Osmanlı’nın son döneminde devletin çözülmesini tetikleyen temel konu, gayr-i Müslimlerin ayrılıkçı hareketlere yönelmesi, Batını misyoner okullarında yetişen liderlerinin terör örgütleri kurarak Osmanlı güvenlik güçleri ile çatışmaya girmesi ve Türk köylerini basarak Türk ve Müslüman ahaliyi korkutmaları suretiyle terör olmuştur. Batının da himayesi ile Rum terörü, Sırp terörü, Bulgar terörü, Karadağ terörü ve Ermeni terörü şeklinde halka halka gelişen olaylar karşısında aziz kalan Osmanlı Devleti maalesef çözülme sürecine girmiş ve Balkanları kaybetmiştir. Sultan II. Abdülhamit’in ve İttihat ve Terakki İktidarlarının uygulamaları ile Ermeni terörü başarısız olmuş, Doğu Anadolu Türk kalmıştır.
Bütün terör örgütlerinin yöntemi hemen hemen aynı olmuştur: önce silahlı tedhiş hareketi, kendi insanına propaganda, itaat etmeyeni katletme, devletin güvenlik güçlerini tahrik, dünyaya kendini mazlum, devleti ceberrut gösterme, çözüm için muhtariyet/özerklik talebi, ana dilde eğitim, yerel yönetimlerde söz ve iktidar sahibi olma, yerel güvenlik birimlerini oluşturma imtiyazı, ayrı bayrak gibi talepler birbirini takip etmiştir. Bir de şunu ilave etmek gerekir ki hiç biri amacına sadece kendi gayreti ile ulaşamamış, mutlaka bir Osmanlı Rus harbi sonunda Rusya ile birlikte diğer Batılı Güçlerin zorlaması ile Osmanlı’dan kopmuşlardır. İsyan edenler, cesaretlerini zaten Batı’dan özellikle Rusya, İngiltere ve Fransa’dan almıştır. DEVAMI...