1840 yılında Tekirdağ'da doğan Namık Kemal, edebiyatımızda "Vatan ve Hürriyet Şâiri" olarak anılıyor.
Namık Kemal Kimdir?
Babası Mustafa Asım Bey, annesi ise Fatma Zehra Hanım'dır. Çok küçük yaşlarda Arapça, Farsça ve Fransızca öğrenen Namık Kemal, 1857 yılında Babıali Tercüme Odası'na girince, edebiyat çevrelerinde de ismi duyulmaya başlandı.Henüz 21 yaşında iken, Encümen-i Şuarâ yâni Şâirler Akademisi üyesi oldu.Hayatındaki esas değişimin başlangıcı, Şinasi ile tanışmasıyladır. O'nun vasıtasıyla Tasvir-i Efkâr'da yazılar yazdı.Böylece, Batı edebiyatını da daha yakından tanıma fırsatı buldu.Şinasi'nin 1865 yılında Fransa'ya gitmesi üzerine Tasvir-i Efkâr'ın yayınını tek başına yürüttü.Yazdığı bir yazı sebebiyle gazete kapandı ve kendisi de Erzurum Valiliği'ne tâyin edildi. Fakat bu göreve başlamayarak Ziya Paşa ile birlikte Paris'e gitti.Üç yıl kadar Avrupa'da kaldıktan sonra tekrar İstanbul'a döndü.Bu dönem içerisinde Batı edebiyatını daha yakından tanıma fırsatını buldu.İstanbul'da, "İbret" adlı bir gazete çıkarmaya başladı. Yazdığı "Vatan Yahut Silistre" oyunundan dolayı Kıbrıs'taki Magosa'ya sürüldü. 38 ay süren bu sürgün yıllarında birçok eser kaleme aldı.1876'da afla tekrar İstanbul'a geldi. "Şura-yı Devlet" üyesi olarak, anayasa çalışmalarında vazife yaptı. 1879'da, Midilli Mutasarrıflığı'na tâyin edildi.Çok genç sayılabilecek bir yaşta, 2 Aralık 1888 tarihinde vefât etti..Namık Kemal'ın Eserleri:
Roman: İntiba, Cezmi; Oyun: Celâleddin Harzemşah,Vatan Yahut Silistre, Akif Bey, Zavallı Çocuk, Kara Bela; Tenkit: Tahrib-i Harabat,Takip,Renan Müdafaanamesi; Târihî Kitaplar: Devr-i İstila,Kanije, Silistre Muhasarası,Evrak-ı Perişan, Barika-i ZaferHÜRRİYET KASİDESİ Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmettenMürüvvet-mend olan mazluma el çekmez ianetten Hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten Vücudun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır Ne gam rah-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten Muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir Köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten Hemen bir feyz-i baki terk eder bir zevk-i faniye Hayatın kadrini âli bilenler hüsn-i şöhretten Nedendir halkta tul-i hayata bunca rağbetler Nedir insana bilmem menfaat hıfz-ı emanetten Cihanda kendini her ferdden alçak görür ol kim Utanmaz kendi nefsinden de ar eyler melametten Felekten intikam almak demektir ehl-i idrake Edip tezyid-i gayret müstefid olmak nedametten Durup ahkam-ı nusret ittihad-ı kalb-i millette Çıkar asar-ı rahmet ihtilaf-ı rey-i ümmetten Eder tedvir-i alem bir mekînin kuvve-i azmi Cihan titrer sebat-ı pay-ı erbab-ı metanetten Kaza her feyzini her lutfunu bir vakt için saklar Fütur etme sakın milletteki za’f u betaetten Değildir şîr-i der-zencire töhmet acz-i akdamı Felekte baht utansın bi-nasib- erbab-ı himmetten Ziya dûr ise evc-i rif’atinden iztırâridir hicâb etsin tabiat yerde kalmış kabiliyetten Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmaniyânız kim Muhammerdir serâpâ mâyemiz hûn-ı hamiyetten Biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim Cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten Biz ol ulvi-nihâdânız ki meydân-ı hamiyette Bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletten Ne gam pür âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet Kaçar mı merd olan bir can için meydân-ı gayrettenKemend-i can-güdâz-ı ejder-i kahr olsa cellâdın Müreccahtır yine bin kerre zencîr-i esâretten Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten Anılsın mesleğimde çektiğim cevr ü meşakkatler Ki ednâ zevki aladır vezâretten sadâretten Vatan bir bî-vefâ nâzende-i tannâza dönmüş kim Ayırmaz sâdıkân-ı aşkını âlâm-ı gurbetten Müberrâyım recâ vü havfden indimde âlidir Vazifem menfaatten hakkım agrâz-ı hükümetten Civânmerdân-ı milletle hazer gavgâdan ye bidâd Erir şemşîr-i zulmün âteş-i hûn-i hamiyetten Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten Gönülde cevher-i elmâsa benzer cevher-i gayret Ezilmez şiddet-i tazyikten te’sir-i sıkletten Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten Senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme Cemâlin ta ebed dûr olmasın enzâr-ı ümmetten Ne yâr-ı cân imişsin ah ey ümmid-i istikbâl Cihanı sensin azad eyleyen bin ye’s ü mihnetten Senindir devr-i devlet hükmünü dünyaya infâz et Hüdâ ikbâlini hıfzeylesin hür türlü âfetten Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletten…