Kapsamhaber/Hasan Basri Arslan-İllere göre yaşanılabilirlik ile ilgili yapılan istatistiklerde Karadeniz illeri sürekli olarak Türkiye ortalamasının üzerinde çıkar. Aynı şekilde suç oranları listesinde yine Karadeniz illeri Türkiye ortalamasının altındadır.
Hırçınlığı ile bilinir aslında ama çok kolay alevlenen çok kolay soğuyan bir millettir Karadeniz insanı.
Artvin için ayrı bir paragraf açmak istiyorum.
Hopa’ya kadar mavi-yeşildir sonra yeşilin her tonu ile karşılar sizi. Aç kalmazsınız Artvin’de, yolda kalmazsınız. Yabancı olduğunuzu anladıklarında siz sormadan cevap verirler sorunuza. Yol tarif etmezler size, tutarlar elinizden ve gideceğiniz yere götürürler sizi.
Bir arkadaşım, oğlunun üniversite kaydı için Artvin’e gitmiş. Arabayı şehir merkezinde bir evin yanına park etmişler ve gidecekleri yeri bilmediklerinden kendi aralarında tartışmaya başlamışlar. “kafamı bir ara kaldırdım, balkonda bir adam bize bakıyordu, nasıl olduğunu anlamadık ama on dakika sonra o balkondaydık ve kahvaltı yapıyorduk” dedi.
Ben Artvinliyim ve benim için anlatılanın gâvurca tabirle orijinalitesi yok. Hangi Artvinli olsa aynısını yapar, biliyorum.
Evden çıkarken yol tarifi almışlar, bir müddet sonra kendilerine doğru gelen bir adama tekrar sormuşlar yollarını. Adam elindeki poşetleriyle binmiş arabaya gidecekleri yere kadar refakat etmiş. Sormuşlar adamcağıza evin nerede diye “ sizi bulduğum yere yakın” demiş. Eve bırakmayı teklif etmişler, “ben dolmuşla giderim” diyerek uzaklaşmış.
Artvin’de rakı içenle cami cemaati aynı masada rahatlıkla oturabilir. Saygı duyarlar insana, insan gibi olana. Memur olup Artvin’e bin türlü şüphe ile giden çok arkadaşım oldu, gözyaşları ile döndüklerini anlatırlar hep.
Bağlıdırlar birbirine. Zengindir halkı, zenginlikleri gönüllerindedir. Dünya malı ile ölçmezler insanı.
Bütün süsü kocasınadır kadınların, kaşını komşuya aldırır, başını arkadan bağlar, yeter kocası için bu güzellik. Çocukları her bayram yeni ayakkabı giymez ama mutludur, huzurludur yuvaları. Erkekleri akşam eli eteği dolu gelmez belki ama kadının gözü kocasının çıkınında değildir, gülen yüzüne kilitlenir.
Daha iyisini hak ederler aslında ama bu ülkenin insanı yıllarca açlıkla terbiye edilmiştir. Gelir dağılımının bu kadar dengesiz olduğunu savaş yıllarında bile görmedik. Kıymetsizlere para ile kıymet katan iktidar sayesinde, siyasetten daha bir nefret ettik.
Birkaç saniye durun ve düşünün lütfen.
Artvin halkı kenetlenmiş, yeşilliğinin yok edilmemesi için savaş veriyor. Bir tarafta yukarıda kısa da olsa portresini çizmeye çalıştığım memleketimin insanı, Artvinliler var.
Diğer tarafta, “milletin orasına koyduk diyen” hilkat garibesi Mehmet Cengiz denen yaratık. Ettiği küfrü inkâr etmeyecek hatta itiraf edecek kadar yürekli(!) bir adam.
Yürekli olmasa şaşırırım. Ettiği küfürde, yetmiş küsur milyonluk bir kalabalık varken hala bu ucubeye ihale verip vatanın en kıymetli yeşil alanları peşkeş çekiliyorsa, yüreklenir elbette.
Akraba evliliği olmaz Artvin’de amca, hala, dayı çocukları bir ananın evladı gibidir. Birine küfredince alayına gider, bilirler.
Siz yorulmayın.
Önce çocuklarımdan sonra sizden özür dileyerek Mehmet Cengiz garabetine ettiği küfrü önce Artvin halkı sonra tüm Türk milleti adına iade ediyorum.
Artvin halkına haklı ve kutlu mücadelesinde başarılar diliyorum.
Hırçınlığı ile bilinir aslında ama çok kolay alevlenen çok kolay soğuyan bir millettir Karadeniz insanı.
Artvin için ayrı bir paragraf açmak istiyorum.
Hopa’ya kadar mavi-yeşildir sonra yeşilin her tonu ile karşılar sizi. Aç kalmazsınız Artvin’de, yolda kalmazsınız. Yabancı olduğunuzu anladıklarında siz sormadan cevap verirler sorunuza. Yol tarif etmezler size, tutarlar elinizden ve gideceğiniz yere götürürler sizi.
Bir arkadaşım, oğlunun üniversite kaydı için Artvin’e gitmiş. Arabayı şehir merkezinde bir evin yanına park etmişler ve gidecekleri yeri bilmediklerinden kendi aralarında tartışmaya başlamışlar. “kafamı bir ara kaldırdım, balkonda bir adam bize bakıyordu, nasıl olduğunu anlamadık ama on dakika sonra o balkondaydık ve kahvaltı yapıyorduk” dedi.
Ben Artvinliyim ve benim için anlatılanın gâvurca tabirle orijinalitesi yok. Hangi Artvinli olsa aynısını yapar, biliyorum.
Evden çıkarken yol tarifi almışlar, bir müddet sonra kendilerine doğru gelen bir adama tekrar sormuşlar yollarını. Adam elindeki poşetleriyle binmiş arabaya gidecekleri yere kadar refakat etmiş. Sormuşlar adamcağıza evin nerede diye “ sizi bulduğum yere yakın” demiş. Eve bırakmayı teklif etmişler, “ben dolmuşla giderim” diyerek uzaklaşmış.
Artvin’de rakı içenle cami cemaati aynı masada rahatlıkla oturabilir. Saygı duyarlar insana, insan gibi olana. Memur olup Artvin’e bin türlü şüphe ile giden çok arkadaşım oldu, gözyaşları ile döndüklerini anlatırlar hep.
Bağlıdırlar birbirine. Zengindir halkı, zenginlikleri gönüllerindedir. Dünya malı ile ölçmezler insanı.
Bütün süsü kocasınadır kadınların, kaşını komşuya aldırır, başını arkadan bağlar, yeter kocası için bu güzellik. Çocukları her bayram yeni ayakkabı giymez ama mutludur, huzurludur yuvaları. Erkekleri akşam eli eteği dolu gelmez belki ama kadının gözü kocasının çıkınında değildir, gülen yüzüne kilitlenir.
Daha iyisini hak ederler aslında ama bu ülkenin insanı yıllarca açlıkla terbiye edilmiştir. Gelir dağılımının bu kadar dengesiz olduğunu savaş yıllarında bile görmedik. Kıymetsizlere para ile kıymet katan iktidar sayesinde, siyasetten daha bir nefret ettik.
Birkaç saniye durun ve düşünün lütfen.
Artvin halkı kenetlenmiş, yeşilliğinin yok edilmemesi için savaş veriyor. Bir tarafta yukarıda kısa da olsa portresini çizmeye çalıştığım memleketimin insanı, Artvinliler var.
Diğer tarafta, “milletin orasına koyduk diyen” hilkat garibesi Mehmet Cengiz denen yaratık. Ettiği küfrü inkâr etmeyecek hatta itiraf edecek kadar yürekli(!) bir adam.
Yürekli olmasa şaşırırım. Ettiği küfürde, yetmiş küsur milyonluk bir kalabalık varken hala bu ucubeye ihale verip vatanın en kıymetli yeşil alanları peşkeş çekiliyorsa, yüreklenir elbette.
Akraba evliliği olmaz Artvin’de amca, hala, dayı çocukları bir ananın evladı gibidir. Birine küfredince alayına gider, bilirler.
Siz yorulmayın.
Önce çocuklarımdan sonra sizden özür dileyerek Mehmet Cengiz garabetine ettiği küfrü önce Artvin halkı sonra tüm Türk milleti adına iade ediyorum.
Artvin halkına haklı ve kutlu mücadelesinde başarılar diliyorum.