Her geçen gün Türkiye’ye saldırılar daha da artıyor. Türk milletini köşeye sıkıştırmak için akıl almaz tezgahlarla, tuzaklarla Türkiye’yi parçalara bölmeye çalışıyorlar.
Güzel vatanımıza göz dikip musallat olanlar düşmanlıklarına devam edecekler. Türkiye’nin gelişmesine, büyümesine engel olmak için her yolu deneyecekler.
Dün yaptıklarını bugün teknolojik imkanları da kullanarak misliyle yapıyorlar. Oyunlarını Türkiye'yi yıpratma planlarını ustaca sergilemeye devam ediyorlar.
Bu yüzden Türk milletinin milli ruhu hep diri kalmalıdır. Milli şuur canlılığını korumalıdır.
Türk’ün düşmanları, eğitimde genç ve milliyetçi sağlıklı nesillerin yetişmesine, ekonomide, sanayi ve teknolojide ileri devlet haline gelmemizi istemeyecekler. Bizi aslı astarı olmayan meselelerle oyalayacak, enerjimizin boşa tüketilmesi için her şeyi yapacaklar.
“Bir millet, büyümek ve iş yapabilmek için kendisinin büyük bir millet olduğu inancını duymalıdır.”
Türkiye’de hakim olan bir millet vardır. Bu hakim olan millet Türk Milletidir. Bu büyük Türk milletini görmemezlikten gelerek, azınlık olarak ülkemizde yaşayan ancak Türkiye’yi benimsemiş, Türk vatanını ve bayrağını vatan ve bayrak bilmiş bizlerden biri olmuş insanları ayrıştırmak için iki de bir onları işaret ederek dillendirmek bölücülük yapmak demektir.
Ülkemiz’de Ak Parti’nin de gayretiyle gençlik ele alınırken ve onların her alanda bulunması için gerekenin yapılması dillendirilirken bunun sadece oy’a tevil maksadıyla söylenmemiş olmasını temenni ederiz.
Gençliği, Türkiye’nin geleceğine hazırlamak güzel bir düşüncedir. Ancak, isteriz ki, Türk genci milli unsurlarla şuurlandırılarak geleceğe hazırlansınlar.
Nihal Atsız’ın çok güzel ifade ettiği gibi: “Bize bir gençlik lazımdır. Temelinde cehalet, duvarlarında riya, tavanlarında dalkavukluk bulunmasın.”
“Biz Türküz. Tarihimize ve en yakın mazimize dayanarak Türküz der ve bundan haklı bir iftihar duyarız.”
Her yanımızdan kuşatmalar yaşıyoruz. İçeriden ve dışarıdan bela ve musibetlerin, muhabbetle, oynaya oynaya, dans ederek, tebessüm gömleğine sarılarak geldiğine şahit oluyoruz.
“Barış, savaşın başka metotlarla devamı ve silahlı savaşa hazırlığın ayrı bir şeklidir.”
Barış ve kardeşlik çığlıkları, demokrasi ve hürriyet çığlıklarıyle terör havası estirenlere dikkat etmek gerekir. Türkiye’nin içinde bulunduğu atmosferin tabi bir atmosfer olmadığını biliyoruz. Bir ülkede gelecek ile ilgili durumu mutlak surette atmosfere bakarak kestirmek mümkündür. Tıpkı yağmur’un yağacağını tahmin etmek gibi… Ve yağmur şiddetine göre selin gelebileceğini akletmek gibi…