Kürt Teali Cemiyeti, Doğuda 'Kürdistan', Teal-i İslam Cemiyeti, İngiliz Muhipler Cemiyeti 'İslam-ı ve saltanatı merkez aldıkları' ve İngiltere kontrolündeki söylemleri ile Anadolu'da bağımsızlık mücadelesine başlayan Kuvay-ı Milliyecileri, dinsizlikle suçluyordu. Hatta haklarında ölüm fetvaları veriyor 'barış ortamını bozmakla' suçladıkları Atatürk ve çevresindeki vatan aşıkları hakkında 'ölüm fetvaları' çıkarıyorlardı.
İşte o çaresiz ortamda, İngilizlerin kışkırtması ile Anadolu'da çeşitli isyanlar oldu. Tamamının altında İngiltere vardır. Hiçbir isyan 'Kürt bağımsızlığı' üzerine değildir. Kerkük'ü de İngiliz destekli, şeyh Sait isyanı ile kaybettik. Şimdi utanmadan 'Şeyh Sait'in yediği haltı tarih bilincimizden silmeye çalışıyor' AKP'li gafiller.
'Kürdistan' coğrafi adından Kürdistan devleti türetme gayretinin tek amacı vardı. Dün de bugünde. Anadolu'dan Türkleri sürmek. Kürdistan coğrafi teriminde o dönem, sadece Kürtler değil her etnisiteden insan yaşıyordu. Yani o bölge adını 'Kürtlerden' değil, bugün kendini Kürt kabul eden insanların o coğrafi terimden adını alması çok mümkün görünüyor. Düşünün Ege bölgesinde yaşayan insanların 'Egeliler' diye bir ırk olması mümkün mü?
Arapça, Osmanlıca, Türkçe, Farsça karışımı yerel konuşmalara Kürtçe denilerek, PKK manivelası ile Anadolu'dan Türklerin sökülmesi gündemde. 'Kürt açılımı, barış' denilen işin sonunda devletimiz parçalanacak, milletimiz sürgün olacak. Coğrafi terimden devlet çıkarma kurnazlığı, demokratikleşme adı altında yürütülüyor. Yedi düvel, BDP-PKK ve sözde aydınlar ve çevresine yeşil dolarlar için yuvalanmış insanların aksine, aynı istiklâl savaşında kendilerini Türklerden sayan daha büyük bir zümrenin olduğunun da farkında. Tarih aynen tekerrür ediyor.
***
Sözde Kürdistan Anayasası Türkiye'yi bitirir
1. Körfez Savaşı sonrasında 36. Paralel üstünde ayrılan parça ilk andan itibaren, ABD'nin stratejik dostlarınca yapılandırılmaya başlandı. Sözde Türk okulları, müteahhitler, GSM şirketleri, petrol çıkarmak için yanaşanlar beş kuruş için ciğerini satarken, Barzani-Talabani ve yandaş Kürtçüler 'Kürdistan' için geri sayıma geçti.
O dönem yaptıkları Anayasa'da Kerkük'ü Kürdistan'a başkent yapmışlardı. Kerkük ve çevresindeki yoğun Türkmen nüfusunu çeşitli saldırılarla yozdurup bölgeden ayrılmalarını sağlama hedefi tutmayınca, dışarıdan taşıdıkları Kürt nüfusu Kerkük'e yerleştirip, Türkmen nüfusunu geçmeyi planladılar. Referandumla Kerkük Türkmenlerin elinden alınacaktı. Bunu hâlâ yapamadılar.
Aradan geçen yıllardan sonra, Sözde Kürdistan'ın ilk çeyreği hazırladıkları Anayasa'yla tekrar gündeme geldiler. Kamuoyuna yansıyan 2009 Anayasasından başka mevcut halini bir yerde bulamadım. Irak bölgesel hükümetinin internet sitesinden faydalanarak aşağıdaki bilgileri çıkardım efendim. (1)
***
Sevr Antlaşması ve Wilson Prensipleri temelinde Kürdistan
Sözde Anayasa'nın başlangıcında self-determinasyon hakkını uygulamaya yani Wilson Prensiplerine atıf yapıyor. Kürt halkının bu hakkı kullanma hakkı olan bir ulus olduğu anlatılıyor. Sonra Sevr Antlaşmasının 62-64. maddelerinde self-determinasyon hakkının Kürtlere tanındığı halde, uygulanamadı deniliyor.
Sözde devletin Anayasasına göre coğrafi sınırı şöyle: Madde 2: Kürdistan Bölgesi, 1970 öncesindeki idari sınırlarıyla Kerkük, Süleymaniye ve Erbil Vilayetleri ile Duhok Vilayeti'nin yanı sıra Aqra, Şeikhan (Şexan), Sincar ilçeleri ve Ninova Vilayeti'ndeki Zimar nahiyesi, Diyala Vilayeti'ndeki Xaniqin ve Mandalı ilçeleri ile El-Wasit Vilayeti'ndeki Badra ilçesinden ibarettir. "
"Madde 5: Kerkük şehri Kürdistan Bölgesi'nin başkenti olacaktır." (Tepkiler üzerine bu Anayasa resmi siteden o dönem kalktı.)
Bu madde çok can yakıyor. ABD, Kürtler üzerinden Türkmen bölgesine ve enerji havzası Kerkük'ü Kürdistan'a başkent yapmaya çalışıyor. Türkiye'de ki Kürt açılımı, elimizden hem Kerkük'ü çıkaracak, hem de aziz vatandan olacağız. Ey Türk Milleti, hâlâ 'Öcalan-Kürt açılımı'ndan 'hayır' umuyor, Erdoğan'a güveniyor musun?
Bahsi geçen maddede problem çıkabilirliği, onları başkenti Erbil yapmaya yöneltmişse de, Kerkük'ün sözde Kürdistan sınırları içinde bırakılması zaten ana hedefi bize göstermekte. Kerkük'ü mutlaka, bir şekilde ABD'nin yardımıyla 'Büyük Kürdistan'ın başkenti yapma düşüncesinden vazgeçmiyorlar. (2)
Sürekli yeni Anayasa hazırlayıp, bağımsızlıklarının önünü açmaya çalışan Irak'ın kuzeyindeki yapı, göbeğinden Washington'a bağlı. Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyindeki parçayı, BOP marifeti ile Türkiye'ye bağlayıp öyle mi koparacaklar, yoksa sıra ile tüm parçaların bağımsızlığının önünün açılmasını mı bekliyorlar? AKP iktidarı bu işlerin neresinde?
***
1 Şubat 2005'de 'Hasretim Kerkük seni menden kim ala?' demiştim. Bugün değişen bir durum yok. Terörü bitirme adı altında 'Kürt açılımı Kerkük'e dayandı.' Milli hisleri sıfır iktidar, Sözde Kürdistan'ın Türkiye'yi nasıl parçalayacağını görmüyor. Suriye ile dalaşıp, sözde devletin 2. parçasının serbest salınıma geçeceği hareketler yapıyor. Terörün sona ermesi ve birliğimiz için AKP'nin iktidardan gitmesi şart.