Ahıska Türkleri, 1944 sürgününü 70. yılında hüzünle andı. Vatandaşlık hakkı ve çalışma izni istediklerini belirten Ahıskalılar, ‘Türk açılımı’ istedi.
Ahıska Türkleri'nin 14 Kasım 1944 yılında Rus lider Stalin tarafından Orta Asya'ya sürgün edilişinin 70.yılı münasebetiyle Ahıskalı Öğrenciler Mezunlar ve Mensupları Derneği (AHİMED) ile Bizim Ahıskalılar Derneği anma programı düzenledi. Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi Spor Salonu’ndaki program öncesi davetlilere pilav ikram edildi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programın açılışında Kur’an-ı Kerim okundu. Sürgün yıllarına ait fotoğraflar ve görüntülerin izletildiği programda bazı katılımcılar göz yaşlarını tutamadı. Sürgünün canlı tanıklarının da katıldığı programda konuşan Bizim Ahıskalılar Derneği Başkanı Binali Muzafferoğlu, aile büyüklerinin yaşadığı zorlukları anlattı. Annesi ile teyzesinin hayatları boyunca üç kez görüşebildiklerini ifade etti.
Türkiye’de yaşayan Ahıskalılar olarak Türkyiye’yi çok sevdiklerini ifade eden Muzafferoğlu, sürgünün üzerinden 70 yıl geçtiğini hatırlattı. Muzafferoğlu, “70 yıl, yeni dünyaya gelen çocuk 70 yaşında olmuş oda kalmışsa. Bu milletin Allah’tan başka sahibi olmadı. Yabancı devletlerde yaşadık, çileler çeke çeke geldik. Hala da devam ediyor. Bunun son bulmasını Allah’tan arzu ediyorum.” dedi.
Türkiye’yi ve Türk bayrağını canını feda edecek kadar seven Ahıskalılar olarak, sorunlarının çözülmesini beklediklerini belirten Muzafferoğlu, vatandaşlık hakkı verilmesini, çalışma izinlerinin sağlanmasını istedi. Türk açılımı beklediklerini söyleyen Muzafferoğlu, “Bize sıra ne zaman gelecek? Türk olduğumuza göre mi? Bir Türk açılımı yapmak gerekiyor. Türk açılımı mı olsun, biz ne adına size gelelim? Bekledik bekledik, hele ikamet gelsin. İkamet ne geldi ne danışıyorlar. Yüz bin çileler çekiyoruz. Tamam orada kalsın diyorsan orada kalsın ama Türk vatandaşı olarak kalsın. Yarın uçakla giden çocuğunu kurtarıp getirebilsin. Canımız feda Türkiye için. Biz buraya zengin olmaya gelmedik. Canımız feda bu bayrak için. Biz bayrak altında bu millet ile beraber ölmeye geldik.” diye konuştu.
AHİMED Başkanı Deniz Ekinci de zalimin değil mazlumun yanında yer aldıklarını ifade etti. Ekinci, “Sadece 70 yıl değil kıyamete kadar zorbaların, haksızların, güçlülerin değil mağdurların, mazlumların, gariplerin yanında yer alacağız. Bu sadece bulunmak değil bir duruştur.” ifadelerini kullandı.
Ahıska Türkleri'nin 14 Kasım 1944 yılında Rus lider Stalin tarafından Orta Asya'ya sürgün edilişinin 70.yılı münasebetiyle Ahıskalı Öğrenciler Mezunlar ve Mensupları Derneği (AHİMED) ile Bizim Ahıskalılar Derneği anma programı düzenledi. Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi Spor Salonu’ndaki program öncesi davetlilere pilav ikram edildi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programın açılışında Kur’an-ı Kerim okundu. Sürgün yıllarına ait fotoğraflar ve görüntülerin izletildiği programda bazı katılımcılar göz yaşlarını tutamadı. Sürgünün canlı tanıklarının da katıldığı programda konuşan Bizim Ahıskalılar Derneği Başkanı Binali Muzafferoğlu, aile büyüklerinin yaşadığı zorlukları anlattı. Annesi ile teyzesinin hayatları boyunca üç kez görüşebildiklerini ifade etti.
Türkiye’de yaşayan Ahıskalılar olarak Türkyiye’yi çok sevdiklerini ifade eden Muzafferoğlu, sürgünün üzerinden 70 yıl geçtiğini hatırlattı. Muzafferoğlu, “70 yıl, yeni dünyaya gelen çocuk 70 yaşında olmuş oda kalmışsa. Bu milletin Allah’tan başka sahibi olmadı. Yabancı devletlerde yaşadık, çileler çeke çeke geldik. Hala da devam ediyor. Bunun son bulmasını Allah’tan arzu ediyorum.” dedi.
Türkiye’yi ve Türk bayrağını canını feda edecek kadar seven Ahıskalılar olarak, sorunlarının çözülmesini beklediklerini belirten Muzafferoğlu, vatandaşlık hakkı verilmesini, çalışma izinlerinin sağlanmasını istedi. Türk açılımı beklediklerini söyleyen Muzafferoğlu, “Bize sıra ne zaman gelecek? Türk olduğumuza göre mi? Bir Türk açılımı yapmak gerekiyor. Türk açılımı mı olsun, biz ne adına size gelelim? Bekledik bekledik, hele ikamet gelsin. İkamet ne geldi ne danışıyorlar. Yüz bin çileler çekiyoruz. Tamam orada kalsın diyorsan orada kalsın ama Türk vatandaşı olarak kalsın. Yarın uçakla giden çocuğunu kurtarıp getirebilsin. Canımız feda Türkiye için. Biz buraya zengin olmaya gelmedik. Canımız feda bu bayrak için. Biz bayrak altında bu millet ile beraber ölmeye geldik.” diye konuştu.
AHİMED Başkanı Deniz Ekinci de zalimin değil mazlumun yanında yer aldıklarını ifade etti. Ekinci, “Sadece 70 yıl değil kıyamete kadar zorbaların, haksızların, güçlülerin değil mağdurların, mazlumların, gariplerin yanında yer alacağız. Bu sadece bulunmak değil bir duruştur.” ifadelerini kullandı.