Musul’u koruyan yerel güçlerin çekilmesinin ardından şehir iki saat içinde IŞİD’in eline geçti. Bir anda etrafı sardılar. Kameraları patlattılar.Baskın bir anda oldu. Baskından 1 buçuk saat sonra o alanı terk ettik. Beni makam odamın önüne götürdüler ama odaların hepsi kapalıydı. Yaklaşık 45-60 saniyelik bir ölümle yüzleşme anı oldu. Silahı başıma dayadılar ve odamı açmamı söylediler ama kabul etmedim. Odamın görüntüsünü almak istediler. Bu sayede örgütün propagandasını yapmak istiyorlardı. Progpaganda zaten onların başlıca silahı. Bunu biliyordum. Reddettim açıklama yapmayı. Çok zorladılar. Kabul etmedim. Geri çekildiler sonunda.
TELAFER’DEYİZ DİYE KANDIRMAK İSTEDİLER
Çok defa yer değiştirdik rehinken. Otobüslerle ve aniden yer değiştiriyorduk. Gözlerimiz kapalıydı. Musul’da bir çok defa yer değiştirdik. Binaların bodrumlarına hapsediyorlardı bizi. Etrafı görmememizi istiyorlardı. Bazen şu an Telafer’deyiz diyorlardı. Ama ben Musul içinde olduğumuzu biliyordum. Orada bir yıl görev yaptığım için hemen her yerine hakimdim.
CEP TELEFONUMU SAKLADIK
Cep telefonumu sakladık. Bir arkadaşımla koordineli olarak her aramada el değiştiriyorduk telefonu. Çok sıkı arama yapıyorlardı. Çünkü dışarı bilgi sızmasını istemiyordu. Ben her gün en az bir defa ülkemle konuşuyordum telefonda.
ESİR YAŞAMI
Yemekler çok kötüydü. Çok kilo verdik. Ben 14 kilo verdim. Televizyon bazen vardı. Bazen yoktu. Zaman zaman bize video izletiyorlardı. Moralimizi bozmaya çalışıyorlardı. O yabancı gazetecilerin ölümünden de haberimiz oldu böylelikle. Hepimiz eşittik. Bizim hepimiz eşittik. Bir gün bana ait ne var diye baktım. Sadece terliklerim kalmıştı. Bize ait ölsek Türkiye’ye gidecek hiçbir şeyimiz yoktu. Fiziken kötü müdahale olmadı. Ama tehditleri oldu. Bunların fiziki müdahaleye zamanları yok zaten. Öldürüp keserler bunun yerine.
HER SÖZLERİ YALAN
Uzun süre onlarca birlikte yaşayınca onları anlamaya başlıyorsunuz.
Kültürleri çok farklı. Anlamadığınız şeyler yapıyorlar. Karmakarışık.
Ama hissetmiştik. Söyledikleri hep yalandır. Yüz defa Kuran’a el basarlar yüz defa da yalan söylerler.
BAŞBAKANIMIZLA KONUŞANA KADAR ANLAMADIK
Biz sınıra geldiğimizi de anlamadık. Ben sınıra geldiğimizi haber vermek için
Başbakanımızı aradım. Daha “Alo demeden o bana “Öztürk hoşgeldiniz deyince
tamam dedim bu iş bitti. Bütün arkadaşlarla coşkuyla sevindik.
BAŞIMA NE GELİRSE GELSİN GURUR DUYARIM
Biz dik durduk. Ülkemizin onuru için orada boyun eğmedik hiçbir şekilde. Ve şimdi bütün ülkeler bizden övgüyle bahsediyor. Ülkemden dolayı başıma ne gelirse gelsin gurur sayarım.