İstanbul Üniversitesi Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü Yard. Doç. Dr. Kadir Tuna, AA muhabirinin Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile ilgili sorularını yanıtladı. Tuna, Türkiye'nin tüketici haklarının korunmasına ilişkin AB'nin gerisinde olduğunu, söz konusu kanunun bu motivasyonla ortaya çıktığını söyledi.
Kanunun 2 önemli konuyu barındırdığına işaret eden Tuna, tüketicilerin son dönemde bankalar tarafında hem BDDK nezdinde, hem de tüketici dernekleri üzerinden bakanlığa ulaşan çok sayıda şikayetleri olduğunu, bu şikayetlerde de en fazla eleştiri alan konunun komisyon gelirleri olduğunu anımsattı.
Konut kredisinde erken ödeme ile ilgili sorunun tartışılmaya devam edeceğini belirten Tuna, "Çünkü tüketiciler burada zaman içerisinde 5-10 yıllık kullandığımız kredilerini her erken ödemek istediklerinde karşılarına böyle bir maliyet çıkacak. Dolayısıyla yasanın en çok tartışılacak konularından bir tanesi bu olacak" dedi.
Maketten konut satışlarının şimdiye kadar çok ciddi bir rikse dönüşmemesinin büyük bir şans olduğunu vurgulayan Tuna, "Konut piyasası çok hareketli. Son dönemde işinin ehli olmayan şirketler bu sektöre girdiği için maket üzerinden konut satışları yapıyorlardı. Yasa ile bu ciddi bir krize dönüşmeden önlemi alınmış oldu" ifadelerini kullandı.
Söz konusu kanunun tüketiciyi koruyan bir çok düzenlemeyi içerdiğini aktaran Tuna, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu tarafın sağlıklı işleyebilmesi için tüketicilerin de çok dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum. Örneğin eski kanunda aldığı bir ürünü 7 gün içerisinde sorgusuz sualsiz değiştirebilme hakkı vardı ve bu 14 güne çıkarıldı. Daha iyi oldu, çünkü 7 gün çok kısa idi. Ancak bugün binlerce e-ticaret sitesi hergün açılıyor ve bunlar internet üzerinden satışlar yapıyorlar. Bunların güvenilirliğine ilişkin halen devam eden şüphelerimiz var. Kanunun işler hale gelebilmesi için tüketicinin de mutlaka ürünü aldığı web sitesinin iletişim bilgilerini incelemesi gerekiyor. Kanunun genel çerçevesine baktığımız zaman gerçekten çok önemli düzenlemeler içeriyor. Eskiden haklarını bilmeyen tüketicilerin boşluğunu çok iyi kullanarak haksız kazançlar elde ediliyordu. Bu bir nebze de olsa artık ortadan kalkacak.
Diğer taraftan tüketiciler çözüm bulamadıkları noktada bunu hukuksal boyuta taşıyorlardı ve mahkemeler bu davalara çözüm aramaya çalışıyordu. Ama bu yasa, işi adli mercilere yansımadan çözülebilecek mekanizmalar oluşturuyor. Yani en başından bu riksin ortaya çıkması engellenmeye çalışılıyor hukuksal düzenlemelerle. Böylece mahkemelerin yükü de azaltılacak. Tüketici bilinçli olursa bu yasadan maksimum seviyede fayda sağlanır."