Ünlü kabadayı Alaattin Çakıcı, Birleşmiş Milletler 72. Genel Kurul görüşmelerine katılmak üzere New York'a giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenerek; "Sayın Devlet Başkanım; Ülkemizde sizi seven de vardır, sevmeyen de. Devletin bekası ve uluslararası ilişkilerde devletimizin bekası için-bölücülerin dışında-bu aziz millet, siz dik durduğunuz sürece, ülkemizde din ve vicdan özgürlüğü, mezhepler arasında bir ayrıştırma yapmadığınız sürece, bu aziz millet dünyanın hiçbir yerinde sizi yalnız bırakmaz. O acaip kılıklı ,sam amcaya benzemeyen git-gel akıllı olan Trump, güreşir gibi insanların elini tutup kendine çeken bu zata karşı elinizi lütfen kuvvetli tutunuz. BM’de de her zamanki konuşmanızı, dik duruşunuzu devam ettimezseniz Kur’an’dan ismini alan rahmetli annenizin sütü sizi rahatsız eder." dedi.Çakıcı cezaevinden gönderdiği mektubunda yaptığı basın açıklamalarından önemli bazı bölümleri aktarıyoruz. Çakıcı, Türkiye Cumhuriyeti ve Kamuoyuna saygılarımla arz ederim şeklinde başladğı mektubunda; Birleşmiş Milletler görüşmelerine katılmak üzere Amerika'ya giden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dikkatli olması çağrısında bulundu.ŞEYTANIN BEŞ ATLISI
Dünya milletlerinin birlikte hareket ettiği "BM denen" uluslararası yasalarla güvence altına alınmış, özünde beş daimi üyenin dışında "sözde özgür olan" dünyanın değişik kıtalarından oluşan milletler, bu cemiyette yer aldığını, ancak sadece söz olsun diye söz hakkı verdiklerini belirten Çakıcı, "Dünyada sosyal adaletin ihlal edildiği bu sömürgeci beş daimi üyenin vahşi ve barbar olarak girdiği ülkeleri yakıp yıkan,yeraltı kaynaklarını sömüren, üst akıl denen Siyonist zihniyetin yönlendirdiği küresel devletler,az gelişmiş ülkelerde Sovyetlerin iflasından sonra İslam Dünyasını barut fıçısına çevirerek katliamlarına devam etmişlerdir. Evet; “dünya beşten büyüktür” lafı doğru bir tesbittir. Bu cümleyi sadece Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı değil, diğer ezilen ve sömürülen devletler, yapılan zulüm ve vahşeti dile getirip birlikte hareket etmedikleri sürece ezilen; katliamların ve göz yaşlarının dindirilmediği yarı özgür bir devletten öte gidemezler. Bu, mazlumları sömüren şeytanın beş atlısının her zamanki gibi kan emen vampirlerden hiçbir farkları yoktur." ifadelerini kullandı.
20.YÜZYILIN EN BÜYÜK KATLİAMINA SESSİZ KALDILAR
Çakıcı,ortadoğu ülkelerini kan gölüne çeviren BM'nin önemli bir faktör olduğunu belirterek; "20.Yüzyılın son çeyreğinde beş daimi üyeden ruh hastası bir milleti olan Fransız’lar, Ruanda’da Hutular ve Tutsileri birbirine kırdırarmışlardır. Bu iç savaşta 950.000 insan katledilmiştir. Sebebi; kauçuk ve petrolü diğer küresel güçlerle bölüşmek içindir. O zaman batının demokrasi havariliğini yapan Fransız toplumu, "dünyaya demokrasi yayacağım" diyen ABD devleti ve Amerikan kamuoyu o zaman dinsizmiydiler, 20. yüzyılın en büyük katliamına sessiz kaldılar. Yoksa derilerinin siyah oluşundan mı? Dünyayı dizayn eden bu beşli çetenin lideri olan Birleşik Devletler, tüm Ortadoğu coğrafyasını fitne çıkarmak kaydıyla Alevi-Sünni çatışması, Ortadoğu'da 1991’den günümüze kadar vahşet, göz yaşı, kitleler halinde insan ölümleri günümüze kadar devam etmiştir. Afganistan’da, Endonezya’da, Pakistan’da mezhepsel etnik kimlikleri birbirine düşürerek katliamlarına devam etmektedir. Kuzey Afrika’dan Pakistan’a kadar Büyük Ortadoğu Projesi adı altında "Arap Baharı" diyerek, Tunus’ta başlayıp, Libya’da devam eden, Mısır’ın hayatını yok eden, Suriye’yi paramparça yapan,1975’ten halen günümüze kadar Lübnan’ı iç savaş ile yerle bir edip, halen günümüzde de aynı oyunları oynamaktadırlar. Sebebi, İsrail’in can güvenliği." dedi.
"AMAÇLARI DOĞAL ZENGİN KAYNAKLARI OLAN ÜLKELERİ BÖLMEK..."
Baba Bush’la başlayıp, Clinton ve oğul Bush ile devam eden Irak’ı paramparça yapıp halen günümüzde Suriye gibi Irak’da da terörün odak noktası olduğunu belirten Çakıcı; "Amaçları Kuzey Irak,Halep ve Lazkiye’den denize açılacak İsrail devletinin güvenliği için gri İsrail bir Kürt devletidir. Dünya kötülüğünün Merkezi olan Washington D.C’nin en büyük ideal bu oluşumdur. Büyük Ortadoğu Projesinin temelinde en büyük hedef, Ortadoğuda kendine bağımlı,her zaman İsrail ile haraket eden bir Kürt Devleti oluşturarakTürkiye’yi bölmek en büyük amaçlarıdır. Bu küresel dinazorların midesi o kadar büyük ki, Gaye, İran, Afganistan ve Pakistan’ın Belücistan Bölgesini bölüp, İran’daki Belücistan’la birleştirmektir. Yıllardır Afganistan’daki iç savaşın bitmesini istemeyen yine bu üst akıldır. İslam’ın ve insanlığın düşmanı olan İşid, El-Kaide gibi örgütlerin arkasında yine bu haçlı zihniyeti yatmaktadır. Amaçları; doğal zenginlik kaynakları olan ülkeleri bölmek, bu ülkelerin insanlarını telef etmektir. Yaşam hakkı tanımayan bu dinazorlara soruyorum; hani evrensel hukukta söz güvence altına alınmıştı.1776 kurucu babaları olan Thomas Jefferson Jakson, Hamilton bu evrensel beyannameyi deklare ettirirken temel hak ve insan özgürlükleri,din ve vicdan özgürlüğü anayasalarında oluşundan günümüze kadar bu söylemleri söyler dururlar.Temel hak kavramı, yaşam hakkı, beslenme ve korunma Monroe doktrininin temel ilkesi bu kavramdı. Dünyanın değişik yerlerinde oluşan savaşlar, Amerika’yı alakadar etmez. Sadece Amerika kıtasına herhangi bir devlet saldırırsa Birleşik Devletler'e saldırıldı diye algılarız. Wilson prensiplerinin bir maddesinde geçiyor ki; Milletler, kendi kaderlerini kendileri tayin ederler. Bir asır sonra ABD’yi yöneten toplum ve sivil toplum kuruluşları ABD’deki takting kulüpleri dünyanın en iyi üniversitelerinin hocaları hazırladıkları projelere göre, doğal zenginlikleri olan dünyanın değişik kıtalarındaki insanların etnik kökenleri, farklı dinlerden oluştukları yaralarını kaşıyarak küçük ulus devletlere bölüp işte o zaman Wilson prensiplerini devreye sokuyorlar; Milletler kendi kaderlerini kendileri tayin ederler diye." ifadelerini kullandı.
KUZEY IRAK'TA BİR KÜRT DEVLETİ OLMASIN DİYORLAR
Kıtalardaki doğal zenginlikleri çoğalan bu devletlerde küçük ulus devletler oluşturduklarını, daha iyi sömürmek için bu şeytanın beş atlısı İslam dünyasının ve dünyanın bazı kıtalarındaki ülkeleri yerle bir ettiğini, dünyayı büyük bir savaşın eşiğine getirmek en büyük amaçları olduğunu belirten Alaattin Çakıcı; "Böyle bir mantık mı olur? Protestanlığın bir alt kolu olan ABD’deki güçlü tarikat, Evanjelik tarikatıyla birlikten İsrailli Ortodoks Yahudilerle anlaşarak Armegedon savaşı evanjeliklerin kontrolünde olan değişik dönemlerdeki ABD devlet başkanları ile birlikte anayasası Talmut’a dayanan Filistin ve Lübnan’ı kan gölüne çeviren bir İsrail projesidir. Şu anda Kuzey Irak’da bir Kürt devleti olmasın diyorlar, aba altından kendilerine destek olmak kaydıyla birinci ağızdan referanduma gitmelerini destekleyen yine bu şeytanın beş terörist devleti ve iblisin idrarından oluşan İsrail devletidir."dedi.
Çakıcı, değerlendirmelerini şöyle devam ettiriyor:BUNLARIN AMAÇLARI TÜRKİYE'Yİ BÖLMEK
Amerika’da bulunan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, size bir lafı hatırlatmak isterim: ”Karadeniz'de erkeğin yiğidine herif derler” Lütfen unutma! 15 Temmuz ABD’nin himayesinde olan gizli Vatikan Patriği Fethullah Gülen denen iblisin Türkiye’de her kurumda itleri ve vatan hainleri vardır. Bunların amaçları Türkiye’yi bölmek, Kobani’den içeri 20.000 PKK-PYD-YKB lilerin başında da Amerikalı askeri uzmanları olmak kaydıylan ülkemizde iç savaş çıkartmaktır. Dolayısıyla, BM’de yeşil hat çizdirerek çok uluslu askerleri ülkemize sokmak amacı taşımaktadırlar. Başarılı olsalardı sizi yakalayıp savaş suçlusu gibi Lahey’de yargılayacaklardı. Sonunda "intihar etti" deyip veyahut "kalp krizi geçirdi" diyerek dünyaya rezil edeceklerdi. Amaçları sadece sizi öldürmek olsa en yakınınızdaki Fetöcü üç-beş askere öldüttürmek olurdu. Ne zaman Aziz Türk milleti darbe girişimine tavır koyup sokağa çıktıktan sonra devletine bağlı şerefli askerlerimiz,devletine bağlı gönüllü polislerimiz bu hainlerle silahlı çatışmaya girince o zaman başarılı olamadıkları için Marmaris’e yöneldiler.Rabbim sizi korudu,aynı gece milletimizin arasında yer aldınız. Milletimizin demokrasiyi savunmasını ABD ve Batı basını hazmedemeyerek dedeleri Hitler ve Irak’ı yakıp yıkan W.Bush’un yerine koyarak yakıp yıkmaya giriştiler.
"KENDİNİ KIRKPINAR PEHLİVANI ZANNEDEN..."
1930’lu ve 1945 yılları arasındaki dünyayı ateşe veren,50 milyon insanın ölümüne sebep olan Hitler’in bir ikizi şu anda garip haraketler yaparak dünyayı seyretmektedir. Bu acaip kılıklı, gel-git akıllı farklı demeçler vererek Benitto ve Hitler karışımı Sam amcaya benzemeyen bir fiziki görünümü olan, kendi toplumu tarafından sevilmeyen, ağzı burnu birbirine girmiş, üst beyni dört farklı yerinde farklı farklı şeyler yaşayan, herkesle tokalaşıp kendisini Kırkpınar Pehlivanı zanneden, haraketleriyle palyaçodan farkı olmayan, Suudi Arabistan’dan 390 milyon dolar haraç alan, Dubai’den 11 Milyar dolar para gasbeden, yaşadığımız modüler dünyada Hollywood filimlerindeki gibi posta arabalarını soyan bir soyguncudan ne farkı var?
Sayın Devlet Başkanım;HER DEVLET VE DİNİN TEMELİNDE ADALET YATARÜlkemizde sizi seven de vardır, sevmeyen de vardır. Devletin bekası ve uluslararası ilişkilerde devletimizin bekası için -bölücülerin dışında-bu aziz millet siz dik durduğunuz sürece,ülkemizde din ve vicdan özgürlüğü,mezhepler arasında bir ayrıştırma yapmadığınız sürece milletimiz sizi yalnız bırakmayacaktır. her devlet ve dinin temelinde adalet yatar. Adil olamayan dinler,tarih sahnesinden silinmiştir. Ülkemizde adalet ve eşitlik kavramına daha sıkı sarılırsanız bu aziz millet dünyanın hiçbir yerinde sizi yalnız bırakmaz. O acaip kılıklı, sam amcaya benzemeyen git-gel akıllı olan Trump denen, güreşir gibi insanların elini tutup kendine çeken bu zata karşı elinizi lütfen kuvvetli tutunuz. BM’de de her zamanki konuşmanızı, dik duruşunuzu devam ettimezseniz Kur’an’dan ismini alan rahmetli annenizin sütü sizi rahatsız eder.
Aziz Türk Milletine,şahsınıza duyarlı Amerikan halkına, insan haklarına sahip çıkan her millete selam olsun. Rabbim sizi korusun;yar ve yardımcınız olsun.Makamınıza saygılarımla arz ederim.
Not:İnsanlar birbirlerini sevmek zorunda değil. Alaattin Çakıcı da sevmek zorunda değil.Ama devlete sahip çıktığınız sürece size öbür dünyada hakkım helaldir.Ülkemizde ve dünyanın her yerinde devletimize sahip çıkarken doğruları söylemek asla yalakalık değildir.Kim düşünürse herifliğinden şüphe ederim.Trump denen o Yezit, İslam Dünyasından elini çekerse Ortadoğu huzura kavuşur.Saygılarımla arz ederim.
20.09.2017
Alaattin Çakıcı
Dünya milletlerinin birlikte hareket ettiği "BM denen" uluslararası yasalarla güvence altına alınmış, özünde beş daimi üyenin dışında "sözde özgür olan" dünyanın değişik kıtalarından oluşan milletler, bu cemiyette yer aldığını, ancak sadece söz olsun diye söz hakkı verdiklerini belirten Çakıcı, "Dünyada sosyal adaletin ihlal edildiği bu sömürgeci beş daimi üyenin vahşi ve barbar olarak girdiği ülkeleri yakıp yıkan,yeraltı kaynaklarını sömüren, üst akıl denen Siyonist zihniyetin yönlendirdiği küresel devletler,az gelişmiş ülkelerde Sovyetlerin iflasından sonra İslam Dünyasını barut fıçısına çevirerek katliamlarına devam etmişlerdir. Evet; “dünya beşten büyüktür” lafı doğru bir tesbittir. Bu cümleyi sadece Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı değil, diğer ezilen ve sömürülen devletler, yapılan zulüm ve vahşeti dile getirip birlikte hareket etmedikleri sürece ezilen; katliamların ve göz yaşlarının dindirilmediği yarı özgür bir devletten öte gidemezler. Bu, mazlumları sömüren şeytanın beş atlısının her zamanki gibi kan emen vampirlerden hiçbir farkları yoktur." ifadelerini kullandı.
20.YÜZYILIN EN BÜYÜK KATLİAMINA SESSİZ KALDILAR
Çakıcı,ortadoğu ülkelerini kan gölüne çeviren BM'nin önemli bir faktör olduğunu belirterek; "20.Yüzyılın son çeyreğinde beş daimi üyeden ruh hastası bir milleti olan Fransız’lar, Ruanda’da Hutular ve Tutsileri birbirine kırdırarmışlardır. Bu iç savaşta 950.000 insan katledilmiştir. Sebebi; kauçuk ve petrolü diğer küresel güçlerle bölüşmek içindir. O zaman batının demokrasi havariliğini yapan Fransız toplumu, "dünyaya demokrasi yayacağım" diyen ABD devleti ve Amerikan kamuoyu o zaman dinsizmiydiler, 20. yüzyılın en büyük katliamına sessiz kaldılar. Yoksa derilerinin siyah oluşundan mı? Dünyayı dizayn eden bu beşli çetenin lideri olan Birleşik Devletler, tüm Ortadoğu coğrafyasını fitne çıkarmak kaydıyla Alevi-Sünni çatışması, Ortadoğu'da 1991’den günümüze kadar vahşet, göz yaşı, kitleler halinde insan ölümleri günümüze kadar devam etmiştir. Afganistan’da, Endonezya’da, Pakistan’da mezhepsel etnik kimlikleri birbirine düşürerek katliamlarına devam etmektedir. Kuzey Afrika’dan Pakistan’a kadar Büyük Ortadoğu Projesi adı altında "Arap Baharı" diyerek, Tunus’ta başlayıp, Libya’da devam eden, Mısır’ın hayatını yok eden, Suriye’yi paramparça yapan,1975’ten halen günümüze kadar Lübnan’ı iç savaş ile yerle bir edip, halen günümüzde de aynı oyunları oynamaktadırlar. Sebebi, İsrail’in can güvenliği." dedi.
"AMAÇLARI DOĞAL ZENGİN KAYNAKLARI OLAN ÜLKELERİ BÖLMEK..."
Baba Bush’la başlayıp, Clinton ve oğul Bush ile devam eden Irak’ı paramparça yapıp halen günümüzde Suriye gibi Irak’da da terörün odak noktası olduğunu belirten Çakıcı; "Amaçları Kuzey Irak,Halep ve Lazkiye’den denize açılacak İsrail devletinin güvenliği için gri İsrail bir Kürt devletidir. Dünya kötülüğünün Merkezi olan Washington D.C’nin en büyük ideal bu oluşumdur. Büyük Ortadoğu Projesinin temelinde en büyük hedef, Ortadoğuda kendine bağımlı,her zaman İsrail ile haraket eden bir Kürt Devleti oluşturarakTürkiye’yi bölmek en büyük amaçlarıdır. Bu küresel dinazorların midesi o kadar büyük ki, Gaye, İran, Afganistan ve Pakistan’ın Belücistan Bölgesini bölüp, İran’daki Belücistan’la birleştirmektir. Yıllardır Afganistan’daki iç savaşın bitmesini istemeyen yine bu üst akıldır. İslam’ın ve insanlığın düşmanı olan İşid, El-Kaide gibi örgütlerin arkasında yine bu haçlı zihniyeti yatmaktadır. Amaçları; doğal zenginlik kaynakları olan ülkeleri bölmek, bu ülkelerin insanlarını telef etmektir. Yaşam hakkı tanımayan bu dinazorlara soruyorum; hani evrensel hukukta söz güvence altına alınmıştı.1776 kurucu babaları olan Thomas Jefferson Jakson, Hamilton bu evrensel beyannameyi deklare ettirirken temel hak ve insan özgürlükleri,din ve vicdan özgürlüğü anayasalarında oluşundan günümüze kadar bu söylemleri söyler dururlar.Temel hak kavramı, yaşam hakkı, beslenme ve korunma Monroe doktrininin temel ilkesi bu kavramdı. Dünyanın değişik yerlerinde oluşan savaşlar, Amerika’yı alakadar etmez. Sadece Amerika kıtasına herhangi bir devlet saldırırsa Birleşik Devletler'e saldırıldı diye algılarız. Wilson prensiplerinin bir maddesinde geçiyor ki; Milletler, kendi kaderlerini kendileri tayin ederler. Bir asır sonra ABD’yi yöneten toplum ve sivil toplum kuruluşları ABD’deki takting kulüpleri dünyanın en iyi üniversitelerinin hocaları hazırladıkları projelere göre, doğal zenginlikleri olan dünyanın değişik kıtalarındaki insanların etnik kökenleri, farklı dinlerden oluştukları yaralarını kaşıyarak küçük ulus devletlere bölüp işte o zaman Wilson prensiplerini devreye sokuyorlar; Milletler kendi kaderlerini kendileri tayin ederler diye." ifadelerini kullandı.
KUZEY IRAK'TA BİR KÜRT DEVLETİ OLMASIN DİYORLAR
Kıtalardaki doğal zenginlikleri çoğalan bu devletlerde küçük ulus devletler oluşturduklarını, daha iyi sömürmek için bu şeytanın beş atlısı İslam dünyasının ve dünyanın bazı kıtalarındaki ülkeleri yerle bir ettiğini, dünyayı büyük bir savaşın eşiğine getirmek en büyük amaçları olduğunu belirten Alaattin Çakıcı; "Böyle bir mantık mı olur? Protestanlığın bir alt kolu olan ABD’deki güçlü tarikat, Evanjelik tarikatıyla birlikten İsrailli Ortodoks Yahudilerle anlaşarak Armegedon savaşı evanjeliklerin kontrolünde olan değişik dönemlerdeki ABD devlet başkanları ile birlikte anayasası Talmut’a dayanan Filistin ve Lübnan’ı kan gölüne çeviren bir İsrail projesidir. Şu anda Kuzey Irak’da bir Kürt devleti olmasın diyorlar, aba altından kendilerine destek olmak kaydıyla birinci ağızdan referanduma gitmelerini destekleyen yine bu şeytanın beş terörist devleti ve iblisin idrarından oluşan İsrail devletidir."dedi.
Çakıcı, değerlendirmelerini şöyle devam ettiriyor:BUNLARIN AMAÇLARI TÜRKİYE'Yİ BÖLMEK
Amerika’da bulunan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, size bir lafı hatırlatmak isterim: ”Karadeniz'de erkeğin yiğidine herif derler” Lütfen unutma! 15 Temmuz ABD’nin himayesinde olan gizli Vatikan Patriği Fethullah Gülen denen iblisin Türkiye’de her kurumda itleri ve vatan hainleri vardır. Bunların amaçları Türkiye’yi bölmek, Kobani’den içeri 20.000 PKK-PYD-YKB lilerin başında da Amerikalı askeri uzmanları olmak kaydıylan ülkemizde iç savaş çıkartmaktır. Dolayısıyla, BM’de yeşil hat çizdirerek çok uluslu askerleri ülkemize sokmak amacı taşımaktadırlar. Başarılı olsalardı sizi yakalayıp savaş suçlusu gibi Lahey’de yargılayacaklardı. Sonunda "intihar etti" deyip veyahut "kalp krizi geçirdi" diyerek dünyaya rezil edeceklerdi. Amaçları sadece sizi öldürmek olsa en yakınınızdaki Fetöcü üç-beş askere öldüttürmek olurdu. Ne zaman Aziz Türk milleti darbe girişimine tavır koyup sokağa çıktıktan sonra devletine bağlı şerefli askerlerimiz,devletine bağlı gönüllü polislerimiz bu hainlerle silahlı çatışmaya girince o zaman başarılı olamadıkları için Marmaris’e yöneldiler.Rabbim sizi korudu,aynı gece milletimizin arasında yer aldınız. Milletimizin demokrasiyi savunmasını ABD ve Batı basını hazmedemeyerek dedeleri Hitler ve Irak’ı yakıp yıkan W.Bush’un yerine koyarak yakıp yıkmaya giriştiler.
"KENDİNİ KIRKPINAR PEHLİVANI ZANNEDEN..."
1930’lu ve 1945 yılları arasındaki dünyayı ateşe veren,50 milyon insanın ölümüne sebep olan Hitler’in bir ikizi şu anda garip haraketler yaparak dünyayı seyretmektedir. Bu acaip kılıklı, gel-git akıllı farklı demeçler vererek Benitto ve Hitler karışımı Sam amcaya benzemeyen bir fiziki görünümü olan, kendi toplumu tarafından sevilmeyen, ağzı burnu birbirine girmiş, üst beyni dört farklı yerinde farklı farklı şeyler yaşayan, herkesle tokalaşıp kendisini Kırkpınar Pehlivanı zanneden, haraketleriyle palyaçodan farkı olmayan, Suudi Arabistan’dan 390 milyon dolar haraç alan, Dubai’den 11 Milyar dolar para gasbeden, yaşadığımız modüler dünyada Hollywood filimlerindeki gibi posta arabalarını soyan bir soyguncudan ne farkı var?
Sayın Devlet Başkanım;HER DEVLET VE DİNİN TEMELİNDE ADALET YATARÜlkemizde sizi seven de vardır, sevmeyen de vardır. Devletin bekası ve uluslararası ilişkilerde devletimizin bekası için -bölücülerin dışında-bu aziz millet siz dik durduğunuz sürece,ülkemizde din ve vicdan özgürlüğü,mezhepler arasında bir ayrıştırma yapmadığınız sürece milletimiz sizi yalnız bırakmayacaktır. her devlet ve dinin temelinde adalet yatar. Adil olamayan dinler,tarih sahnesinden silinmiştir. Ülkemizde adalet ve eşitlik kavramına daha sıkı sarılırsanız bu aziz millet dünyanın hiçbir yerinde sizi yalnız bırakmaz. O acaip kılıklı, sam amcaya benzemeyen git-gel akıllı olan Trump denen, güreşir gibi insanların elini tutup kendine çeken bu zata karşı elinizi lütfen kuvvetli tutunuz. BM’de de her zamanki konuşmanızı, dik duruşunuzu devam ettimezseniz Kur’an’dan ismini alan rahmetli annenizin sütü sizi rahatsız eder.
Aziz Türk Milletine,şahsınıza duyarlı Amerikan halkına, insan haklarına sahip çıkan her millete selam olsun. Rabbim sizi korusun;yar ve yardımcınız olsun.Makamınıza saygılarımla arz ederim.
Not:İnsanlar birbirlerini sevmek zorunda değil. Alaattin Çakıcı da sevmek zorunda değil.Ama devlete sahip çıktığınız sürece size öbür dünyada hakkım helaldir.Ülkemizde ve dünyanın her yerinde devletimize sahip çıkarken doğruları söylemek asla yalakalık değildir.Kim düşünürse herifliğinden şüphe ederim.Trump denen o Yezit, İslam Dünyasından elini çekerse Ortadoğu huzura kavuşur.Saygılarımla arz ederim.
20.09.2017
Alaattin Çakıcı