"1. Dünya Savaşı ve 2. Dünya Savaşı geride kaldı, soğuk savaş geride kaldı. Soğuk savaş sonrası oluşan dengeler birer birer yıkılıyor. Buna rağmen bizi hala Lozan’a hapsetmeye çalışıyorlar"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lozan’ın tartışılmaz kutsal bir metin olmadığını belirterek, hala Türkiye’nin Lozan’a hapsedilmeye çalışıldığını belirtti.
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen Polis Akademisi "Türkiye'nin Yeni Güvenlik Konsepti" konuşan Erdoğan, Lozan’ın tartışılamaz kutsal bir metin olmadığını söyleyerek "Elbette tartışacağız, daha iyisine ulaşmanın çabası içinde olacağız. 1. Dünya Savaşı ve 2. Dünya Savaşı geride kaldı, soğuk savaş geride kaldı. Soğuk savaş sonrası oluşan dengeler birer birer yıkılıyor. Buna rağmen bizi hala Lozan’a hapsetmeye çalışıyorlar" dedi.
BİZİ LOZAN'A HAPSETMEYE ÇALIŞIYORLAR
Suriye’de, Irak’ta, Kuzey Afrika ülkelerinde, Balkanlar’da ve diğer kardeş coğrafyalarda yaşanan olayların hepsinin de bir yönü ile Türkiye’yi oralardan uzak tutmayı hedeflediğinin gayet açık olduğunun altını çizen Erdoğan "Türkiye Suriye’den veya diğer yerlerden uzak durunca ne olacak? Bu bölgeler huzura, güveni, refaha mı kavuşacak? Böyle bir durum söz konusu değil. Türkiye oralardan uzak durduğunda olacak şey, etnik ve mezhep temelli kavgaların çok dana rahat çıkartılabilecek. İnsanların tarihleri ve kültürleri ile bağlarının çok daha kolay kopartılabilecek, doğal kaynakların rahat yağmalanabilecek olmasıdır. Bu kardeş coğrafyaların hepsi için Türkiye günümüz dünyasının kuralları belirli ülkeler tarafından konulmuş ahlak dışı şartları içinde dahi siyasi, ekonomik ve kültürel bağımsızlığını elde edilebileceğinin ispatıdır. 1. Dünya Savaşı’nın galipleri tarafından konulan bu kurallar aslında Türkiye gibi bir devletin yaşamasını öngörmüyor. Böyle bir hesapları, planları yok. Sevr bugünkü Türkiye’yi 7-8 parçaya bölen haritası ile bize biçilen asıl misyonun ifadesidir. Milletimiz Çanakkale Savaşı ile Kut’ül Amare Zaferi ile İstiklal Harbi ile bu taksimi reddedip, onun yerine bize yine de dar gelen bir gömlek olmasına rağmen bugünkü sınırlarımızda ittifa etmemizi kılmıştır. Lozan tartışması işte buradan çıkıyor. Milletimiz İstiklal Harbine başlarken bir hedef belirlemiştir. Bu hedef Misak-ı Milli’dir. Lozan’daki tüm kazanımları elbette taktirle karşılıyoruz. Ama bu durum Misak-ı Milli hedeflerimiz arasında olup da İstiklal Harbini kazanarak yaklaştığımıza inandığımız ama Lozan ile feragat etmek zorunda kaldığımız bazı haklarımızı dile getirmemize mani değildir. Lozan tartışılmaz bir metin değildir. Kutsal bir metin asla değildir. Elbette tartışacağız, daha iyisine ulaşmanın çabası içinde olacağız. BUNU SİZLERLE YAPACAĞIZ
1. Dünya Savaşı ve 2. Dünya Savaşı geride kaldı, soğuk savaş geride kaldı. Soğuk savaş sonrası oluşan dengeler birer birer yıkılıyor. Buna rağmen bizi hala Lozan’a hapsetmeye çalışıyorlar. Kimse kusura bakmasın bizim milletimize sözümüz var. Biz Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştırmak, her alanda dünyanın en büyük 10 ülkesinden birisi haline getirmek için tüm şartları zorlayacağız. Bunu yaparken bir çoklarının ayağına basacağımızın, birçoklarını rahatsız edeceğimizin, birçoklarının çıkarlarına dokunacağımızın farkındayız. Bunu sizlerle yapacağız. Öyle bir dünyada yapıyoruz ki, ileriye yürümezseniz yerinizde kalmazsınız. Geriler, hatta yok olur gidersiniz. Biz Türkiye’yi adım adım ileriye götürmekte kararlıyız. Terör örgütleri ile darbe teşebbüsleri ile ekonomik saldırılarla siyasi ve diplomatik kumpaslarla boğuşarak da olsa hedefimize yürümeyi sürdüreceğiz. Bizden sonraki nesillere büyük ve güçlü Türkiye’yi miras bırakmak için, milletimizle birlikte yürüttüğümüz bu mücadeleyi gerekirse canımız pahasına vermeye devam edeceğiz. 15 Temmuz bu konuda milletimizin ne kadar kararlı olduğunu, gerektiğinde hangi fedakarlıkları göze alacağını gösterdi. Ölümden korkmayan bir milleti durduracak hiçbir güç yoktur. Allah’ın izni ve yardımı ile yeni Türkiye’nin ufukta belirmeye başladığına ben inanıyorum. Karanlığın en koyu olduğu an aydınlığa en yakın olduğu zamandır. Bölgedeki çatışmalar, terör örgütlerinin canhıraş gayretleri, ekonomik, siyasi ve diplomatik hücumlar sonuç almaya yaklaştığımızın göstergeleridir. İşte böyle dönemler milletlerin ve devletlerin tarihlerinin dönüm noktalarıdır. Gençler, şuanda siz öyle bir sürece giriyorsunuz ki, kendinizi o dönüm noktasına hazırlayın. Şayet azmeder, sabreder, dirayet gösterir, birlik ve beraberliğimizi güçlendirir. karlı şekilde yolumuza devam edersek kısa sürede önümüzün açıldığını, aydınlandığını göreceğimizden hiç şüpheniz olmasın" ifadelerini kullandı.