuzluk ve hırsızlığa fetva veren yalancı müçtehitleri de arar hale geleceğiz. Toplumumuz şimdiki cemaat, tarikat ve dini topluluk kaosundan bin kere daha kötü duruma gelecektir. Meşhur atasözümüz olan “cahil hoca din yıkar, kötü doktor can yakar” sözü gerçek olacaktır.
İMAM-HATİPLİ ZEKİ VE ÇOK İYİ EĞİTİMLİ OLMALIDIR
İma-Hatip okullarının sayısı lise olarak 60 ile 100 kadar olmalı ve fen liseleri derecesinde zekâ bölümüne sahip öğrenciler almalıdır. Geri kalan yüzbinlerce genç el becerileri kazanmak ve üretimi artırmak üzere sanat ve meslek okullarına yönelmelidir. Doğaldır ki, isteğe bağlı olarak ve yeteri kadar din eğitimi de verilmelidir. Mesela her Müslümana farz olan Kur’an okuma, peygamberimiz ve onun misyonunu tanıma imkân ve fırsatı yaratılmalıdır.
Görüldüğü gibi sözüm ona bir akademisyen olan Milli Eğitim Bakanı ve onun üstündeki şahsiyetler din alanında bilgili, derinlemesine araştırıcı, toplumu dinimize ısıtıp doğru bilgi veren, doğru ve şahsiyetli din adamı yetiştirme konusunu ya bilmemekte veya kasıtlı olarak din adamı görünümünde cahil bir “oy deposu” kitlesi yetiştirmeyi hedeflemektedirler.
Bu yol kaos, kavga ve din eğilimli çatışma ve gerilemeden başka bir şey getirmez. Din ağırlıklı ayırım ve gruplaşmalarını hızla artırır. Ateizm ve deizm gibi din dışı akımları alabildiğine geliştirir.
Prof. Mümtaz Turhan hocanın bilimciliği burada da fazlası ile geçerlidir. Yani yeterli ve çok üstün din bilginlerine ihtiyaç vardır. Neredeyse tüm okulları İmam-Hatip okuluna çevirmek Türk Milli Eğitiminin kaçınılmaz felaketi olacaktır.