Türkiye'nin terörle mücadele tarihi yazılacak olursa, terör ve bölücülüğe verilen tavizler listesinin başında AKP ikdiranın yaptıkları yazılacaktır.Sayın Başbakan İstanbul'da İl başkanlığını yürüttüğü günlerde Türkiye'deki etnik gruplar üzerindeki görüş ve düşüncelerini iktidar olduktan sonra tek tek uygulamaya koymuştur.Bu uygulumaların sonuçları, üniter yapımızı tehdit eder boyuttadır.Alt kültür gruplarına etnik bilinç verilmesi şeklinde özetleyebileceğimiz bu çalışmalarla Misak-i Milli sınırları içerisinde yeni milletler yaratılmaya çalışılmaktadır.AKP zihniyeti, Türk adını da etnik bir gruba dönüştürülmeye çalışmaktadır. Devletimizin adından işleyişine kadar Türklüğe ait ne varsa bu değerlere hücum etmektedir. Hâlbuki Türk adı bir üst kimlik olarak bu topraklardaki bütün insanların ortak adıdır. Devlet-i Ebed Müddet felsefesiyle hareket etmesi gereken kamu görevlilerinin bir siyasi partinin militanı haline dönüştürülmesi ve asli görevlerini ifa edemez hale gelmeleriyle Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünün devamı noktasında ciddi tehditlere karşı savunmasız bırakıldığına üzülerek şahit oluyoruz.Çünkü toplumu bölen, ayrıştıran virüs bizzat devleti idare eden, bürokrasi, iş ve sanat dünyasının soytarıları, medyaya hükmeden AKP hükümetinden yayılmaktadır. Bu yüzden bütün kurumlar felç olmuş ve fonksiyonunu yitirmiş gözüküyor. Sadece toplumsal direnç merkezleri susturulmakla kalmadığına, bizzat ülkenin güvenliğinden sorumlu Türk silahlı kuvvetleri mensuplarının itibarsızlaştırıldığı ve etkisiz hale getirildiği, dağdan teslim aldıkları teröristlerin gizli tanıklığıyla mahkûm edildiği akıl almaz bir garabetler silsilesine şahit oluyoruz. Şirazlı Sadi'nin "Nasıl bir yer burası, taşlar bağlı köpekler serbest" meseline taş çıkartan örnekler o kadar çoğaldı ki toplum bunları yadırgamaz hale geldi. Vatanı korumakla görevli askerlerimiz mahkûm, elindeki silahla devlet ve millet hayatına kast etmiş teröristler baş tacı! Hükümetin Oslo'da PKK ile masaya oturduğu bilgisinin kamuoyuna yansıdığı zaman,görüşmeleri inkar ederek,muhalefeti ''şerefsizlikle''suçlayanlar, şimdi ''Çözüm Süreci''adı altında her gün bir Oslo adımını daha AKP oylarıyla yasa haline dönüştürüyorlar. PKK'nın istekleri, Türkiye'nin AK Partisi tarafından herkesten daha vatansever (!)söylemlerin gölgesinde, hepsi birbirinden vatansever (!) vekillerinin parmak kaldırıp indirmesiyle yerine getiriliyor.Hükümetin gündeminde işsizlik yok.Siftah yapamadan kepenk kapatan esnafın derdini dinleyen yok.Açlığa mahkum edilen emeklinin durumunu konuşan yok.Çiftçinin içler acısı haline bakan yok. Osmaniye teşvik kapsamından çıkartılıyor,Osmaniye'nin AKPli vekillerinin sesi çıkmıyor. Milletin derdiyle dertlenmeyenler,dağdaki ve şehirdeki bölücülerin anadilde savunma isteğini yerine getirmek için mecliste tereddütsüz parmak kaldırıyorlar.Belediyeleri küçük birer devlet haline getirecek yasa Osmaniyeli'lerin oy verdiği AKP li vekillerin inip kalkan ellerinin onayıyla yasalaştı. Valileri halka seçtirecek düzenlemeyi de yaptıklarında bayrak dikme törenine,AKP kurultayında davet ettikleri PKK nın koruyucusu Barzani'yi çağırmayı ihmal etmeyeceklerini düşünüyoruz.Yeni Anayasa çalışmalarında BDP nin desteğini almak için,AKP ''baldıran zehiri içmeyi'' göze almıştır.Adına ''Çözüm Süreci'' denilen uygulamalar gerçekte Türk Devletinin bölünmesi ile sonuçlanacak olan bir yıkım projesidir. Milliyetçi Hareket Partisi, koltuk hevesi uğruna devleti bölünmeye götürecek bütün planları bozacak güce ve iradeye sahiptir.Dün Müslüman Türk'ü bu topraklardan söküp atmak için haçlı seferlerini düzenleyenler nasıl ters yüz edilmiş ise bugün Türk'ün adını bu topraklardan silmek isteyenler de hüsrana uğrayacaktır.
--
Milliyetçi Hareket Partisi
Osmaniye İl Başkanlığı