Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Behlül Özkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Davutoğlu'nun İslam’ı bir araç olarak kullandıklarını iddia etti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yazdığı 300’den fazla makaleyi akademik olarak inceleyerek sıra dışı çıkarımlarda bulunmasıyla bilinen Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Behlül Özkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Davutoğlu'nun İslam’ı bir araç olarak kullandıklarını iddia etti. Son 3 yılda yaşananların Türkiye'nin dış politika stratejisinin yanlış olduğunu gösterdiğini söyleyen Özkan, Hizmet Hareketi’ne karşı yapılanları ise bir çeşit İslamofobi olarak değerlendirdi.
Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Özkan, Washington merkezli Partilerüstü Politika Merkezi ve Orta Asya-Kafkaslar Enstitüsü’nün ortaklaşa düzenlediği panelde, Davutoğlu’nun dış politika yaklaşımını ve bu yaklaşıma yön veren teorik ve idelojik görüşleri değerlendirdi.
Özkan, Hizmet Hareketi'ne yönelik baskılar konusunda ise "Siyasi bir lider, ülkedeki İslami bir organizasyona karşı devletin gücünü kullanıyor. Bunu da İslamofobi olarak adlandırabilirsiniz.” değerlendirmesini yaptı.
Sözlerine devam eden Özkan şöyle konuştu: “Size bir örnek vereyim. Sürekli olarak İslamofobi’den bahsediyorlar. Batılı ülkeleri ve liderleri suçluyorlar. Bununla birlikte son bir yılda Türkiye’deki İslami bir organizasyon, Erdoğan tarafından paralel devlet tanımlamasıyla darbe yapmak ve diğer Batılı ülkelere çalışmak iddiasıyla tekrar tekrar suçlanıyor. Bu da bir çeşit İslamofobi.”
DAVUTOĞLU ARAP BAHARI'NDA YANLIŞ YAPTI
Yard. Doç. Dr. Behlül Özkan, son 3 yılda yaşananların Davutoğlu’nun dış politika stratejisinin yanlış olduğunu gösterdiğini ifade etti. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eski öğrencisi Özkan, Davutoğlu’nun Arap Baharı'nda “Şimdi bizim sıramız” düşüncesine kapıldığını ancak başarısız olduğunu dile getirdi.
Çok sayıda insanın Davutoğlu’nun Neo-Osmanlıcı olduğunu ifade ettiğini dile getiren Özkan, “Hayır, Davutoğlu Neo-Osmanlıcı değil. Davutoğlu hiçbir zaman Osmanlıcılığa inanmadı.” dedi. Özkan, Davutoğlu için, Müslüman nüfusun fazla olduğu ülkelerin tek bir çatı altında birleştirilmesi ideolojisine sahip kişi anlamına gelen Pan-İslamist ifadesini kullandı.
“Stratejik Derinlik” kitabında Türkiye’nin bölgesel değil küresel bir güç olması gerektiğinin işlendiğini kaydeden Özkan, Davutoğlu’nun son 500 yılda Türkiye’nin İslam medeniyetinin merkezinde olduğunu ve bu yönüyle sıradan bir ülke olamayacağına inandığını ifade etti.
DAVUTOĞLU’NA GÖRE BATI YANLISI UYGULAMALAR İFLAS ETTİ
Davutoğlu’nun Türkiye’nin liderliğinde bir İslam dünyasının hayalini kurduğunu kaydeden Özkan, “Davutoğlu son 100 yıldaki Batı yanlısı uygulamaların iflas ettiği görüşünde. Ona göre Batı ve İslam dünyası birbirine karşı olan iki farklı cephe. Türkiye hiçbir zaman AB’nin bir parçası olamayacak. Türkiye'nin kimliğini İslami paradigma ile belirlemesi ve Ortadoğu’da yeni bir dış politika geliştirmesi gerektiğine inanıyor.” dedi.
Komşularla sıfır sorun politikasını ise “diktatörlerle sıfır sorun” şeklinde anladığını kaydeden Özkan,“Otoriter rejimlerin uzun dönemde hayatta kalamayacağını düşünüyordu. Bu rejimlerin 1989 Avrupası’ndaki gibi çökeceğini tahmin ediyordu. Ortadoğu’ya değişim rüzgârı ulaşmadan önce Türkiye’nin bu ülkelerde etkisini artırması gerekiyordu. Doğru zaman geldiğinde Türkiye stratejisini değiştirecek, tarihten gelen fırsatları İslami partilerin iktidara gelmesine destek vermek için kullanacaktı.” dedi.
TÜRKİYE’NİN KAPASİTESİ İLE DAVUTOĞLU’NUN TUTKULARI ARASINDA BÜYÜK FARK VAR
Arap Baharı’dan sonra Davutoğlu’nun Ortadoğu politikasını 180 derece değiştirdiğini kaydeden Özkan, Davutoğlu’nun Arap Baharı’nın başlamasının ardından ‘Şimdi bizim sıramız’ düşüncesine kapıldığını kaydetti. Türkiye’nin kapasitesi ile Davutoğlu’nun tutkuları arasında büyük fark olduğunu dile getiren Özkan, “Son 3 yıl Davutoğlu’nun değerlendirmelerinin yanlış olduğunu ortaya koydu.” dedi. Özkan, “Bununla birlikte Davutoğlu kendisini bu başarısızlığın sorumlusu olarak görmüyor. Hiçbir zaman başarısız olduğunu düşünmüyor. Kendinden son derece emin. Eleştirileri haklı bulmuyor.” şeklinde konuştu. Özkan, Davutoğlu’nun kendisini toplumun önde gelen düşünürlerinden biri olarak gördüğünü söyledi.
Paneldeki bir diğer konuşmacı Princeton Üniversitesi Yakın Doğu Çalışmaları Bölümü Öğretim Görevlisi Doçent Doktor Michael Reynolds ise Türk dış politikasının darmadağın olduğunu söyledi.
Amerikan yönetiminin son 10 yılda Türkiye’yi çok yanlış okuduğunu dile getiren Raynolds, ABD’nin zamanla aldatılmışlık hissine kapıldığını; ancak bunun sorumlusunun Washington yönetimi olduğunu ifade etti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yazdığı 300’den fazla makaleyi akademik olarak inceleyerek sıra dışı çıkarımlarda bulunmasıyla bilinen Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Behlül Özkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Davutoğlu'nun İslam’ı bir araç olarak kullandıklarını iddia etti. Son 3 yılda yaşananların Türkiye'nin dış politika stratejisinin yanlış olduğunu gösterdiğini söyleyen Özkan, Hizmet Hareketi’ne karşı yapılanları ise bir çeşit İslamofobi olarak değerlendirdi.
Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Özkan, Washington merkezli Partilerüstü Politika Merkezi ve Orta Asya-Kafkaslar Enstitüsü’nün ortaklaşa düzenlediği panelde, Davutoğlu’nun dış politika yaklaşımını ve bu yaklaşıma yön veren teorik ve idelojik görüşleri değerlendirdi.
Özkan, Hizmet Hareketi'ne yönelik baskılar konusunda ise "Siyasi bir lider, ülkedeki İslami bir organizasyona karşı devletin gücünü kullanıyor. Bunu da İslamofobi olarak adlandırabilirsiniz.” değerlendirmesini yaptı.
Sözlerine devam eden Özkan şöyle konuştu: “Size bir örnek vereyim. Sürekli olarak İslamofobi’den bahsediyorlar. Batılı ülkeleri ve liderleri suçluyorlar. Bununla birlikte son bir yılda Türkiye’deki İslami bir organizasyon, Erdoğan tarafından paralel devlet tanımlamasıyla darbe yapmak ve diğer Batılı ülkelere çalışmak iddiasıyla tekrar tekrar suçlanıyor. Bu da bir çeşit İslamofobi.”
DAVUTOĞLU ARAP BAHARI'NDA YANLIŞ YAPTI
Yard. Doç. Dr. Behlül Özkan, son 3 yılda yaşananların Davutoğlu’nun dış politika stratejisinin yanlış olduğunu gösterdiğini ifade etti. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eski öğrencisi Özkan, Davutoğlu’nun Arap Baharı'nda “Şimdi bizim sıramız” düşüncesine kapıldığını ancak başarısız olduğunu dile getirdi.
Çok sayıda insanın Davutoğlu’nun Neo-Osmanlıcı olduğunu ifade ettiğini dile getiren Özkan, “Hayır, Davutoğlu Neo-Osmanlıcı değil. Davutoğlu hiçbir zaman Osmanlıcılığa inanmadı.” dedi. Özkan, Davutoğlu için, Müslüman nüfusun fazla olduğu ülkelerin tek bir çatı altında birleştirilmesi ideolojisine sahip kişi anlamına gelen Pan-İslamist ifadesini kullandı.
“Stratejik Derinlik” kitabında Türkiye’nin bölgesel değil küresel bir güç olması gerektiğinin işlendiğini kaydeden Özkan, Davutoğlu’nun son 500 yılda Türkiye’nin İslam medeniyetinin merkezinde olduğunu ve bu yönüyle sıradan bir ülke olamayacağına inandığını ifade etti.
DAVUTOĞLU’NA GÖRE BATI YANLISI UYGULAMALAR İFLAS ETTİ
Davutoğlu’nun Türkiye’nin liderliğinde bir İslam dünyasının hayalini kurduğunu kaydeden Özkan, “Davutoğlu son 100 yıldaki Batı yanlısı uygulamaların iflas ettiği görüşünde. Ona göre Batı ve İslam dünyası birbirine karşı olan iki farklı cephe. Türkiye hiçbir zaman AB’nin bir parçası olamayacak. Türkiye'nin kimliğini İslami paradigma ile belirlemesi ve Ortadoğu’da yeni bir dış politika geliştirmesi gerektiğine inanıyor.” dedi.
Komşularla sıfır sorun politikasını ise “diktatörlerle sıfır sorun” şeklinde anladığını kaydeden Özkan,“Otoriter rejimlerin uzun dönemde hayatta kalamayacağını düşünüyordu. Bu rejimlerin 1989 Avrupası’ndaki gibi çökeceğini tahmin ediyordu. Ortadoğu’ya değişim rüzgârı ulaşmadan önce Türkiye’nin bu ülkelerde etkisini artırması gerekiyordu. Doğru zaman geldiğinde Türkiye stratejisini değiştirecek, tarihten gelen fırsatları İslami partilerin iktidara gelmesine destek vermek için kullanacaktı.” dedi.
TÜRKİYE’NİN KAPASİTESİ İLE DAVUTOĞLU’NUN TUTKULARI ARASINDA BÜYÜK FARK VAR
Arap Baharı’dan sonra Davutoğlu’nun Ortadoğu politikasını 180 derece değiştirdiğini kaydeden Özkan, Davutoğlu’nun Arap Baharı’nın başlamasının ardından ‘Şimdi bizim sıramız’ düşüncesine kapıldığını kaydetti. Türkiye’nin kapasitesi ile Davutoğlu’nun tutkuları arasında büyük fark olduğunu dile getiren Özkan, “Son 3 yıl Davutoğlu’nun değerlendirmelerinin yanlış olduğunu ortaya koydu.” dedi. Özkan, “Bununla birlikte Davutoğlu kendisini bu başarısızlığın sorumlusu olarak görmüyor. Hiçbir zaman başarısız olduğunu düşünmüyor. Kendinden son derece emin. Eleştirileri haklı bulmuyor.” şeklinde konuştu. Özkan, Davutoğlu’nun kendisini toplumun önde gelen düşünürlerinden biri olarak gördüğünü söyledi.
Paneldeki bir diğer konuşmacı Princeton Üniversitesi Yakın Doğu Çalışmaları Bölümü Öğretim Görevlisi Doçent Doktor Michael Reynolds ise Türk dış politikasının darmadağın olduğunu söyledi.
Amerikan yönetiminin son 10 yılda Türkiye’yi çok yanlış okuduğunu dile getiren Raynolds, ABD’nin zamanla aldatılmışlık hissine kapıldığını; ancak bunun sorumlusunun Washington yönetimi olduğunu ifade etti.