Türk Ocakları Galip Erdem Salonunda düzenlenen sohbet programının Başkanlığını Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi ve Türk Ocakları Merkez Yönetim Kurulu üyesi Doç. Dr. Mehmet Akif Okur yaptı.
Kerkük Vakfı sözcüsü, Çankaya Üniversitesi Uluslararası Ticaret bölüm başkanı Prof. Dr. Mahir Nakip ve MHP Eski milletvekili, Suriye Türkmen Meclisi Onursal Başkanı Mehmet Şandır konuştu.
Sohbetin sunuşunu Türk Ocakları Genel Merkezi Gençlik Kolları Yönetim Kurulu Üyesi Merve Erdoğan yaptı. Erdoğan sunuşunda Türk Ocakları’nın Türkmen meselesi hakkında yaptığı çalışmalardan bahsetti. Ardından Türk Ocakları Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Şahingöz kısa bir açılış konuşması yaparak Türk Ocakları’nın Türkmenlerle alakalı geçmişe dair yaptığı çalışmalardan bazı örnekler verdi.
Sohbetin başlangıcında Doç. Dr. Mehmet Akif Okur, Ortadoğu coğrafyasında yaşananların, Türkmenlerin durumunun ortaya çıkış tarihinin Birinci Dünya Savaşı olduğundan bahsetti. Uluslar arası ilişkiler bağlamında Ortadoğu meselesi ve Türkmenlerin konumunu özetleyen bir giriş yaptıktan sonra bugün bu konuda ehil kişilerin konuşacağını sözlerine ekledi ve sözü Prof. Dr. Mahir Nakip’e verdi.
TÜRKMENLER GÖRMEZDEN GELİNİYOR
Konuşmasına Türk Ocakları’na çalışmalarından ötürü teşekkür ederek başlayan Nakip, küresel aktörlerin bölgede plan yaparken Türkmenleri bilinçli bir şekilde görmezden geldiğini ve 2002’de de Irak Türkmenleri bu politikanın etkisi altında kaldığını aktardı. “Irak Türkmenleri hep bölücülükle suçlanmıştır. Saddam zulmünden kaçan Türkmenlerin bir kısmı kendilerine sahip çıkan İran’da örgütlenmek durumunda kalmışlardır. Bunların bir kısmı da Türkiye’de barınmak durumunda kalmışlardır” diyerek ekleyen Nakip, Irak Türkmenlerinin çok büyük mağduriyetler yaşadığını, seçimlerde ihlallere maruz kaldıklarını ekledi. Bugün bile Kerkük’te Türkmenlerin il meclisinde söz sahibi olduğundan ve Irak parlamentosunda da dokuz sandalyeye sahip olduklarından bahsetti. En büyük üçüncü topluluğun Türkmenler olduğunu hatırlatan Nakip, ciddi bir şekilde ayakta durabilmiş Türkmen şahsiyetlerin olduğunu aktardı. “Hatta, Maliki döneminde İletişim Bakanlığı dürüstlüklerinden ötürü Türkmenlere verilmişti” diyerek ekledi.
TÜRKİYE, TÜRKMENLERİ İKİNCİ PLANA ATTI
2011 yılında Suriye iç savaşının çıkması ile bölgede kurulan dengelerin bozulduğunu belirten Nakip elde edilen başarıların bu süreçte yitirildiğinden bahsetti. Konuşmasına 2011 sonrası Türk Dış Politikası’nın Türkmenleri ikinci, üçüncü plana atığını ve Sünni Araplar ile Barzani ailesinin oluşturduğu yüzde yirmilik kısım üzerinden politikaların yürütüldüğünden bahsedildi. Nakip, bölgede en sevilmeyen grubun bu kesimler olduğunu ve 1959 katliamını bu kesimlerin gerçekleştirdiğini aktardı. 2011 yılına kadar Türkmenler arasında mezhepçiliğin olmadığını belirten Nakip, Kerkük’te Türkmenlerin IŞİD’den kaçarak Kürtlerle işbirliği mecburiyetinde kaldığı söyledi. Ayrıca,tamamen Türk şehri olduğu bilinen Tuzhurmatu’da bir ay önce KYB ve Türkmen Halk Ordularının içinde bulunduğu savaşta şehitlerin verildiği ve binaların yakıldığı haberlerini aktaran Nakip, Türkmenleri şehit eden keskin nişancıların da PKK’lı olduğundan bahsetti.
IRAK TÜRKMENLERİ İKİ CEPHE ARASINDA KALDI
Bölgedeki gelişmeleri aktaran Nakip, bu bölgenin, içlerinde Körfez ülkelerinin, Suudi Arabistan’ın, Amerika’nın ve Türkiye’nin bir taraf olduğu, Irak, Rusya ve Çin’in ayrı bir taraf olduğu iki bloğa ayrıldığını ve Irak’ın bu blokların tam arasında kaldığından bahsetti.Türkiye’nin bu noktada bir fırsat yaratamadığını ekledi.
TÜRKMENLER BİN YILDIR ORTADOĞU’DA YAŞAMAKTADIR
MHP eski milletvekili ve Suriye Türkmen Meclisi Onursal Başkanı Mehmet ŞANDIR Suriye’de yaşanan ve Türkmenlere uygulanan yaptırımlar hakkında bilgiler verdi. Bayırbucak Türkmenlerinin varlığının yaşanan kıyım sonrasında fark edilmiş olduğundan bahseden Şandır, aslında Suriye Türkmenlerinin asırlar öncesinden bu yana bu bölgede yaşadığını vurguladı. “Şuan Irak Türkmenleri ile Suriye Türkmenleri arasında bir ayrım yapmak uygun değil, ikisi de Oğuz Boylarıdır. Ayrıca buradaki Müslümanlık da Türklüğün bir gerçeğidir’’ cümlelerini aktaran Şandır, bölgede Türkmen yerleşimlerinin Memlükler zamanından başlayarak sürdüğünü ifade etti. “Bin yıldan uzun süredir bu topraklarda yaşayan Türkmenlerin Suriye ve Irak’ı Türkmen coğrafyası halinde getirdiği bir gerçektir’’ diyerek ekleyen Şandır, Irak ve Suriye arasındaki farkı, Irak’da Türkmeneli bölgesinin var olması ile açıkladı. “Türkmenler Halep, Hama,Humus, Bayırbucak’a 1600’lü yıllarda hacıların güvenliğini sağlamak üzere bilinçli olarak yerleştirilmiştir. Bu stratejik bir konumlandırmadır’’ diyerek Türkmenlerin bölgedeki önemini vurgulayan Şandır,Türkmenlerin bulunduğu bölgelerde bir birleşik Nusayri devleti ya da denize kadar uzanan bir Kürt bloğu oluşturulmak istenildiğinden de bahsetti.Bugün Suriye’de ikinci kalabalık toplum olarak Türkmenlerin yaklaşık 3,5 milyon nüfusa sahip olduğunu belirtti.
BAYIRBUCAK GİDERSE, HATAY TARTIŞILIR
Halep’in Güneydoğu Anadolu’nun devamı olduğundan bahseden Şandır, Suriye Türkmenlerinin bugün çok zor koşullarda direndiğini anlattı. Bölgenin çeşitli hava ve kara saldırılarına maruz kalmasıyla beraber bölgede Türkmenler için yaşanabilir bir yer olmadığını, uluslar arası topluma empoze etmeye çalışan Rusya’nın bulunduğunu ve bunun bir küresel savaşa döndüğünden bahsetti. ”Bayırbucak giderse, Hatay tartışılır’’ diyerek ekleyen Şandır, Suriye’deki yaşanan olayların amacının Türkiye olduğunu ve şuan bile bu olayların yansımasının Cizre ve Şırnak’ta görüldüğünü belirtti. Ardından soru cevap kısmına geçildi.
BÖLGEDE BİR TÜRKMEN DEVLETİ KURULMALI
Soru cevap bölümünde de Doç. Dr. Mehmet Akif Okur konuşmacılara uluslar arası ilişkiler bağlamında önemli sorular yönelterek konuşmanın akışını devam ettirdi. Prof. Dr. Mahir Nakip bu bölümde Türkiye’nin politikalarını değerlendirdi. Nakip, Türkiye’nin Irak ve Suriye’yi şehir şehir bölge bölge değerlendirmesi gerektiğini bütün aktörleri iyi tanıması gerektiğini ve bölgede dini ve etnik olarak önemli isim ve gruplarla irtibat halinde olması gerektiğini ifade etti. Irak’ın fiili olarak üçe bölündüğünü ancak bu bölünmede Türkmenlerin, her üç bölgede de var olduğunu bu yüzden en önemli unsur haline geldiklerini söyledi. Nakip Kerkük, Tuzhurmatu ve Telafer’in çok önemli Türkmen kentleri olduğunu söyledi. Şandır ise Türkiye’nin ilk planda Türkmenleri ele alması gerektiğini ifade etti ve Bayırbucak, Halep’ten asla vazgeçilmemesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin bölgedeki değişimde bir Türkmen devleti kurması gerektiğini de sözlerine ekledi.