Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) 5. İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararına rağmen inşa edilen Cumhurbaşkanlığı Sarayı (Ak Saray), yer seçimi kadar maliyetleri de tartışma konusu olmuştu.
Açıklanan 1,5 milyar liraya yakın maliyetiyle 'israf' tartışmalaırna neden olan Ak Saray, Yayıştay’ın yıl sonu raporlarına da yansıyarak, inşaatın yapım ihalelerinin şartnameye uygun olmadığı tespiti yapıldı. Sayıştay raporları, TOKİ'nin Saray'ın ihalesinin yapım işleri genel şartnamesinin 22. madddesine uygun olmadığı tespit etti.
Sayıştay’ın raporunu değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Kaçak Sarayın, yer seçiminden yapımına kadar her şeyi hukuksuz. Sayıştay’ın 2013 raporları bu yargımızı onaylıyor.” dedi. Candan, AOÇ davasının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşınması durumunda söz konusu Sayıştay raporlarının kendilerine güçlü dayanak oluşturacağını kaydetti.
Sayıştay’ın, AOÇ arazilerinin talan edilmesini tespit ettiğini kaydeden Candan, şu ifadeleri kullandı: “Sayıştay'ın TOKİ raporunda, Başbakanlık hizmet binası ihalelerinde, hem birinci ihalede hem de ikinci ihalede, yapım işleri genel şartnamesine uygun olmadığı, firmaların teklifleri ile yapımları arasında farklılıklar olduğu belirtilmiş. Maliyetlerin açıklanmamasının nedenlerinden birisi de bu. Kaçak Saray’ın ihale süreçlerinin şeffaf olmaması ve yapım işlerinde, belirtilen kalemlerin kamuoyuna açıklanmaması. Sayıştay raporları bunun bir bölümünü dile getirmiş ancak, bütün bunlar buzdağının görünen yüzü, kalem kalem açıklandığında, her şey ortaya çıkacak.”
Sayıştay raporlarının Saray’la ilgili sürecin ne kadar sorunlu olduğunu ortaya koyduğunu belirten Candan, “Yasama sürecinin bu raporları değerlendirerek, yasa dışı davrananların cezalandırılması sürecini başlatması gerekiyor. Atatürk Orman Çiftliği'nde yaşanan bu katliama artık kimsenin sessiz kalmayacağı günlerdeyiz.” dedi. Candan, Atatürk Orman Çiftliği'nde son yıllarda yaşanan talanın Sayıştay raporları ile kesinleştiğini, Atatürk'ün şartlı bağışının ihlal edildiği tespitinin de yapıldığını belirterek, çiftlik arazilerinde talanın durması gerektiğini ifade etti.
"AOÇ İÇİN AİHM'E GİDERKEN SAYIŞTAY RAPORLARI ÇOK KIYMETLİ"
Candan, AOÇ’de Ak Saray dahil 35 davaları bulunduğunu belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı: “Davalarımızın ana gerekçelerini oluşturan en önemli raporlar Sayıştay raporlarıdır. 2013 raporu, Atatürk'ün şartlı bağışına ve mahkeme kararlarına uyulmasını önermiş, kuruluş amaçlarına uygun şekilde, başkentin içinde kamu elinde bulunan bu büyük ve kesintisiz açık alanların Ankara'nın sağlıklı bir kent yapısına kavuşturulmasında önemli bir potansiyel olduğunu vurgulayarak, ağaçlandırılmasını ve halkın kullanımına açık, piknik alanlarının yapılmasını önermiştir. Atatürk Orman Çiftliği, Atatürk'ün bize bıraktığı, nefes alanımızdır. Bu raporlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıyacağımız AOÇ davalarımız için çok kıymetli evraklardır.”
Açıklanan 1,5 milyar liraya yakın maliyetiyle 'israf' tartışmalaırna neden olan Ak Saray, Yayıştay’ın yıl sonu raporlarına da yansıyarak, inşaatın yapım ihalelerinin şartnameye uygun olmadığı tespiti yapıldı. Sayıştay raporları, TOKİ'nin Saray'ın ihalesinin yapım işleri genel şartnamesinin 22. madddesine uygun olmadığı tespit etti.
Sayıştay’ın raporunu değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Kaçak Sarayın, yer seçiminden yapımına kadar her şeyi hukuksuz. Sayıştay’ın 2013 raporları bu yargımızı onaylıyor.” dedi. Candan, AOÇ davasının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşınması durumunda söz konusu Sayıştay raporlarının kendilerine güçlü dayanak oluşturacağını kaydetti.
Sayıştay’ın, AOÇ arazilerinin talan edilmesini tespit ettiğini kaydeden Candan, şu ifadeleri kullandı: “Sayıştay'ın TOKİ raporunda, Başbakanlık hizmet binası ihalelerinde, hem birinci ihalede hem de ikinci ihalede, yapım işleri genel şartnamesine uygun olmadığı, firmaların teklifleri ile yapımları arasında farklılıklar olduğu belirtilmiş. Maliyetlerin açıklanmamasının nedenlerinden birisi de bu. Kaçak Saray’ın ihale süreçlerinin şeffaf olmaması ve yapım işlerinde, belirtilen kalemlerin kamuoyuna açıklanmaması. Sayıştay raporları bunun bir bölümünü dile getirmiş ancak, bütün bunlar buzdağının görünen yüzü, kalem kalem açıklandığında, her şey ortaya çıkacak.”
Sayıştay raporlarının Saray’la ilgili sürecin ne kadar sorunlu olduğunu ortaya koyduğunu belirten Candan, “Yasama sürecinin bu raporları değerlendirerek, yasa dışı davrananların cezalandırılması sürecini başlatması gerekiyor. Atatürk Orman Çiftliği'nde yaşanan bu katliama artık kimsenin sessiz kalmayacağı günlerdeyiz.” dedi. Candan, Atatürk Orman Çiftliği'nde son yıllarda yaşanan talanın Sayıştay raporları ile kesinleştiğini, Atatürk'ün şartlı bağışının ihlal edildiği tespitinin de yapıldığını belirterek, çiftlik arazilerinde talanın durması gerektiğini ifade etti.
"AOÇ İÇİN AİHM'E GİDERKEN SAYIŞTAY RAPORLARI ÇOK KIYMETLİ"
Candan, AOÇ’de Ak Saray dahil 35 davaları bulunduğunu belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı: “Davalarımızın ana gerekçelerini oluşturan en önemli raporlar Sayıştay raporlarıdır. 2013 raporu, Atatürk'ün şartlı bağışına ve mahkeme kararlarına uyulmasını önermiş, kuruluş amaçlarına uygun şekilde, başkentin içinde kamu elinde bulunan bu büyük ve kesintisiz açık alanların Ankara'nın sağlıklı bir kent yapısına kavuşturulmasında önemli bir potansiyel olduğunu vurgulayarak, ağaçlandırılmasını ve halkın kullanımına açık, piknik alanlarının yapılmasını önermiştir. Atatürk Orman Çiftliği, Atatürk'ün bize bıraktığı, nefes alanımızdır. Bu raporlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıyacağımız AOÇ davalarımız için çok kıymetli evraklardır.”