Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile Türk Dil Kurumu'nca, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 8. Uluslararası Türk Dili Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, Türk Dili'nin geleceği hususunda önemli açıklamalarda bulundu.2017 yılını "Türk Dili Yılı" olarak ilân eden Cumhurbaşkanı, Türkçe'nin çok eski bir dil olduğunu ve çok geniş coğrafyalarda konuşulduğunu beyanla, korunup geliştirilmesinin zarurî olduğunu söyledi.Cumhurbaşkanı,Türkçe'nin son yüzyıl içinde atlattığı bâdireleri ve yaşadığı hâdiseleri de şöyle özetledi: "Türk dili ile ilgili düzenli toplantılara rağmen geçtiğimiz bir asır, dilimiz konusunda en çok sıkıntı çektiğimiz, en çok kopuş yaşadığımız bir dönem olmuştur. Alfabe değişikliğinden sonraki sürecin doğru yönetilememesi adeta kültürel bir felakete maruz kalmamıza yol açmıştır. Dil gibi hayati bir meselenin ideolojik tartışmaların aracı haline getirilmesinin acısını hala çekiyoruz.."Kaşgarlı Mahmud, Yusuf Has Hâcib, Yûnus Emre, Köroğlu, Yahya Kemal, Nihat Sami Banarlı ve Ali Fuat Başgil'den Necip Fâzıl'a kadar çok sayıda şâir ve fikir adamının Türkçe hakkında çok ciddî gayretlerinin bulunduğuna dikkat çeken Erdoğan: "Türkçe'ye daha sıkı sahip çıkma mecburiyetindeyiz"diyerek, herkesi uyardı.Türkçe'de karşılığı olduğu hâlde, bunun, yabancı kelimedeki karşılığını kullanmak, elbette ki, Türkçe'yi sevmek olamaz.Cumhurbaşkanı'nın, haklı olarak söylediği şu cümlelere de çok dikkat edilmelidir; "Eskiden bizde 'kıraathane' vardı, şimdi bakıyorsunuz buraların isimleri 'clup' olmuş, 'kafeterya' olmuş. Ne güzel kıraathanemiz var. Nedir bu kıraathane? Burada kitap, gazete oku, kahveni, çayını iç, vesaire. Burada adeta sohbetle beraber zenginleş, bildiklerini karşıya sen ver, karşının bildiklerini de sen al. Ama bunlar yerini nereye terk etti? İşte bu kafeteryalara, kulüplere, o da bizim dilimiz değil, 'clup.' Bu benim değil ki benim olanı niye kullanmıyoruz? Bunları kullanalım. Bunları belediyelerimize yaygınlaştırıyoruz. Diyoruz ki gelin engelleyin. Bütün bu tabelaları sökün. Bu senin hakkın, en doğal hakkın. Neyi müsaade edersen onu asmak zorunda, onu oraya koymak zorunda ama yaptıramıyorsunuz. Herkes bir yerlere şirin görünmenin gayreti içinde."Bana göre, mes'elenin en can alıcı noktalarından biri de buradadır. Çünkü; "tabela" işi, Valilikler'in, Belediyeler'in vazifesi sahasına girmektedir. Bu acıklı durum,Cumhurbaşkanı'nın dikkatini çekmiş ise, Valilikler'in ve Belediyeler'in "tabela" konusunda daha dikkatli olmaları ve hemen faaliyete geçmeleri gerekir..Öyle ki, Cumhurbaşkanı: "Bütün bu tabelaları sökün" diyor...Demek ki, sâdece, yeni takılacak/asılacak tabelalar için değil, takılı/asılı bulunan tabelaların da "sökülmesi" emrediliyor ki, Türkçe'yi korumanın bir yolunun da bu olduğuna inanarak, bunu destekliyoruz.Çünkü sokaklarımız; çocuklarımız yaşlılarımızla, kadınımız erkeğimizle, doktorumuz, esnafımız ve işçimizle hepimizin müşterek malıdır. Bunun gibi, Türkçe de müşterek anlaşma vasıtamızdır. Onu, hiç kimsenin bozmasına izin vermemeliyiz!..Kaldı ki, ülkemize, şu veya bu sebeple gelen yabancılar, gördükleri tabelalarla şaşkına uğramaktadırlar. Düşününüz ki, Türk vatanının şehirlerinde hatta kasabalarındaki tabelalardaki dükkân isimleri, kendi dillerindendir.Siz, Paris'e, Atina'ya, Londra'ya, Mekke'ye veya New-York'a gitseniz...Baksanız ki, manavların, kasapların, manifaturacıların, tatlıcıların... tabelaları neredeyse hep Türkçe!..Şaşırmanın ötesinde, demez misiniz ki, sizin kendi diliniz yok mu da bizimkini yazıyorsunuz?Elbette dersiniz!..Hem de alay edercesine!..Öyleyse; tabelalarımızda İngilizce'den F(ı)ransızca'ya , Arapça'ya, Farsça'ya kadar -doğru veya yanlış- yazılmış görüntüler neyin nesidir?..Bu durum, kendi dilimiz Türkçe'nin bir kenara itilmesi değil midir?Şunu da unutmamak ve ayırmak lâzımdır ki, yabancı bir firmanın tabelasını asması başkadır, bir Türk firmasının, Cumhurbaşkanı'nın dediği gibi "özenti" ile, yabancı bir isimle tabela asması başkadır.Bu Türkçe faaliyetini alkışlamamız ve buna, elbirliğiyle destek vermemiz elzemdir.Selâhiyet ve mes'uliyet zâten Valiler'in ve Belediye Başkanları'nındır...Ümit ederim ki, Türkçe, böylece, yeni bir atılım yaşayacaktır!..Türkçe severler iş başına diyorum!..Ramazan Çağlar
Güncel
25 Mayıs 2017 - 22:50
Güncelleme: 25 Mayıs 2017 - 23:23
Cumhurbaşkanı'nın Gündeme Getirdiği Türkçe faaliyetini Destekliyoruz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8. Uluslararası Türk Dili Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, Türk Dili'nin geleceği hususunda önemli açıklamalarda bulundu.
Güncel
25 Mayıs 2017 - 22:50
Güncelleme: 25 Mayıs 2017 - 23:23
İlginizi Çekebilir