Okur yazısında, Milliyetçi Hareket Partisi, PKK’yla başlatılan sürece ilk aşamasından itibaren en keskin bir şekilde muhalefet ettiğini , MHP’yi mevcut konjonktürün “veto” potansiyeline sahip güç merkezleri arasına yerleştirdiğini belirtiyor.
Toplumda güven yaratan şiddet çağrışımlarından uzak bir siyasi dile ihtiyaç olduğunu belirterek, geniş kitlelerde güven yaratacak öfke dilinden uzak siyasi dile de ihtiyaç olduğunu yazıyor.
Strateji Uzmanı Doç.Dr. Mehmet Akif Okur’un makalesinin ana hatları şöyle:
- · MHP’nin güneydoğuda profilini yükseltmeye, göç alan Batı illerinde de yeni siyasi stratejilere başvurmaya ihtiyacı var.
- · Kürt kökenli vatandaşlarla artan temas, daha büyük bir seçmen havuzunu MHP’nin terör meselesi ve etnik sorunların çözümü yolunda gerçekçi adımlar atabileceğine ikna edebilmek için elzem.
- · Türklük tasavvurunun hayatın farklı alanlarını kuşatan geniş bir siyasi gündemle sentezlenebilmesi gerekiyor.
· Erdoğan’ın milliyetçileri hedef alan çıkışları ve Türksüz anayasa tartışmaları sağ temayüllü insanları rahatsız ediyor.
- · Tedirgin Türkler, henüz duygu dünyalarındaki dalgalanmayı dindirmiş değiller. Anketlerde muhalefet cephesinde gözükmüyorlar. Şu an için ekranları takip edip “hayrolsun inşallah” demekle yetiniyorlar.
- · Sahillerde göçün yarattığı etnik gerilim hattına ve CHP’yle bağları gevşeyen ulusalcılara Silivri sembolizmi ne kadar sıcak ve çekici geliyorsa, tedirgin Türkler’i de o denli uzağa itiyor.
- · MHP tarafından meclise sunulan anayasa taslağının dibacesi, potansiyel seçmen kitlelerinin duyarlılıkları dengelenemezken Türk milliyetçiliğinin fikri mirasıyla uyum kaygısının da güdülmediğini gösteriyor.
- · 1923’ü milat kabul edenler, temelde otoriter Batıcılığı milliyetçilik olarak takdime çalışıyorlardı. Bugün bu yaklaşıma ulusalcılık diyoruz...
http://www.kapsamhaber.com/mhp-surec-ve-tedirgin-turkler-makale,179.html
KAPSAMHABER/Elsima Özer