Çeşitli bahane ve sebeplerle girdikleri yerlerde ortalığı savaş alanına çeviren bölücü örgütlere birçok ilde vatandaşlar tarafından tepki gösteriliyor ve hatta linç girişiminde bulunuyor. Vatandaşlarında yoğun tepkisini çeken eylemler adım adım bir isyanın provası olarak değerlendiriliyor.
BDP’nin de körüklediği olayların Türkiye sathına hızla yayılması, üniversitelerde ve şehrin kalabalık caddelerinde eylemlerin yapılması vatandaşı endişelendiriyor ve hükümetten bir an önce gereken tedbirlerin alınmasını istiyor.
Diyarbakır-lice’de güvenlik kuvvetleriyle çatışmaya giren teröristlerden iki kişinin öldürülmesi bahanesiyle gelişen olaylar neticesinde “bu devlet nerede” dedirtecek vehim manzaralarda bütün çıplaklığıyla ortaya çıkıyor.
Hükümetin uygulamış olduğu çözüm sürecinin getirdiği bu nokta da çözümsüzlüğün getirdiği bir otorite boşluğunu değerlendiren bölücüler, tehditler savurarak, ortalığı yakıp yıkarak, güvenlik güçlerine karşı çeşitli saldırılar gerçekleştirerek göz dağı vermeye çalışıyor.
Bir diğer taraftan çok güvenli olması gereken askeri bir alana girerek Türk Bayrağımızı indirecek kadar şımartılan ve mesahama gösterilen bu bölücüler ayni zamanda Türk Milletine ve devletine hakaret ediyor.
Bütün Ümitler Öcalan’la diyaloglara bağlandı. Çözüm süreci adı altında işin içinden çıkılmaz hale getirildi. Çözüm değil çözümsüzlük ortaya koyuldu; ve bu ÇÖZÜM PAKETİ, her taraftan patlamaya başladı. DEVAMI İÇİN TIKLAYIN