Demokrasiye ve özgür basına yönelik susturma operasyonu Muğla'da protesto edildi. Operasyonun içinin boş olduğu vurgusu yapılarak, gözaltında tutulanların serbest bırakılması istendi.
Sınırsızlık Meydanı'nda biraraya gelen vatandaşlar, haksız gözaltıların sona ermesini istedi. Ellerindeki Türk bayrakları ve "Medyaya darbe, demokrasiye darbe", "Özgür basın susmaz", "Herkes sussa Zaman susmaz", "Bunu da yaz tarih", "Özgürlük için el ele", "Zaman sahip çıkma zamanı" yazılı dövizler taşıdı. Yüzlerce kişi, "Özgür basın susturulamaz", "Özgür medya susturulamaz ", "Muğla burada, hırsızlar nerede", "Zalimler için yaşasın cehennem", "17/25" gibi sloganlar attı.
Burada bir basın açıklaması yapan Evrensel Hukuk Platformu Başkanı Mehmet Çetinkaya, özgür basına yönelik operasyonları ve gözaltıları çok sert bir dille eleştirdi. Çetinkaya, ülkede yaşanan hukuk tanımazlıktan endişeli olduklarını belirterek, "Hukuk adına yapılan zorbalıklardan endişeliyiz. Davaların adliyede değil, saraylarda yürütülmesinden endişeliyiz. Uygar dünyada örneği olmayan 'makul şüphe' garabetinden endişeliyiz. Ülkenin hızla korku toplumu olmasından endişeliyiz. Gelişmiş ülkelerin refah seviyelerinin sadece ekonomik olmadığını, asıl güçlerinin özgürlüklerden geldiğini biliyoruz. Düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı ülkelerin ne durumda olduklarını, yakın komşularımızdan ve dünyadaki örneklerinden biliyoruz. Yapılan son uygulamalardan sonra ülkemizin itibar kaybetmesinden endişeliyiz. 3., 4. lige düşmüş bir Türkiye'de yaşamak zorunda olmaktan endişeliyiz." dedi.
Yapılanların bunlarla sınırlı kalacağını düşünmenin saflık olacağını dile getiren Çetinkaya, "Bizler bu saflığa düşmeyecek kadar zeki insanlarız. Hiç kimse bu özgürlük talebinden geri adım atacak değil. Hiç kimse bu yapılanları unutacak da değil. Dileğimiz odur ki basın üzerinde oynanan ayak oyunları bir an önce bitsin. Halkımız türlü algı operasyonlarıyla birbirine düşürülmekten vazgeçilsin. Her zaman ve her yerde evrensel hukuk kurallarına uyulsun. Hukukun bazı oligarklar eliyle korku ve sindirme aracı olarak kullanılmasından vazgeçilsin. Suç varsa ceza da olacaktır. Buna her demokrat gibi biz de evet diyoruz ancak dava dosyaları, sadece adalet saraylarında hazırlanmalı. Basına yapılan bu saldırının, sadece bir kesimle sınırlı kalmayacağı ortadadır. O nedenle herkesin, bu özgürlük mücadelesinde yerini belli etmesi lazım." ifadelerini kullandı.
Çetinkaya, "Taraf olmayan bitaraf olur" sözünün çok şey anlattığının altını çizerek, "Bu yaşananlardan sonra bu hukuksuzluk karşısında özgürlükten taraf olduğumuzu, buradan tüm halkımıza haykırmak istiyorum. Bu bir kesime değil, düşünce ve fikir özgürlüğüne sahip çıkmaktır. Bizler fikir ve düşünce özgürlüğü adına buradayız. Bizler yolsuzlukların, hırsızlıkların yanlış olduğunu haykırmak için buradayız. Bizler tüm bu yapılanlara rağmen, tüm bu tozbulutlarına rağmen 17-25 Aralık'ı unutmadığımızı duyurmak için buradayız. Cephede nöbetin saati seneler ise ziyamızı korumada bilinmez miktarı. Böyle kutsal vazife nasip olmaz herkese. Yine de bu konuda Allah verir kararı." şeklinde konuştu.
Basın açıklamasının ardından vatandaşlar, adliye sarayına kadar yürümek istedi. Emniyet güçleri ise grubun önünü keserek izin vermedi. Topluluk daha sonra sessiz bir şekilde dağıtıldı.
Sınırsızlık Meydanı'nda biraraya gelen vatandaşlar, haksız gözaltıların sona ermesini istedi. Ellerindeki Türk bayrakları ve "Medyaya darbe, demokrasiye darbe", "Özgür basın susmaz", "Herkes sussa Zaman susmaz", "Bunu da yaz tarih", "Özgürlük için el ele", "Zaman sahip çıkma zamanı" yazılı dövizler taşıdı. Yüzlerce kişi, "Özgür basın susturulamaz", "Özgür medya susturulamaz ", "Muğla burada, hırsızlar nerede", "Zalimler için yaşasın cehennem", "17/25" gibi sloganlar attı.
Burada bir basın açıklaması yapan Evrensel Hukuk Platformu Başkanı Mehmet Çetinkaya, özgür basına yönelik operasyonları ve gözaltıları çok sert bir dille eleştirdi. Çetinkaya, ülkede yaşanan hukuk tanımazlıktan endişeli olduklarını belirterek, "Hukuk adına yapılan zorbalıklardan endişeliyiz. Davaların adliyede değil, saraylarda yürütülmesinden endişeliyiz. Uygar dünyada örneği olmayan 'makul şüphe' garabetinden endişeliyiz. Ülkenin hızla korku toplumu olmasından endişeliyiz. Gelişmiş ülkelerin refah seviyelerinin sadece ekonomik olmadığını, asıl güçlerinin özgürlüklerden geldiğini biliyoruz. Düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı ülkelerin ne durumda olduklarını, yakın komşularımızdan ve dünyadaki örneklerinden biliyoruz. Yapılan son uygulamalardan sonra ülkemizin itibar kaybetmesinden endişeliyiz. 3., 4. lige düşmüş bir Türkiye'de yaşamak zorunda olmaktan endişeliyiz." dedi.
Yapılanların bunlarla sınırlı kalacağını düşünmenin saflık olacağını dile getiren Çetinkaya, "Bizler bu saflığa düşmeyecek kadar zeki insanlarız. Hiç kimse bu özgürlük talebinden geri adım atacak değil. Hiç kimse bu yapılanları unutacak da değil. Dileğimiz odur ki basın üzerinde oynanan ayak oyunları bir an önce bitsin. Halkımız türlü algı operasyonlarıyla birbirine düşürülmekten vazgeçilsin. Her zaman ve her yerde evrensel hukuk kurallarına uyulsun. Hukukun bazı oligarklar eliyle korku ve sindirme aracı olarak kullanılmasından vazgeçilsin. Suç varsa ceza da olacaktır. Buna her demokrat gibi biz de evet diyoruz ancak dava dosyaları, sadece adalet saraylarında hazırlanmalı. Basına yapılan bu saldırının, sadece bir kesimle sınırlı kalmayacağı ortadadır. O nedenle herkesin, bu özgürlük mücadelesinde yerini belli etmesi lazım." ifadelerini kullandı.
Çetinkaya, "Taraf olmayan bitaraf olur" sözünün çok şey anlattığının altını çizerek, "Bu yaşananlardan sonra bu hukuksuzluk karşısında özgürlükten taraf olduğumuzu, buradan tüm halkımıza haykırmak istiyorum. Bu bir kesime değil, düşünce ve fikir özgürlüğüne sahip çıkmaktır. Bizler fikir ve düşünce özgürlüğü adına buradayız. Bizler yolsuzlukların, hırsızlıkların yanlış olduğunu haykırmak için buradayız. Bizler tüm bu yapılanlara rağmen, tüm bu tozbulutlarına rağmen 17-25 Aralık'ı unutmadığımızı duyurmak için buradayız. Cephede nöbetin saati seneler ise ziyamızı korumada bilinmez miktarı. Böyle kutsal vazife nasip olmaz herkese. Yine de bu konuda Allah verir kararı." şeklinde konuştu.
Basın açıklamasının ardından vatandaşlar, adliye sarayına kadar yürümek istedi. Emniyet güçleri ise grubun önünü keserek izin vermedi. Topluluk daha sonra sessiz bir şekilde dağıtıldı.