Endonezya idari yerleşim birimleri hem İslâm dünyası hem de özellikle Türk milleti için öğretici, eğitici ve “bir kıssa bin hisse” bir çok ibretlerle dolu sömürü kemiri tarihinin özetidir.
Yaklaşık 7 senedir Endonezya üzerinde çalışıyoruz. Hemen her konu sonunda şuna karar verdik: Endonezya her şeyiyle kafa karıştıran, kargaşa ve karmaşanın üst üste yığılıp adeta kördüğüm olduğu çözümü zor bir ülkedir. Hemen hemen her düzenin tarihi geçmişinde ise Endonez ulusal damgasının bulunmadığı işgal edip sömürenlerin amaçlarına uygun üretttikleri düzeni Endonezlerin de ısrarla sürdürmek istemeleri bunun baş nedenidir. Adeta bir yumak içinde defalarca düğümlenmiş bir kördüğüm gibidir Endonezya. Bir Gordion düğümü. Bu kördüğüm bir Büyük İskender’i beklemekte ve bir kılıçta düğümü çözüp sorunu yok edecek bir önder hasretini çekmektedir. Bugünkü Polatlı kentinin 20 km. kadar batısındaki Frigya kenti başkentine İsa’dan önce 334 lerde gelen ünlü İskender kale (akropol) teepsine Frigya Kralı’nın düğümlediği atın gemini bir türlü çözemeyinde sabrı tükenip bitmiş öfkesinden kılıcını çekip bir hamlede düğümü kesmişti: The cut Gordion Knot dedikleri deyim de bu olaydan çıkmış çok zor sorunu bir hamlede halletmek anlamında dünya edebiyatına mal olmuştu. Endonezya idari yerleşim sistemleri de tıpkı böyledir. Bir İskender olarak şimdiki başkan Joko Widodo o umudu vermişti. Joko Widodo beyin Solo kaymakamı iken Cakarta valisi olması sürecini bizzat yaşadık.
(Yıl 2012) Kendimizi bir Endonez yerine koyduğumuzda doğrusu o umudu vermişti...Ama henüz bir hareket yok ülkede...
Endonezya idari yerleşim sistemi çok karışıktır.
Sistemin ilk basamağını sokak ve semt amirleri ile başlatalım.
İfademizi ibraz açalım ve en küçükten büyüğe doğru sıralamaya başlayalım. En başta idari yerleşim sistemi içinde sayıp saymamakta tereddüt ettiğimiz ama verdikleri bir belge ile de tapu işlemleri bile yapabildiğiniz bir düzenekten bahsedeceğim. 1944 te Japonların kurduğu ve istihbarat ve adam toplama amaçıyla uyguladıkları 30 hane başkanı Erte denen kişiler geliyor. 1983 yılında 7 numaralı kararname ile Suharto döneminde İçişleri Bakanlığı tarafından kararanamesi bile çıkarılmıştır. Bu kişinin bir üstü Erwe denen semt amiridir. Bu kişi Erte’nin imzaladığı evrağı mühürler. Başka bir iş yaptığını görmedim, 2 yıl 3 ay içinde. 5-6 Erte alanına bakar. Büroları genellikle evleridir.
Endonezya mahalelerine kelurahan denir.
Kelurahanlar ise köy (desa) denen idari birimlerle aynı kabul edilir. İlk resmi devlet dairesi diyebileceğiniz yerlerdir. Erte ve erwelerden aldığınız evrakları buraya götürürsünüz. Nüfus kağıdı işlemleri (KTP) burada görülür.
Endonezya kasabalarına kecamatan adı verilir. Köy ve mahaller üzerindeki idari yerleşim birimi olarak kurulmuş olan kecamatanlar yani kasabalar daha ziyade günlük yaşamda “Sadece Müslümanları Evlendiren ve Boşanma İşleri Öncesi Süreci Sevk ve İdare eden Kurum” ile medyada ise daha ziyade yolsuzluk ve aksamalar ile gündeme gelmektedir. Kısaca KUA, Kantor Urusan Agama dedikleri bu kurum kasaba idareleri bünyesinde bulunur ve gayri müslimlerin kayıtlarını tutmaz. Tapınaklarında evlenen gayri müslimler sipil catatan denen dairelere giderler.
Endonezya ilçelerine kabupaten veya kota adı verilir.
Kabupaten ilçe, kota ise merkez ilçe demektir. Kafaları karıştırmamak için basitçe kıyaslama yaparsak İstanbul il, Eminönü ilçe Cağaloğlu ise merkez ilçe yani il idaresinin olduğu yer anlamında kota denmektedir. Buna göre Bakırköy kabupaten yerine geçer. 6 ayda öğrendiğim cümledir üstte yazan fikir.
Bir de ibukota denen yerler vardır ki buralar da merkez ilçe merkez mahallesi anlamındadır.
Devam edelim.
Endonezya’da en üst düzey idari yerleşim birimine propinsi derler. Türkiye’deki karşılığı il demektir.
Eyalet anlamında kullanabileceğimiz bu ifadeyi açtığımızda 2014 yılında ülkede 34 taneye çıkan eyaletleri de üç ana başlıkta incelemek gerekmektedir.
Birinci olarak normal eyaletlerden yani sadece propinsi denen eyaletlerden söz edeceğiz.
Ancak bu eyaletler de süratle özerkleşmekte Endonezya’nın sorunlarına yeni sorunlar eklenmektedir. Rüşvet ve yolsuzluk yerli egemenler aracılığıyla (hocalar, ağalar, askerler) yayılmaktadır.
İkinci olarak sadece Başkent Cakarta’yı sınıflanadırabildiğimiz Özel Başkent İdaresi dedikleri Daerah Khusus Jakarta bulunmaktadır.
Üçüncü olarak ise hem “özerk hem de ayrıcalıklı iller” den bahsedeceğiz. Aslında bunları da içinde ayırmak gerekmektedir ama biz sadece adlarını ve genel niteliklerini vereceğiz.
Bir tanesi Açe dediğimiz bizde ki “din sömürgenlerinin plâtonik aşk” ile bağlı olduğu ve gerçekleri öğrenmemeye ve öğrenmedikleri gibi masal ve palavralarla da Türk insanını uyutmaya ve uyuşturup beynini dumura uğratmaya adeta yeminli oldukları bir ibret vesikasıdır Açe. Açe sadece “Daereh Istimewa” dedikleri “Ayrıcalıklı Özerk” bir idare değildir. Yasası özeldir. 2002 de GAM dedikleri bağımsızlık isteyen ayırılıkçılara imzalanan anlaşmaya göre içişlerinde hemen hemen tamamen serbest dışişlerinde Endonezya’ya bağlı ve hukuk düzeninde ise sadece “Açe Şeriatı” uygulaması ile ülkeden tamamen kopmuş bir eyalettir.
Gelelim bir ayrı “bir kıssa bin hisse” vakasına.
Özerk Yogyakarta tam bir ibret vesikasıdır.
Bir ayrıcalıklı özerk idare daha vardırki o bambaşka bir düzen içindedir.
Burası Orta Cava’nın en büyük kenti Yogyakarta’dır. Bu kentte Sultan denen bir “ağa” veya “derebeyi” vali görevi yapmaktadır. Ancak ülkede 5 yılda bir yapılan valilik seçimleri bu kentte uygulanmaz. Ülkede valilik seçimi yapılmayan tek kenttir: Yogyakarta.
Çünkü bu ağaya yasa ile sülâlesine ebedi valilik verilmiştir. Daha da düşündürücü olanı ise şudur: Ağanın ataları 1755 yılında Gianti Anlaşması ile ülkenin dörde bölünerek Felemenklerle anlaşmış ve sömürü kemirinin sürmesini temin etmiştir.
Özel ayrcalıklı özerk idare olarak Papua dan da bahsedelim. Papua şu anda özel özerk yasa ile idare edilmekte ve ülkeden ayrılalım sesleri Avrupalı sömürgen kemirgen milletler tarafından da desteklenmektedir. Tıpkı bir zamanlar Endonezya toprağı olan Doğu Timır gibi.
Bir de bu idari birimlere bazı eyaletlerde yöreye özgün yerleşimleri de ilâve ederseniz kargaşa ve büyüklüğü çok daha iyi idrak edersiniz. 1979 yılında 5 numaralı köy yasası ile tüm ülkeyi birleştirmek isteyen Suharto bu işi başaramadı.
Konularla ilgili yazdığımız eserlerde ayrıntılı bilgi verdik.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen Endonezya uyuyan bir devdir.
Şunu öğrendimki en büyük İslâm ülkesi olarak Endonezya’da yasalaşma ve bürokrasi deneyimi biriktirmektedir. Ama ihtiyaç olan şey ise “bağımsız düşünebilme ve uzlaşı” kültürünü benimsemedir. Endonezya millet olma yolunda ilerlemektedir diyeceğiz son olarak. Endonezce ile yüzde 70 milletleşmiş en büyük İslâm ülkesinin geleceğine umutla bakıyoruz. Polonya asıllı Amerikalı profesör George Modelski’den esinlenerek “uyuyan dev” diyoruz. Bu kadar karamsar tabloya rağmen “ayağa kalkarsa tam ayağa kalkar, İslâm dünyası değil tüm dünyaya ekonomik başat olur” diyebileceğimiz bir güce sahiptir Endonezya.