Türk Ocakları İl Başkanları, Ankara'da toplanarak kurumsallaşma kararı aldı.
Türk Ocakları Genel Merkezi Yönetimi ve Şube Başkanları, Türkiye ve başta yakın çevresi olmak üzere dünya gündeminde yer alan meseleleri görüşmek üzere iki günlük toplantıları sona erdi.
6-7 Eylül tarihleri arasında yapılan toplantıya Genel Merkez yönetim kurulu üyeleri ile 65 civarında şube başkanı katıldı.
Türk Ocakları Genel Başkanı Pof.Dr. Mehmet ÖZ, önce Türkiye ve dünya gündemine dair kısa bir değerlendirme yaptıktan sonra konu ve gündemler masaya yatırılarak tartışıldı.
Türk milletinin varlığı ve bekasının teminatı olan gençlik ve gençliğin eğitimi sorunları masaya yatırıldı. Genç ve kadınların eğitimine önem verilmesi, özellikle sosyal bilimler alanında eğitim veren yüksek eğitim kurumu oluşturulması, İlkokuldan Liseye kadar özel okulların ve Türk Ocakları Eğitim Kültür Vakfı gibi bunları destekleyecek vakıfların kurulması gündeme getirildi ve tartışıldı.Bunun yanısıra; eğitimin her kademesinde başarılı öğrencilere burs verilmesi ve yüksek öğretimde başka illerden gelen gençler için barınma imkanları sağlanması; gençlere uzaktan eğitim imkânı sağlanması, gençlerle ilgili yeni yayınlar ve dergi çıkartılması önerileri gündeme getirilmiştir. Eğitim ve gençlik konusunda birliğin sağlanması için aylık eğitim program ve konularının Genel Merkez tarafından şubelere gönderilmesi ve sürecin denetlenmesinin yararlı olduğu beyan edildi.
Sonraki oturumlarda ise; Genel Merkezle şubeler arasındaki diyalog ve ilişkilerin güçlendirilmesi, şubelerdeki üyelik sisteminin yeniden düzenlenmesi, aidat ödemelerinin takip edilmesi ve merkez-şube ilişkilerinin daha etkin hale getirilmesi için bölge başkalıklarının kurulması talepleri gündeme geldi ve tartışıldı.
İstişare toplantısında şube başkanlarının özellikle üzerinden durlmasını istediği hususların başında son zamanlarda Milli Eğitim Bakanlığı ile İlk ve Orta eğitim kurumlarında yaşayan yönetici kıyımı dile getilmiş ve bu kıyıma biran önce sonverlimesi istanmiş ve bu talep tüm katılımcılar tarafından oy birliği ile kabul edilmiştir. Tüm okulardaki yönetici kıyımı ve atama sürecindeki siyasi tutumların yarattığı infial dile getirilmiş ve kıyımların, haksızlıkların biran önce sona erdirilmesi talep edildi.
Sonraki Türkiye ve dünyayı ilgilendiren milli meseleler üzerinde ffikir alışverişinde bulunuldu. Bu çerçevede etnik fitne ve bölücü terör konusu öncelikli olarak ele alındı. Son aylarda “çözüm süreci” ve sözde barış adı altında yapılan uygulamaların, milli bütünlük ve devletin varlığını tehdit etmenin ötesine geçtiği vurgulandı.
“Anaların gözyaşı dinsin” söylemiyle yapılan görüşmeleri ve varıldığı söylenen mutabakatlar hakkında kamu oyunun yeterince bilgilendirilmediği vurgulanan toplantda, verilen siyasi tavizlerin, Türk milletinin sabrını zorlama noktasına ulaştığı bildirildi. Bölücü terör örgütü mensuplarının yol kesmesi, sözde anıt dikmesi, silahlı grupların aleni yürüyüşü ve gösterilein devlet egemenliğini ortadan kaldırtan görüntüler olduğu vurgulandı, Irak ve Suriye’deki gelişmeler de bahane edilerek bölücü terör örgütünün varlığı adeta “meşru” görülmeye tehlikesi dile getirildi.Şube başkanları ve Genel Merkez yöneticilerinin ortak görüşü olarak Türk milleti, kendine ve devletine yönelik bu tür ihlal ve saldırıları bertaraf etme konusunda gerekli irade ve tecrübeye sahip olduğu belirtildi.
İstişare toplantısında, son bir yıldan beri Türk yargı sistemi üzerinde oynan oyunlar da tartışıldı. Türk yargı sistemi ve adalet mekanizması üzerinden derin bir siyasi hesaplaşma intibaı veren kamplaşma ve tasfiyelerin, hukuk sistemimizde ağır tahribatlar yaptığı dile getirildi. Bu tahribatın Türk milletinin adalete olan inancını da tahrip ettiği vurgulandı. Bu tahribatın Türk milletinin bekasını tehdit etmekle kalmadığı, geleceğini Türk milleti ve devletine bağlamış milyonlarca komşu ülke insanlarının da umutlarını yıkma noktasına geldiğinin altı çizildi. Toplantıda, hangi cepheden gelirse gelsin, hukuk sistemi ve adalet anlayışımızda meydana getirilen tahribat ve yıkıma derhal son verilmesi gerektiği belirtildi.
Ortadoğuda meydana gelen gelişmelerin ele alındığı sonraki tartışmalarda, başta Irak ve Suriye olmak üzere tüm Ortadoğu’da siyasi kargaşa, dış müdahale ve iç savaşlar halinde süren olayların Türkiye’yi yakından alakadar ettiği teyit edilmiş; başta Türkmenler olmak üzere bölgedeki Türk varlığına yönelik tehdit ve soykırıma varan tasfiye hareketlerine son verilmesi gerektiğinin altı çizildi.
Türk dünyası ile ilişkilerin güçlendirilmesinin talep edildiği toplantıda Türk cumhuriyetlerinin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi; dilde, fikirde ve işte birliğin sağlanması için mal, sermaye ve işgücü dolaşımının önündeki engellerin karşılıklı olarak ve hızlı bir şekilde ortadan kaldırılması talep edildi.
Toplantının son oturumunda ise Türk milletinin, kendi tarih ve kültüründen aldığı ilham ve feyizle sadece Türkiye ve komşuları için değil tüm insanlık için barış, huzur ve iyiliği getirecek yeni bir medeniyetin kurucu menbalarına; yaratıcı nüvelerine ve bu ülkünün taşıyıcı damarlarına sahip olduğunu vurgulayan konuşmalar dile getirildi.
Son olarak, Türk Ocaklarının, tüm kurul ve üyeleri ile yek vücut olarak yeni ufukları ve cihanşümul hedefleri tefekkürle yetinmeyip eyleme dönüştürme kararlılığında olduğu açıkça vurgulandı.