Kerkük Türkmenlerinin Samsun'daki kanaat önderlerinden Prof. Dr. Kudret Kevseroğlu, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin de katılımıyla gerçekleştirildi.Samsun Anıt Park’ta yapılan protesto eylemine Milliyetçi Hareket Partisi ve birçok sivil toplum kuruluşları destek verdi. Kerküklü emekli Ondokuz Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kudret Kevseroğlu, Türkmenlerin yalnız olmadığını Samsun'da düzenlediği basın toplantısıyla birlikte seslerini dünyaya bir kez daha haykırdı. Kevseroğlu, "Türkmen yerlerini, Kerkük’ü de içine alan IKBY tarafından 25 Eylül 2017 günü yapılması planlanan referandumu sert dille eleştirerek; Aslında Barzani'nin resmi başkanlık süresinin dolduğunu, siyasi ve ekonomik krizlerin üzerini örtmek amacıyla bu referandumu gerçekleştirmek arzusunda olduğunu belirterek, Barzani’nin 12 Ağustos 2015 tarihinden beri başkanlığı yasal olmadığın ve Referandum kararını meclis alması gerekirken parti kararıyla alındığını söyledi. Kevseroğlu; Birçok Kürt partileri ve başta Goran Hareketi bu referandumun yapılmasını reddettiğini, halk ayaklanmasını önlemek ve görev süresini meşrulaştırmak için Barzani bu girişime kalkıştığını ifade etti.Dr. Kudret Kevseroğlu’nun konuşmasının tamamı şöyle:
Siyasi partilerimizin değerli temsilcileri, Sivil kuruluşlarımızın kıymetli başkanları ve üyeleri, Milli şuura sahip çok değerli ve muhterem Samsun halkı, Basınımızın güzide temsilcileri, katılımlarınızdan dolayı kendim ve Türkmenler adına hepinize şükranlarımı sunarım. Her gün siyasi, iktisadi ve sosyal yönden fokur fokur kaynayan Orta Doğu kazanına yersiz ve gereksiz yeni olaylar eklenmektedir. Bu olaylar Orta Doğu ve İslam alemini özellikle Türkiye Cumhuriyetini çok yakından ilgilendirmektedir. 7 Haziran 2017 tarihinden itibaren Kuzey Irak Kürt yönetimi merkezi Irak yönetiminden ayrılma; bağımsız bir devlet olma sevdasına ve uğraşına girmektedir.
Dünyadaki ve Orta Doğudaki siyasi karmaşıklıkların en hızlı olduğu bir dönemde referandum konusunun Kürt yönetimi başkanı Mesut Barzani tarafından ortaya atılması iyi bir niyet göstergesi olmamaktadır. Aynı zamanda bölücü iç ve dış mirhapların özellikle İsrail olmak üzere bazı ülkelerin sevinçlerine sevinç katmaktadır.
Barzani, 25 Eylül 2017 tarihinde Kuzey Irak Kürt bölgesinde referandum yapma kararını almıştır. Bu referandumdan olumlu sonuç alındığı takdirde 2-3 yıl içinde bağımsız Kürdistan devleti kurulmasına karar verilecektir. Referandumun 1990 lı yıllarından beri belirtilen 36. Paralelin üzerinde olan Süleymaniye, Erbil ve Dohok illerinin yanı sıra 36. Paralelin altında kalan ve tartışmalı bölge olan Türkmen şehri Kerkük te de yapılacaktır.Kerkük'ün konumu ve önemi herkes tarafından bilinmektedir. Bugün Kerkük petrolü, Dünya petrolünün %7 sini ve Irak petrolünün %40 ını oluşturmaktadır. Kerkük petrolü en kaliteli petrol grubunda yer almaktadır. BARZANİ'NİN KÜRTLEŞTİRME POLİTİKASI BAŞLAMIŞTIR
Kerkük 'ün önemi ve Kürtleştirilmesi her zaman, özellikle baba Barzani yani Molla Mustafa tarafından da vurgulanmış ve bunun hazırlıkları başlamıştır. Nitekim 2003 yılından önce 900.000 olan Kerkük nüfusu, diğer illerden ve Kürt köylerinden getirilerek 1 milyon 600.000 e ulaşmıştır. Saddam 'in Kerkük 'ü Araplaştırma politikası 2003 yılında Amerika'nın ihtilali ile sona ermiş ve o tarihten itibaren Barzani ve Talabani'nin Kürtleştirme politikası başlamıştır. Araplar tarafından işgal edilen Türkmen arazileri Arapların Kerkük'ü terk etmesiyle Kürtlerin eline geçmiştir. Bugün itibariyle Kerkük'ün asayişinden peşmergeler sorumlu olmaktadır. Kerkük teki devlet memurlarının çoğu ve üst düzeydeki yetkililerin hemen hemen hepsi Kürttür. Başka bir ifadeyle Saddam dönemindeki yapılan baskının bir benzeri Kürtler tarafından Türkmenlere yapılmaktadır. Saddam döneminde mazlum olanlar maalesef günümüzde zalim konumuna gelmişlerdir. Türkmenlerin hak ve hukuku hiçe sayılmaktadır ve can güvenlikleri yok denecek kadar azdır. Bu acımasız tabloya rağmen referandumda Barzani, kandırmaca vaatler vererek kukla devletin kurulması için Türkmenlerin oylarını talep etmektedir. Benzer baskıları Erbil de yaşayan Türkmenler de görmektedirler. AMAÇ ARAPLARIN,İSLAMIN VE TÜRKİYE'NİN BÖLÜNMESİDİR
Herkesçe malumdur ki Kerkük tarihiyle, yapıtlarıyla ve halkıyla Irak Cumhuriyetine bağlı bir Türk şehridir. Bunu bir çok Arap, Türk ve diğer yabancı yazarlar yayınlarında ortaya koymuşlardır. Biz Türkmenler asırlardır o topraklarda yaşamış hatta devletler kurmuş bir toplum olarak çok katliamlara maruz kalmamıza rağmen Türklüğümüzden asla taviz vermedik. Barışta da savaşta da hem Irak toprağını ve hem de Türklüğümüzü koruduk. Nice subaylarımız, askerlerimiz ve pilotlarımızı 1980-1988 yılları arasında Irak —İran savaşında şehit verdik. Her zaman Irak Cumhuriyetinin bütünlüğünü savunduk ve savunmaktayız. Irak'ın bölünmesi kimseye kazanç sağlamayacağı her aklı selim tarafından bilinmektedir. Arap baharı ve büyük Orta Doğu projesi Kuzey Afrika'dan başlayarak Irak sınırına kadar devam etmektedir. Amaç Arapların, İslam'ın ve Türkiye'nin bölünmesidir. Biryerde İsrail'i Orta Doğu da söz sahibi etmektir. Bilindiği gibi İslam düşmanlığın, önde götüren Israil ne yazık ki Kürtlerin en samimi dostu konumundadır. Bu yanlış temeller le kurulması istenilen devletin ömrü ne kadar olabilir? Başkasının kuklası olanların kaderini bağlı oldukları odaklar tayin etmez mi? KİM GARANTİ VEREBİLİR
Kerkük'ün, kurulması istenen bu kukla devletin sınırları içerisinde olmasını asla kabul etmeyiz. Irak'ın toprak bütünlüğünü her zaman koruduk ve koruyacağız. Her şeyden önce kendi arasında anlaşamayan Barzani ve Talabani grupları, yıllarca acımasızca birbirini katletmişlerdir. Bu iki grubun kuracağı devlet çatısında Türkmenlerin ne kadar insanca yaşayabilecekleri tartışılır. Bugüne kadar Türkmenlere yapılan baskıların gelecekte yapılmayacağına kim garanti verebilir? TÜRKMENLER OLARAK BU REFERANDUMU BOYKOT EDİYORUZ
Aslında Barzani'nin resmi başkanlık süresi dolmuş, siyasi ve ekonomik krizlerin üzerini örtmek amacıyla bu referandumu gerçekleştirmek arzusundadır. 12 Ağustos 2015 tarihinden beri başkanlığı yasal değildir. Kürt meclisi çalışmamaktadır. Referandum kararını meclis alması gerekirken parti kararıyla alınmıştır. Birçok Kürt partileri ve başta Goran Hareketi bu referandumun yapılmasını reddetmektedir. Halk ayaklanmasını önlemek ve görev süresini meşrulaştırmak için Barzani bu girişime kalkışmıştır. 2014 ten önce Kürt bölgesinde işsizlik %6 iken bugün itibariyle %39 a ulaşmıştır. Kürt bölgesinde memurlar 1 yıla yakın süreden beri maaşlarını alamamaktadırlar. Halbuki Irak petrol gelirinin %17 si Kürt bölgelerine tahsis edilmiştir. Özetle biz Irak Türkmenler' olarak bu referandumu boykot ediyoruz. Yapılmasını ve sonuçlarını asla kabul etmiyoruz. İstiklal savaşının önemli hareket noktası olan bu kahraman şehirden dünyaya sesimizi duyuruyor ve Barzani'ye gereksiz egosundan vazgeçsin diyoruz. Türkiye Cumhuriyetinin Türkmenlere ve bu olaylara karşı kararlı ve çözümcü bir politika izlemesini cani gönülden temenni ederiz. Allah Türk'ü her yerde, her koşulda, her zaman yüceltsin ve korusun saygılarımı sunarım.
Siyasi partilerimizin değerli temsilcileri, Sivil kuruluşlarımızın kıymetli başkanları ve üyeleri, Milli şuura sahip çok değerli ve muhterem Samsun halkı, Basınımızın güzide temsilcileri, katılımlarınızdan dolayı kendim ve Türkmenler adına hepinize şükranlarımı sunarım. Her gün siyasi, iktisadi ve sosyal yönden fokur fokur kaynayan Orta Doğu kazanına yersiz ve gereksiz yeni olaylar eklenmektedir. Bu olaylar Orta Doğu ve İslam alemini özellikle Türkiye Cumhuriyetini çok yakından ilgilendirmektedir. 7 Haziran 2017 tarihinden itibaren Kuzey Irak Kürt yönetimi merkezi Irak yönetiminden ayrılma; bağımsız bir devlet olma sevdasına ve uğraşına girmektedir.
Dünyadaki ve Orta Doğudaki siyasi karmaşıklıkların en hızlı olduğu bir dönemde referandum konusunun Kürt yönetimi başkanı Mesut Barzani tarafından ortaya atılması iyi bir niyet göstergesi olmamaktadır. Aynı zamanda bölücü iç ve dış mirhapların özellikle İsrail olmak üzere bazı ülkelerin sevinçlerine sevinç katmaktadır.
Barzani, 25 Eylül 2017 tarihinde Kuzey Irak Kürt bölgesinde referandum yapma kararını almıştır. Bu referandumdan olumlu sonuç alındığı takdirde 2-3 yıl içinde bağımsız Kürdistan devleti kurulmasına karar verilecektir. Referandumun 1990 lı yıllarından beri belirtilen 36. Paralelin üzerinde olan Süleymaniye, Erbil ve Dohok illerinin yanı sıra 36. Paralelin altında kalan ve tartışmalı bölge olan Türkmen şehri Kerkük te de yapılacaktır.Kerkük'ün konumu ve önemi herkes tarafından bilinmektedir. Bugün Kerkük petrolü, Dünya petrolünün %7 sini ve Irak petrolünün %40 ını oluşturmaktadır. Kerkük petrolü en kaliteli petrol grubunda yer almaktadır. BARZANİ'NİN KÜRTLEŞTİRME POLİTİKASI BAŞLAMIŞTIR
Kerkük 'ün önemi ve Kürtleştirilmesi her zaman, özellikle baba Barzani yani Molla Mustafa tarafından da vurgulanmış ve bunun hazırlıkları başlamıştır. Nitekim 2003 yılından önce 900.000 olan Kerkük nüfusu, diğer illerden ve Kürt köylerinden getirilerek 1 milyon 600.000 e ulaşmıştır. Saddam 'in Kerkük 'ü Araplaştırma politikası 2003 yılında Amerika'nın ihtilali ile sona ermiş ve o tarihten itibaren Barzani ve Talabani'nin Kürtleştirme politikası başlamıştır. Araplar tarafından işgal edilen Türkmen arazileri Arapların Kerkük'ü terk etmesiyle Kürtlerin eline geçmiştir. Bugün itibariyle Kerkük'ün asayişinden peşmergeler sorumlu olmaktadır. Kerkük teki devlet memurlarının çoğu ve üst düzeydeki yetkililerin hemen hemen hepsi Kürttür. Başka bir ifadeyle Saddam dönemindeki yapılan baskının bir benzeri Kürtler tarafından Türkmenlere yapılmaktadır. Saddam döneminde mazlum olanlar maalesef günümüzde zalim konumuna gelmişlerdir. Türkmenlerin hak ve hukuku hiçe sayılmaktadır ve can güvenlikleri yok denecek kadar azdır. Bu acımasız tabloya rağmen referandumda Barzani, kandırmaca vaatler vererek kukla devletin kurulması için Türkmenlerin oylarını talep etmektedir. Benzer baskıları Erbil de yaşayan Türkmenler de görmektedirler. AMAÇ ARAPLARIN,İSLAMIN VE TÜRKİYE'NİN BÖLÜNMESİDİR
Herkesçe malumdur ki Kerkük tarihiyle, yapıtlarıyla ve halkıyla Irak Cumhuriyetine bağlı bir Türk şehridir. Bunu bir çok Arap, Türk ve diğer yabancı yazarlar yayınlarında ortaya koymuşlardır. Biz Türkmenler asırlardır o topraklarda yaşamış hatta devletler kurmuş bir toplum olarak çok katliamlara maruz kalmamıza rağmen Türklüğümüzden asla taviz vermedik. Barışta da savaşta da hem Irak toprağını ve hem de Türklüğümüzü koruduk. Nice subaylarımız, askerlerimiz ve pilotlarımızı 1980-1988 yılları arasında Irak —İran savaşında şehit verdik. Her zaman Irak Cumhuriyetinin bütünlüğünü savunduk ve savunmaktayız. Irak'ın bölünmesi kimseye kazanç sağlamayacağı her aklı selim tarafından bilinmektedir. Arap baharı ve büyük Orta Doğu projesi Kuzey Afrika'dan başlayarak Irak sınırına kadar devam etmektedir. Amaç Arapların, İslam'ın ve Türkiye'nin bölünmesidir. Biryerde İsrail'i Orta Doğu da söz sahibi etmektir. Bilindiği gibi İslam düşmanlığın, önde götüren Israil ne yazık ki Kürtlerin en samimi dostu konumundadır. Bu yanlış temeller le kurulması istenilen devletin ömrü ne kadar olabilir? Başkasının kuklası olanların kaderini bağlı oldukları odaklar tayin etmez mi? KİM GARANTİ VEREBİLİR
Kerkük'ün, kurulması istenen bu kukla devletin sınırları içerisinde olmasını asla kabul etmeyiz. Irak'ın toprak bütünlüğünü her zaman koruduk ve koruyacağız. Her şeyden önce kendi arasında anlaşamayan Barzani ve Talabani grupları, yıllarca acımasızca birbirini katletmişlerdir. Bu iki grubun kuracağı devlet çatısında Türkmenlerin ne kadar insanca yaşayabilecekleri tartışılır. Bugüne kadar Türkmenlere yapılan baskıların gelecekte yapılmayacağına kim garanti verebilir? TÜRKMENLER OLARAK BU REFERANDUMU BOYKOT EDİYORUZ
Aslında Barzani'nin resmi başkanlık süresi dolmuş, siyasi ve ekonomik krizlerin üzerini örtmek amacıyla bu referandumu gerçekleştirmek arzusundadır. 12 Ağustos 2015 tarihinden beri başkanlığı yasal değildir. Kürt meclisi çalışmamaktadır. Referandum kararını meclis alması gerekirken parti kararıyla alınmıştır. Birçok Kürt partileri ve başta Goran Hareketi bu referandumun yapılmasını reddetmektedir. Halk ayaklanmasını önlemek ve görev süresini meşrulaştırmak için Barzani bu girişime kalkışmıştır. 2014 ten önce Kürt bölgesinde işsizlik %6 iken bugün itibariyle %39 a ulaşmıştır. Kürt bölgesinde memurlar 1 yıla yakın süreden beri maaşlarını alamamaktadırlar. Halbuki Irak petrol gelirinin %17 si Kürt bölgelerine tahsis edilmiştir. Özetle biz Irak Türkmenler' olarak bu referandumu boykot ediyoruz. Yapılmasını ve sonuçlarını asla kabul etmiyoruz. İstiklal savaşının önemli hareket noktası olan bu kahraman şehirden dünyaya sesimizi duyuruyor ve Barzani'ye gereksiz egosundan vazgeçsin diyoruz. Türkiye Cumhuriyetinin Türkmenlere ve bu olaylara karşı kararlı ve çözümcü bir politika izlemesini cani gönülden temenni ederiz. Allah Türk'ü her yerde, her koşulda, her zaman yüceltsin ve korusun saygılarımı sunarım.