“MUTLAK HAKİKAT”: Yani tartışmasız doğru ve yanılmazlık anlayışı yalnız ilahi kaynaklı mesajlara aittir… Bu mesajların anlaşılıp anlatılması peygamberlere verilmiş, onlara uyulması da bir görev olarak istenmiştir…
Peygamberler Allah (C.C.) tarafından özel olarak seçilmiş, hataları vahiyle ikaz edilmiş, dünyevi işleri istişareye havale edilmiş insanlardır…
“İDARECİ VE SEÇİM”: Seçilmeye talip olan insanların ehliyetine, adaletine, hürriyet anlayışına, hukukun üstünlüğüne bağlılığına, şuraya(istişare, danışma), heyetleri seçimine, kuvvetler ayrılığına bakışına, dış dünya ile ilişkilerine göre insanların tercih yapmak hakları vardır.
Demokratik yapılarda bunu görüyoruz… Geleneksel milli yapımızdaki aksakallılar meclisinde bunu görüyoruz… Dört halifenin döneminde bunu görüyoruz!
Demokratik yapılar ve İslam da temel anlayış; “AKIL, AKILDAN ÜSTÜNDÜR” anlayışı içinde “İSTİŞARE” anlayışıdır…
K.Kerimde : “Onlar işlerini, istişare ile yürütürler.”Şura, ayet:38. Bir başka ayette: “İşlerinde onlarla müşavere et.” Ali İmran, ayet: 159 buyrularak istişareye dikkat çekilmiştir.
İstişarede esas: “İşin ehliyle Yapılmasıdır…”
İstişarenin ruhu: Allah’a vereceği hesabı düşünerek karar vermektir…
Peygamber efendimizin işlerini sahabe ile istişare edip yaptığına şahitlik ediyoruz.
Örnek olarak, Hz. Peygamberin Hendek, Bedir ve Uhut savaşlarında sahabeyle istişare yapıp onlara uyduğu görülür… Hz. Peygamber,” Dinimize ait bir şey söylersem alın; kendi görüşümle bir şey söylersem, ben de insanım…” deyip, bir insan olarak yanılabileceğini ifade etmişlerdir.
Hz. Ömer, Peygamber efendimize karşı ondan fazla noktada fikir beyanında bulunmuş, bu durumları açıklayan ayetler nazil olmuştur. Dört halife döneminde de “içinizde iyiliği emreden, kötülükten alıkoyan kimseler daima bulunsun,”(Ali İmran 104) emrine titizlikle uyulduğunu görüyoruz.
“İSLAMDA ÖLÇÜ”:Hz. Ebu Bekir halife seçilince: “Ben sizin en hayırlınız olmadığım halde başınıza halife seçildim. Hata yaparsam beni uyarın, ikaz edin..”
Bunun üzerine topluluktan bazıları: “Hata yaparsan vallahi seni kılıçlarımızla doğrulturuz” diyerek karşılık verirler… Ebu Bekir de: “Allaha hamt olsun ki ben yanılırsam, benim hatalarımı söyleyip, düzeltecek dostlarım var” der! İşte İslam.. İşte insan… İşte ölçü…
İslam inancının bize gösterdiği yol, sahabenin yoludur… İslam inanç sistemi içinde lider kutsallığı ve ruhbanlık yoktur… Yetkide sınırsızlık, insanlarda yanılmazlık diye bir anlayışta yoktur…
Referandum ortamına girildiği şu günlerde ortalıkta dolaşıp, tehditler savuran, ortamı germeye çalışan sığ düşünceli gafiller bir fikrin, bir siyasi düşüncenin sahibi değil, şeytanın uşaklığını yapan, bölücülüğe hizmet eden, ahmak ayak takımlarıdır
“ Evet”, mi? “Hayır” mı? Kararı bu ülkenin insanlarının kararıdır… Karşılıklı tercihler birbirine karşı düşmanlığın değil, İslami anlamda geniş çaplı istişarenin ve demokratik anlamda tercihlerimizin göstergesi olacaktır.
Böyle zamanlarda kardeşliğe, dostluğa, birliğe, dirliğe daha çok ihtiyaç vardır! Unutmayalım; “SEVGİ ÇİÇEKLERİ, SAYGI BAHÇESİNDE AÇAR.” Sağlık içinde severek, kardeşçe ve dostça kalalım!