Türkiye’nin ufkunda kara bulutlar dolaşmaktadır. Türkiye’nin ufkundan kara bulutlar hiç eksik olmadı ki zaten… Türk Düşmanları Türkiye’nin büyümesini ve gelişmesini hiçbir zaman istemedi istemeyeceklerdir de...
Emperyalist devletler, tarihlerden bu güne uyguladıkları en önemli taktiklerden birisi böl-parçala-yut taktiğidir. Kendi sömürge ağlarını kurabilmek için sömürecekleri devletlerin büyümesini ve gelişmesini arzu etmezler. Dünyada, Bölünüp, parçalanıp, yutulan o kadar çok devlet var ki, bunları görememek cahillik olur sanırım.
Güçlü ülkeler emperyalizme boyun eğmezler. Emperyalizmin her rengini reddederler.
Genel bir tarif olarak Emperyalizmin ne demek olduğuna baktığımızda: “Bir devletin başka bir devleti siyasal ve ekonomik egemenliği altına alması ya da almak istemesi, (sömürgecilik).”demek olduğunu görürüz.
"Haçlı zihniyet" karşısında, en büyük engel, Müslüman-Türk Milletini bulmuştur. Türkiye ve Türk Milleti, Emperyalist devletler nezdinde hiçbir zaman kolay yutulacak bir devlet ve millet olmamıştır. Türk Milletini bir birine sıkı sıkıya bağlayan o kadar çok unsurlar varki ve bu unsurlar ın kökleri o kadar derinlerdedir ki, öyle yenilir yutulur cinsten bir şey olmadığını çok iyi bilmektedirler.
Bu anlamda Emperyalistler, her alanda projeler üreterek sömürmeyi veya kullanmayı arzu ettikleri hedeflere hissettirmeden enjekte etmektedirler. Çeşitli yol ve yöntemlerle genç beyinleri istedikleri kalıba sokmaktadırlar. Milli birliği ve beraberliği oluşturan tüm duygu ve düşünceleri insanların kafa ve gönüllerden zamanla yok etmeye çalışıyorlar. Bu yapılırken, talan edildiğinizin, iliklerinize kadar maddi ve manevi sömürüldüğünüzün farkına bile varamazsınız.
Vatanımızı ve Milletimizi bölme planları son senelerde zirvelere ulaşmıştır. Özellikle Ortadoğu’da hâkim olmak isteyen çeşitli renklerdeki Emperyalistler içeride de şer güçleri harekete geçirerek emellerine ulaşmaya çalışmaktadırlar. Ancak, emperyalistlerinde kendi aralarında menfaat çakışmaları işi biraz zorlaştırmaktadır.
Türkiye’de PKK önemli bir silahtır emperyalistlerin elinde. İyi bir tehdit unsurudur. Öcalan sadece bir maşadır. Kendini kaf dağında gören bir maşa…
Emperyalistler, projelerine ulaşabilmesi için bazen düşmanlarını devleştirmesi gerekir. Maşalar güçlü olmazsa, sağlam ve ateşe dayanıklı olmazsa ellerinin yanacağını iyi bilirler. Bu yüzden maşalarını güçlü ve kuvvetli kılmaları çok doğal bir harekettir.
Ortadoğu’da hâkimiyet “Devlet” işidir. Küçük, güçsüz Devletlerin başarılı olma şansları yoktur Ortadoğu’da… Ortadoğu ya hâkim olabilmek için Türkiye seçilmiş bir ülke olabilir. Dolayısıyla Türkiye üzerinde sinsi oyunlar oynanabilir.
Milliyetçilik kavramı emperyalist güçleri en çok korkutan bir kavramdır. Kendi içlerinde milliyetçiği esas alan emperyalistler düşmanlarının Milliyetçilik gibi bir silaha sahip olmalarını istemezler.
Ortadoğu’ya hâkim hale getirecekleri gücün “milliyetçi” bir söylemle değil “ümmetçi” bir söylemle hareket etmelerini isterler. Aslında emperyalistler en büyük İslam düşmanıdırlar. Ama emellerine ulaşabilmek için bu tavizleri vermek zorundadırlar. Milliyetçilikle, ümmetçiliği birbirine zıt iki kutup olarak göstererek milliyetçilerin ayni zamanda İslam düşmanı olduğunu göstermeye çalışmaktadırlar. Hal bu ki Milliyetçi ayni zamanda ümmetçidir de. Ümmetçilik adına Milliyetçiliği reddederek kendi vatanın ve milletinin birliğini ve dirliğini sağlayamazken, ümmetçilik adına başka topraklarda başka milletlerin birlik ve dirliğini sağlamaya çalışmak akıl karı bir iş değil sanırım.
Düne bakarak bugün, emperyalizmin işleyişi, rengi, tarzı ve metodu değişmiştir.
Askeri emperyalizm: Yani silah yoluyla bir yerleri işgal ederek sömürü düzeneğini kurmak çok gerilerde kaldı. Hem riski çok büyük, hem de ekonomik kayıplar söz konusu. Yakın tarihlerde bunu hep birlikte gördük.
Ekonomik (iktisadi) emperyalizm: yani, çeşitli yol ve yöntemlerle topluluklara ihtiyaç veya lüks olabilen emtiayı satarak sömürmek... Çeşitli teknolojilerin varlığıyla birlikte Bu da artık direkt olarak mümkün gözükmemektedir. Böyle olsa da istenilen rakamlara veya pazarlara ulaşmak epeyce zordur.
Geriye en son şıkkımız kalıyor: Kültür emperyalizmi. Yani insanların duygu ve düşüncelerini, kültür ve alışkanlıklarını ifsat edip, yerine istedikleri şeyi ikame etmek. Yani insanları askeri emperyalizmde olduğu gibi esir ederek birde bakmak ve külfetine katlanmak yerine, insanları kültür emperyalizmi ile istediğiniz kıvama getirerek öz vatanında esir hale getirmeniz mümkün oluyor.
Türkiye Kutuplaştırılmaktadır. Türkiye demokrasi ve insan hakları gibi kavramlardan uzaklaştırılmaktadır. Türkiye yeni mecralara ve maceralara doğru çekilmekte veya itilmektedir.
Yukarıda belirttiğimiz emperyalizmi anlamak için Türkiye’de işletmelere bakın lütfen. Giydiğimiz takıp takıştırdığımız, yediğimiz ve yedirdiğiniz şeylere bakın lütfen.