Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Putin'in Dış Politika Danışmanı Yuri Uşakov'un da hazır bulunduğu görüşme, basına kapalı 2,5 saat sürdü.Toplantıs sonrası iki ülkenin yetkili bakanları tarafından Erdoğan ve Putin'in huzurunda arasında imza töreni yapıldı.
İmzalar, dışişleri, ekonomi turizm alanlarında işbirliği konularında oldu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Rusya 3. Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) Toplantısı'nda Suriye başta olmak üzere özellikle Orta Doğu'nun durumunu da değerlendirme fırsatı bulduklarını belirterek, ''Dış politika prensibimizin dostumuz Rusya'nın tutumuyla ilkesel temelde örtüştüğünü görmek elbette ki memnuniyet vericidir. En büyük temennimiz; Suriye'de sürmekte olan çatışmaların ve akan kanın bir an önce durmasıdır'' dedi. Başbakan Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde düzenlenen Türkiye-Rusya 3. ÜDİK Toplantısı'nın ardından ortak basın toplantısı düzenledi.Başbakan Erdoğan, Türkiye-Rusya 3. ÜDİK Toplantısı'nda Suriye başta olmak üzere özellikle Orta Doğu'nun durumunu da değerlendirme fırsatı bulduklarını belirterek, şöyle konuştu: ''Bu arada Filistin'in BM'de gözlemci üye statüsü ile tanınması noktasında Rusya Federasyonu'nun verdiği katkıya da özellikle teşekkür ettiğimi tekrar ifade etmek isterim. Bunun yanında yine Filistin sorunuyla alakalı olarak, quartetla da yine Rusya'nın ortaya koyduğu olumu yaklaşımı özellikle takdir ettiğimizi buradan ifade etmeyi de kendim için önemsiyorum ve bunu da burada ifade etmekte fayda görüyorum. Dış politika prensibimizin dostumuz Rusya'nın tutumuyla ilkesel temelde örtüştüğünü görmek elbette ki memnuniyet vericidir. En büyük temennimiz; Suriye'de sürmekte olan çatışmaların ve akan kanın bir an önce durmasıdır. Bu konuyla ilgili tekrar dışişleri bakanlarımıza daha yoğun bir şekilde çalışma suretiyle burada netice almaya yönelik adımları atmaktır.Suriye halkının özgür iradesinin hakim kılınması, komşumuz Suriye'de barış ve istikrarın yeniden tesis edilmesi hem ülkemiz hem bölge hem de uluslararası toplum için hayati bir öneme sahiptir. Yaptığımız görüşmede bütün bunların Rus dostlarımızla ortak temennimiz olduğunu bir kez daha teyit etmiş olduk. Esasen aramızdaki bu samimi diyalog, Türkiye-Rusya ilişkilerinin son dönemine damgasını vuran stratejik perspektifin doğal bir neticesidir. Bu perspektifin önemli bir boyutu, bölgesel sahiplenme anlayışımızdır. Karadeniz havzasındaki çok boyutlu işbirliğimiz bu yönde en güzel örneği teşkil etmektedir. Bu stratejik vizyonun bölgesel huzur, refah ve istikrara katkı sağladığını düşünüyoruz ve Rusya ile ilişkilerimizi bu boyutuyla da önemsiyoruz.''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Rusya arasındaki Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) Toplantısı'nın ilkini 2010 yılında gerçekleştirdiklerini belirterek, ''Toplantılar hiç kuşkusuz ilişkilerimizin daha da güçlenmesinin, çok boyutlu bir ortaklığın niteliğini kazanmasının, temel nişanelerinden birisidir'' dedi.Başbakan Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde düzenlenen Türkiye-Rusya 3. ÜDİK Toplantısı'nın ardından ortak basın toplantısı düzenledi.Basın toplantısı öncesinde Erdoğan ve Putin'in huzurunda, iki ülkenin bakanlıkları ve şirketleri arasında işbirliği anlaşmaları imzalandı.Başbakan Erdoğan, daha sonra başlayan basın toplantısında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve mesai arkadaşlarını İstanbul'da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.Bugünkü görüşmelerle, ilkini 2010 yılında gerçekleştirdikleri, Türkiye ile Rusya arasındaki ÜDİK'in üçüncüsünü tamamladıklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, ''Bu toplantılar hiç kuşkusuz ilişkilerimizin daha da güçlenmesinin, çok boyutlu bir ortaklığın niteliğini kazanmasının, temel nişanelerinden birisidir'' dedi.''Rusya, Türkiye'nin ikinci en büyük ticari ortağı konumundadır''Konseyin bugünkü toplantısında, enerji alanında birlikte yürüttükleri projelerden, kültürel alandaki ilişkilerin geliştirilmesine kadar pek çok konunun ele alındığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:''Ülkelerimiz arasındaki iş birliğinin itici gücünü teşkil eden ekonomi ve ticari ilişkilerimiz, hızlı bir gelişim içindedir. Bu gelişmelerden büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Göreve geldiğimizden bu yana aramızdaki ticari ilişkilerin 7 kat arttığını görüyoruz. Rusya Federasyonu bugün Türkiye'nin ikinci en büyük ticari ortağı konumundadır. Rusya Federasyonu ile 2011 yılında 30 milyar dolar seviyesinde olan ikili ticaret hacmimiz 2012 yılı Ocak-Eylül döneminde 24.5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu yılın sonu itibariyle 35 milyar doları bulmasını bekliyoruz. Buna paralel olarak karşılıklı yatırımlarda da önemli bir ivme yakalandı. Son olarak bildiğiniz gibi Sberbank, 3.6 milyar dolar karşılığında Denizbank'ı satın almak suretiyle ülkemizin bankacılık sektörüne girmiş bulunuyor. Rus yatırımcıların ülkemiz ekonomisine duyduğu güvenin bu çok ama çok açık bir göstergesidir. Bizim girişimcilerimiz de Rusya'da bugüne kadar, 10 milyar doları aşan yatırım gerçekleştirdiler. Yatırımcılarımızın önümüzdeki dönemde bu miktarı daha üst seviyeye çıkartacaklarına eminim.''Rusya'da faaliyet gösteren Türk inşaat şirketlerine de değinen Erdoğan, ''İnşaat şirketlerimiz bugüne dek, hayata geçirdikleri 40 milyar dolar tutarındaki bin 400 civarında projeyle Rusya piyasasının tam güvenini kazanmış durumdalar. İnşaat şirketlerimizin önümüzdeki dönemde 2014 Soçi Kış Olimpiyatları ve 2018 Dünya Futbol Şampiyonası'nın altyapı projeleri dahil, her iki ülke için de iftihar vesilesi olacak ilave projelere imza atmayı sürdürmelerini temenni ediyorum'' ifadelerini kullandı.Erdoğan, Rusya Federasyonu nükleer enerji kuruluşu Rastom'un Akkuyu'da yapılacak Nükleer Güç Santrali için Türkiye'ye ilk sermaye girişiminin 700 milyon dolarla başladığını, Rastom'un 800 milyon dolar daha sermaye aktarımı kararını memnuniyetle karşıladıklarını da belirterek, ''1,5 milyar dolara ulaşan bu sermaye aktarımı 2,4 milyar dolara yükseltilecek. Bu güçlü sermaye yapısı projemizin gayet iyi ilerlediğinin önemli bir göstergesidir. Toplam yatırım büyüklüğü yaklaşık 20 milyar dolar olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali ülkemizde bir kalemde yapılmış en büyük yatırım olacak. İlişkilerimizin ulaştığı mertebeyi yansıtan en önemli proje hüviyetindeki Akkuyu Nükleer Santrali'yle ilgili çalışmaları sorunsuz şekilde devam ettiriyoruz'' dedi.Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ''Biz, Suriye'de rejimin avukatı değiliz, onu korumuyoruz. Bizi kaygılandıran, Suriye'nin geleceğidir'' dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'ndeki ikili görüşmelerinin ve eşbaşkanlıklarında gerçekleştirilen Türkiye-Rusya 3. Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) Toplantısı'nın ardından ortak basın toplantısı düzenledi.Putin, yaptıkları görüşmelerde Gazze, Suriye sorunu ve Orta Doğu'daki durumun ele alındığını dile getirerek, Başbakan Erdoğan ve ekibine, bu konudaki yapıcı ve iyi sonuç getirecek gelişmeleri için teşekkür etti.Toplantılarda Suriye'deki insani durumun ele alınıp alınmadığı ve Türkiye'nin pozisyonuna ilişkin bir soru üzerine Putin, şunları söyledi:''Biz, bu sorunu hem insani açıdan hem diğer açılardan görüştük. Suriye'deki olaylar, Suriye'deki olup bitenlerle ilgili pozisyonlarımız birbirine benziyor. Suriye'nin geleceğiyle ilgili pozisyonlarımız aynı ama 'Suriye'nin geleceği hangi metotlarla oluşturulabilir?' bu konuda farklılıklarımız söz konusu.Sayın Başbakan'la gerçekleştirdiğimiz görüşmeler sırasında yeni fikirler üretildi, söylendi. Biz bu fikirler üzerinde çalışacağız. Tabii ki bir ülkenin topraklarına ateş açılıyorsa bu olayları görmemek çok zordur. Türkiye ve Rusya, komşu ülkelerdir. Her ülkenin büyük sorumlulukları var. Bizim de sorumluluğumuz var çünkü bu olaylar, Rusya milli sınırlarına da çok yakın meydana geliyor. Türk dostlarımızda gerekli danışmalarda bulunacağız bu konuda.''''Suriye'nin nükleer silahı yok''Rusya Devlet Başkanı Putin, bir başka soru üzerine, Suriye'nin nükleer silahı olmadığını ve nükleer silah üretimine yakın bile bulunmadığını belirtti.Patriot'un geçmiş nesil bir sistem olduğunu kaydeden Putin, Türkiye'nin sınırda meydana gelen olaylarla ilgili kaygılarını anladıklarını ve bunları paylaştıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:''Bu durumda sınırda durumun kışkırtılması için ek durumun oluşturulması yanlıştır. Rusya'nın tutumuna gelince... Biz, Suriye'de rejimin avukatı değiliz, onu korumuyoruz. Bizi kaygılandıran, Suriye'nin geleceğidir. Yakın geçmişte yapılan hataların tekrarlanmasını istemiyoruz. Libya'daki militanları bazı rejimler destekledi ve sonuçta bu da ABD Büyükelçisi'nin ölümüyle sonuçlandı. Önce atılacak adımların sonuçları düşünülmeli. Bu konuyu ele aldık, görüştük. Yeni fikirler ortaya atıldı. Bunlar üzerinde çalışılması lazım. Bu sorunun çözümüne yönelik birlikte çalışmamızı sürdürmemiz lazım.''Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye konusunda garanti verecek durumda olmadıklarını belirterek, ''Suriye öyle bir durumda ki, komşularına herhangi bir taarruzda bulunacağını sanmıyorum. Burada bir uzman olmak da gerekmiyor, özel servis istihbaratlarına dayanmak gerekmiyor. Suriye, sınırda bir ülkeye taarruzda bulunmak durumunda değil'' dedi.SORULAR
Gazetecinin Suriye'deki sorunun çözümü için ne yapılacak sorusuna Putin; 'Suriye'deki olaylarala ilgili Türkiye ile pozisyonumuz benizyor. Türkiye ve Rusya komşu ülkeler. Türkiye'ye Suriye'den ateş açılmasını görmezden gelemeyiz. Rusya milli sınırlarına yakın bölgede bu olaylar meydana geliyor. Kayıtsız olamayız' dedi.'Rusya olarak Suriye konusundaki yaptırımlara karşı çıktınız, Türkiye'nin patriot talebine de karşısınız. Rusya'nın tutumu ne olacak?' sorusuna Putin 'Türkiye'nin nükleer silahı yok. Bunun için hazır bile değil. Patriot sistemi için de bu artık nesli geçmiş bir sistem. Türkiye'nin kaygılarını anlıyoruz. Bu durumda sınırda durumun kışkırtılmaması için çalışma yapılmalı. Bizim tutumuza gelince, biz Suriye'deki rejimi korumuyoruz. Bizi kaygılandıran Suriye'nin geleceği. Yakın geçimişteki hataların tekrarlarını istemiyoruz. Libya örneği ortada' dedi.Putin 'Suriye öyle bir durumda ki, garanti vermeyiz ama komşularına herhangi bir taaruzda bulunacağını sanmıyorum' dedi.
İmzalar, dışişleri, ekonomi turizm alanlarında işbirliği konularında oldu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Rusya 3. Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) Toplantısı'nda Suriye başta olmak üzere özellikle Orta Doğu'nun durumunu da değerlendirme fırsatı bulduklarını belirterek, ''Dış politika prensibimizin dostumuz Rusya'nın tutumuyla ilkesel temelde örtüştüğünü görmek elbette ki memnuniyet vericidir. En büyük temennimiz; Suriye'de sürmekte olan çatışmaların ve akan kanın bir an önce durmasıdır'' dedi. Başbakan Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde düzenlenen Türkiye-Rusya 3. ÜDİK Toplantısı'nın ardından ortak basın toplantısı düzenledi.Başbakan Erdoğan, Türkiye-Rusya 3. ÜDİK Toplantısı'nda Suriye başta olmak üzere özellikle Orta Doğu'nun durumunu da değerlendirme fırsatı bulduklarını belirterek, şöyle konuştu: ''Bu arada Filistin'in BM'de gözlemci üye statüsü ile tanınması noktasında Rusya Federasyonu'nun verdiği katkıya da özellikle teşekkür ettiğimi tekrar ifade etmek isterim. Bunun yanında yine Filistin sorunuyla alakalı olarak, quartetla da yine Rusya'nın ortaya koyduğu olumu yaklaşımı özellikle takdir ettiğimizi buradan ifade etmeyi de kendim için önemsiyorum ve bunu da burada ifade etmekte fayda görüyorum. Dış politika prensibimizin dostumuz Rusya'nın tutumuyla ilkesel temelde örtüştüğünü görmek elbette ki memnuniyet vericidir. En büyük temennimiz; Suriye'de sürmekte olan çatışmaların ve akan kanın bir an önce durmasıdır. Bu konuyla ilgili tekrar dışişleri bakanlarımıza daha yoğun bir şekilde çalışma suretiyle burada netice almaya yönelik adımları atmaktır.Suriye halkının özgür iradesinin hakim kılınması, komşumuz Suriye'de barış ve istikrarın yeniden tesis edilmesi hem ülkemiz hem bölge hem de uluslararası toplum için hayati bir öneme sahiptir. Yaptığımız görüşmede bütün bunların Rus dostlarımızla ortak temennimiz olduğunu bir kez daha teyit etmiş olduk. Esasen aramızdaki bu samimi diyalog, Türkiye-Rusya ilişkilerinin son dönemine damgasını vuran stratejik perspektifin doğal bir neticesidir. Bu perspektifin önemli bir boyutu, bölgesel sahiplenme anlayışımızdır. Karadeniz havzasındaki çok boyutlu işbirliğimiz bu yönde en güzel örneği teşkil etmektedir. Bu stratejik vizyonun bölgesel huzur, refah ve istikrara katkı sağladığını düşünüyoruz ve Rusya ile ilişkilerimizi bu boyutuyla da önemsiyoruz.''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Rusya arasındaki Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) Toplantısı'nın ilkini 2010 yılında gerçekleştirdiklerini belirterek, ''Toplantılar hiç kuşkusuz ilişkilerimizin daha da güçlenmesinin, çok boyutlu bir ortaklığın niteliğini kazanmasının, temel nişanelerinden birisidir'' dedi.Başbakan Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde düzenlenen Türkiye-Rusya 3. ÜDİK Toplantısı'nın ardından ortak basın toplantısı düzenledi.Basın toplantısı öncesinde Erdoğan ve Putin'in huzurunda, iki ülkenin bakanlıkları ve şirketleri arasında işbirliği anlaşmaları imzalandı.Başbakan Erdoğan, daha sonra başlayan basın toplantısında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve mesai arkadaşlarını İstanbul'da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.Bugünkü görüşmelerle, ilkini 2010 yılında gerçekleştirdikleri, Türkiye ile Rusya arasındaki ÜDİK'in üçüncüsünü tamamladıklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, ''Bu toplantılar hiç kuşkusuz ilişkilerimizin daha da güçlenmesinin, çok boyutlu bir ortaklığın niteliğini kazanmasının, temel nişanelerinden birisidir'' dedi.''Rusya, Türkiye'nin ikinci en büyük ticari ortağı konumundadır''Konseyin bugünkü toplantısında, enerji alanında birlikte yürüttükleri projelerden, kültürel alandaki ilişkilerin geliştirilmesine kadar pek çok konunun ele alındığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:''Ülkelerimiz arasındaki iş birliğinin itici gücünü teşkil eden ekonomi ve ticari ilişkilerimiz, hızlı bir gelişim içindedir. Bu gelişmelerden büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Göreve geldiğimizden bu yana aramızdaki ticari ilişkilerin 7 kat arttığını görüyoruz. Rusya Federasyonu bugün Türkiye'nin ikinci en büyük ticari ortağı konumundadır. Rusya Federasyonu ile 2011 yılında 30 milyar dolar seviyesinde olan ikili ticaret hacmimiz 2012 yılı Ocak-Eylül döneminde 24.5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu yılın sonu itibariyle 35 milyar doları bulmasını bekliyoruz. Buna paralel olarak karşılıklı yatırımlarda da önemli bir ivme yakalandı. Son olarak bildiğiniz gibi Sberbank, 3.6 milyar dolar karşılığında Denizbank'ı satın almak suretiyle ülkemizin bankacılık sektörüne girmiş bulunuyor. Rus yatırımcıların ülkemiz ekonomisine duyduğu güvenin bu çok ama çok açık bir göstergesidir. Bizim girişimcilerimiz de Rusya'da bugüne kadar, 10 milyar doları aşan yatırım gerçekleştirdiler. Yatırımcılarımızın önümüzdeki dönemde bu miktarı daha üst seviyeye çıkartacaklarına eminim.''Rusya'da faaliyet gösteren Türk inşaat şirketlerine de değinen Erdoğan, ''İnşaat şirketlerimiz bugüne dek, hayata geçirdikleri 40 milyar dolar tutarındaki bin 400 civarında projeyle Rusya piyasasının tam güvenini kazanmış durumdalar. İnşaat şirketlerimizin önümüzdeki dönemde 2014 Soçi Kış Olimpiyatları ve 2018 Dünya Futbol Şampiyonası'nın altyapı projeleri dahil, her iki ülke için de iftihar vesilesi olacak ilave projelere imza atmayı sürdürmelerini temenni ediyorum'' ifadelerini kullandı.Erdoğan, Rusya Federasyonu nükleer enerji kuruluşu Rastom'un Akkuyu'da yapılacak Nükleer Güç Santrali için Türkiye'ye ilk sermaye girişiminin 700 milyon dolarla başladığını, Rastom'un 800 milyon dolar daha sermaye aktarımı kararını memnuniyetle karşıladıklarını da belirterek, ''1,5 milyar dolara ulaşan bu sermaye aktarımı 2,4 milyar dolara yükseltilecek. Bu güçlü sermaye yapısı projemizin gayet iyi ilerlediğinin önemli bir göstergesidir. Toplam yatırım büyüklüğü yaklaşık 20 milyar dolar olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali ülkemizde bir kalemde yapılmış en büyük yatırım olacak. İlişkilerimizin ulaştığı mertebeyi yansıtan en önemli proje hüviyetindeki Akkuyu Nükleer Santrali'yle ilgili çalışmaları sorunsuz şekilde devam ettiriyoruz'' dedi.Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ''Biz, Suriye'de rejimin avukatı değiliz, onu korumuyoruz. Bizi kaygılandıran, Suriye'nin geleceğidir'' dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'ndeki ikili görüşmelerinin ve eşbaşkanlıklarında gerçekleştirilen Türkiye-Rusya 3. Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) Toplantısı'nın ardından ortak basın toplantısı düzenledi.Putin, yaptıkları görüşmelerde Gazze, Suriye sorunu ve Orta Doğu'daki durumun ele alındığını dile getirerek, Başbakan Erdoğan ve ekibine, bu konudaki yapıcı ve iyi sonuç getirecek gelişmeleri için teşekkür etti.Toplantılarda Suriye'deki insani durumun ele alınıp alınmadığı ve Türkiye'nin pozisyonuna ilişkin bir soru üzerine Putin, şunları söyledi:''Biz, bu sorunu hem insani açıdan hem diğer açılardan görüştük. Suriye'deki olaylar, Suriye'deki olup bitenlerle ilgili pozisyonlarımız birbirine benziyor. Suriye'nin geleceğiyle ilgili pozisyonlarımız aynı ama 'Suriye'nin geleceği hangi metotlarla oluşturulabilir?' bu konuda farklılıklarımız söz konusu.Sayın Başbakan'la gerçekleştirdiğimiz görüşmeler sırasında yeni fikirler üretildi, söylendi. Biz bu fikirler üzerinde çalışacağız. Tabii ki bir ülkenin topraklarına ateş açılıyorsa bu olayları görmemek çok zordur. Türkiye ve Rusya, komşu ülkelerdir. Her ülkenin büyük sorumlulukları var. Bizim de sorumluluğumuz var çünkü bu olaylar, Rusya milli sınırlarına da çok yakın meydana geliyor. Türk dostlarımızda gerekli danışmalarda bulunacağız bu konuda.''''Suriye'nin nükleer silahı yok''Rusya Devlet Başkanı Putin, bir başka soru üzerine, Suriye'nin nükleer silahı olmadığını ve nükleer silah üretimine yakın bile bulunmadığını belirtti.Patriot'un geçmiş nesil bir sistem olduğunu kaydeden Putin, Türkiye'nin sınırda meydana gelen olaylarla ilgili kaygılarını anladıklarını ve bunları paylaştıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:''Bu durumda sınırda durumun kışkırtılması için ek durumun oluşturulması yanlıştır. Rusya'nın tutumuna gelince... Biz, Suriye'de rejimin avukatı değiliz, onu korumuyoruz. Bizi kaygılandıran, Suriye'nin geleceğidir. Yakın geçmişte yapılan hataların tekrarlanmasını istemiyoruz. Libya'daki militanları bazı rejimler destekledi ve sonuçta bu da ABD Büyükelçisi'nin ölümüyle sonuçlandı. Önce atılacak adımların sonuçları düşünülmeli. Bu konuyu ele aldık, görüştük. Yeni fikirler ortaya atıldı. Bunlar üzerinde çalışılması lazım. Bu sorunun çözümüne yönelik birlikte çalışmamızı sürdürmemiz lazım.''Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye konusunda garanti verecek durumda olmadıklarını belirterek, ''Suriye öyle bir durumda ki, komşularına herhangi bir taarruzda bulunacağını sanmıyorum. Burada bir uzman olmak da gerekmiyor, özel servis istihbaratlarına dayanmak gerekmiyor. Suriye, sınırda bir ülkeye taarruzda bulunmak durumunda değil'' dedi.SORULAR
Gazetecinin Suriye'deki sorunun çözümü için ne yapılacak sorusuna Putin; 'Suriye'deki olaylarala ilgili Türkiye ile pozisyonumuz benizyor. Türkiye ve Rusya komşu ülkeler. Türkiye'ye Suriye'den ateş açılmasını görmezden gelemeyiz. Rusya milli sınırlarına yakın bölgede bu olaylar meydana geliyor. Kayıtsız olamayız' dedi.'Rusya olarak Suriye konusundaki yaptırımlara karşı çıktınız, Türkiye'nin patriot talebine de karşısınız. Rusya'nın tutumu ne olacak?' sorusuna Putin 'Türkiye'nin nükleer silahı yok. Bunun için hazır bile değil. Patriot sistemi için de bu artık nesli geçmiş bir sistem. Türkiye'nin kaygılarını anlıyoruz. Bu durumda sınırda durumun kışkırtılmaması için çalışma yapılmalı. Bizim tutumuza gelince, biz Suriye'deki rejimi korumuyoruz. Bizi kaygılandıran Suriye'nin geleceği. Yakın geçimişteki hataların tekrarlarını istemiyoruz. Libya örneği ortada' dedi.Putin 'Suriye öyle bir durumda ki, garanti vermeyiz ama komşularına herhangi bir taaruzda bulunacağını sanmıyorum' dedi.