Bu yazımızda Güneydoğu Asya insanlarına özgü olup Dünyanın diğer milletlerinde de az da olsa görülen iki karakter üzerinde söz edeceğiz. Özellikle Endonezya insanı kimliğini çözümlerken bizim de Akdeniz iklimi insanı olarak benzer yönlerimizi karşılaştırmayı sadece okuyuculara bırakıp çok az da olsa değinmekle yetineceğiz. Endonez karakterine uygun düşecek bazı davranış ve kavramları anahtar ifadeler olarak ele alıp incelemek istedik. Tespit ettiğimiz iki anahtar kavram amuk ve latah ifadeleri üzerinde durup açıklama yapacağız.
AMOK VE LATAH NE DEMEKTİR?
AMOK VE LATAH NE DEMEKTİR?
AMOK VE LATAH SÖZCÜKLERİNİ BİR ŞEMADA GÖSTERELİM:
Endonezya insanı sıcak iklim kuşağının biçimlendirdiği kişilik içerisinde dini yaşantının ağırlıklı olduğu bir cemiyet yapısına rağmen ulusal karakter olarak; Akdeniz kuşağı ve nadiren de olsa dönence kuşağı ırklarında görülen benzeri bazı özellikleri taşır. Ancak ender görülen benzerlikler çok farklı kimliğini örtemez. Bu açıdan Türkiye insanının da benzeyen bir ulusal kimlik taşıdığı tartışmalı da olsa savlanabilir.Amuk, esrime hali olup kendinden geçenin davranışı kadar öfkeden çılgına dönen kızgın kalabalıkların kustuğu kine de işaret edebilir. Yunanistan halkının ekonomik protestoları ile Türkiye’de maç sonrası olaylardaki benzerliği hatırlatır. Latah ise kölelik ruhunun daha da benzeşmesi olup daha ziyade İslam kökenli kültür ile de bağlantı kurulabilir.
Endonezya insanı sıcak iklim kuşağının biçimlendirdiği kişilik içerisinde dini yaşantının ağırlıklı olduğu bir cemiyet yapısına rağmen ulusal karakter olarak; Akdeniz kuşağı ve nadiren de olsa dönence kuşağı ırklarında görülen benzeri bazı özellikleri taşır. Ancak ender görülen benzerlikler çok farklı kimliğini örtemez. Bu açıdan Türkiye insanının da benzeyen bir ulusal kimlik taşıdığı tartışmalı da olsa savlanabilir.Amuk, esrime hali olup kendinden geçenin davranışı kadar öfkeden çılgına dönen kızgın kalabalıkların kustuğu kine de işaret edebilir. Yunanistan halkının ekonomik protestoları ile Türkiye’de maç sonrası olaylardaki benzerliği hatırlatır. Latah ise kölelik ruhunun daha da benzeşmesi olup daha ziyade İslam kökenli kültür ile de bağlantı kurulabilir.
AMOK, AMUK RUN Kendinden geçmek
Endonezce sözlük anlamı, psikolojik terimsel anlamı ile çok yakın düşmektedir. Sözlükte karşımıza çıkan anlamlar şöyledir:
Beramuk; öfke nöbeti geçirme, birbirlerine; körü körüne saldırma, azgın olmak, iç savaş gibi isyan etmek. Beramuk-amok düşmana karşı mücadele etmek, kavga etmek kavga etmek. Mengamukkan çılgına dönmek, sinir krizleri geçirmek. Haberlerde amuk massa ifadesi çok geçmektedir. Çılgın kalabalık demektir. Endonezlerin karakteri çok farklıdır. Bir trafik kazasında ölen veya ölmekte olan insanı görünce gülen ve gülerek anlatan Endonez insanı görünce şaşırmamak gerektiği gibi aynı insanı bir çocuğun ayağına küçücük bir diken battğında çıkardığı vaveylayı görünce de hiç şaşırmamak gerekmektedir. Çok farklı bir kişilik ve uusal karakterleri olan Endonezleri anlamak onları tanıyıp iletişim kurmak Türkiye gibi uluslarararası alana daha yeni çıkmış bir ülke için çok gereklidir.
Amok; Endonezya adalarında yüzlerce ırk ve genel olarak beş civarında yoğunlaşmış dini topluluklar olmasına rağmen ortak milli karakter olarak göze çarpan bir hussusiyettir. Bir trans halidir diyebiliriz: Vecd ve istiğrak. Bu durumu vaaz veren üstadların televizyon programlarında izlemek olasıdır. Sessizce bekleyip bekleyip birden bağırır gibi bir erdemli laf söyleme huyunu amok içerisinde değil de bir vecdü istiğrak içinde amok türü olarak da değerlendirebiliriz. Veya birden durup bekleyip 5-10 saniye ardından ağlamak veya ağlar gibi yapıp kafasını önüne eğip dua etmek veya konuşmayı sürdürmek gibi. Endonez gözüyle bakarsak düşünmenin görevini üstlenen anlardır bunlar.
AMOK CEZBEYE KAPILMIŞ ÖFKE HALİ DEMEKTİR
Amok ise trans halinin bir adım sonrasıdır: Delilik, cinnet getirmek, kontrolden çıkmak, insanları öldürmek amacıyla sağa sola saldırmak, zincirini koparma, aklı zıvanadan çıkma, cinnet getirme. Ani tepki verme, etrafa saldırma, kendinden geçercesine davranma, şuurunu kaybetme, sadece o an için veya kısa bir zaman için yoğunlaşmış bir tepki verme, dostluğunun beş dakika gibi kısa bir zaman içinde bitebileceğini gösteren bir davranış gibi düşmanlığının da aynı sürede sonuçlanabileceği hissini verme, sıcak kuşak insanının son derece sakin ve uysal kalıtsal kimliğinin altındaki gerçektir. Stefan Zweig, Amok Koşucusu (1881-1941) ve Peyami Safa gibi (1899-1961) yazarlara malzeme olabilecek bir karakterdir amok.
Yer yer tehlikeli olabildiği gibi adabı muaşereti zorlayan ifadeler de çerçeve içindedir. Aşırı uçlarda gezen bir karakterin, hiç ummadığınız anda hiç umulmadık bir yerde bir trafonun patlaması gibi bir ifade ile müstehcen sözü söyleyebilir. Bizzat yaşadığımız bazı tecrübeler vardır. Ancak böylesi bir durumda da dinleyen diğer Endonezlerden bu ayıp ya gibi tepki aldığında sessizce susup dinleyen ve hatasını itiraf etmese bile sessizliği ile onaylayan Endonez insanının ulusal karakteri bir an önce verdiği trafo gibi bir tepkinin ardından tamamen sakin ve soğukkanlı bir tepkisizliğe dönüşebiliyor. Cinnet geçirdi, öldürdü gibi amok haberleri televizyonlarda sık sık olmasa da arada sırada konu olmaktadır. Biz Endonezlerin genel olarak yumuşak ve kibar bir millet olduğunu gurur ve şerefini öne atan bir kimlik taşıdığını gözlemledik. Ama ezilmiş bir yüz ifadesinin altında hakaret veya, kritik bir sabır, günlük birikmiş bir öfkeyi kusmak gibi hareketler vardır. Amok duygusu adeta imha cihazı gibi harekete geçen kişilerarası kontrolden çıkmış bir çocuk oyuncağı gibi sağa sola hareket eden ve enerjisinin boşalmasını beklemekten başka çaresi olmadığını karşısındakine veren bir olgudur, sanırızki. Açıkça itiraf edelim ki karşısında hiç bir şekilde kimlik tanımayan ve sabrını zorlayan bir olgu olarak da zor bir eğitim süreci isteyen mürebbiye elinde büyümesi gereken olgun insanlar olarak gördük.
AMOK VE LATAH BİR ENDONEZ ULUSAL KARAKTERİDİR
Hep 16-17 civarına kadar büyüyebilmiş ama daha ileri giderek büyüyemeyen bir çocuk düşününüz.
Size her zaman umut vermiştir. Ama birden gelişimi duruyor. 60 yaşına da gelse o amok duygusu içinde ve 16 yaşında kalıyor. Endonezlerin ulusal karakterini böylece çözümlemek; yine itiraf etmek gerekirki bizim gibi sıcak Akdeniz iklimi çevresi insanlarına da pek yabancı olmasa gerek. Böylece iki milletin benzer yönlerini tespit ederek sorunun uzun ve zahmetli bir eğitim-öğretim (terbiye, mürebbiye) sorunu olduğunu söylemek isteriz.
Lombok, Sulawesi, Halmahera, Ambon adası doğu tarafındaki müslüman-hristiyan dini çatışma ve ayaklanmaları amok ruhiyatı içinde izah edilebilir. Son zamanlarda mezkur adalarda müslümanlar Hristiyanlara, hristiyanlar da müslümanlara saldırmakta bu konuda haberler de çıkmaktadır. Dinsel yobazlıktan çok ulusal karakterle izah edilebilecek ortak bir özelliktir.Aslında nörolojik ve psikopatolojik bir rahatsızlık olarak görülebilir. Bir arazdır ama olgudur. Amok ürünü olarak algılanabilecek olgular olup; müslüman, hiristiyan veya Bali’li hindu farketmemektedir. Bu bir sıcak kuşak karakteridir. Dinsel içgüdü değildir. Dinsel karakterler ulusal karakterlerin yanında arazidir. Eğitim ve ille de eğitim bu noktada öne çıkmaktadır.
ENDONEZLER SAYGI BEKLERLER AMA
GÖSTERDİKLERİ SAYGI MUTLAK ANLAMDA BİR SAYGI DEĞİLDİR.
Endonezler saygı beklerler. Beklerler ama kendilerini saygı göstermek zorunda hissetmezler. Bir seremoni anlamında saygı vardır. İfadeler hep kısaltılır. Başından, ötesinden berisinden kesilip kırpılır. Bu pratik bir zekanın ürünü olduğu kadar kavramlara ve insana, tabiata ve çevreye olan saygının da derecesinin göstergesi olan bir kanıttır. Saygıyı huzurla ve hoş bir şekilde yaparlar. Ama sabır birikimini ise öfkeyle kusan, krıtik bir ortamda aşağılandığı zaman çıldıran bambaşka bir insan olup çıkarlar. Amok için kişilerarası kontrol cihazı, imha unsuru gibi görebiliriz. Bir gerginliğin ürünü olan bir sendrom (başlangıçta edilgen bir tutku ardından saldırgan bir tutku) gibi de gözlemleyebiliriz. Endonezya toplumu bireyci ve kişiselleştirilmiş olgular da çok kuvvetlidir ve çok sakin insanlardır. Ama aynı kişilik kalabalık içinde adeta çıldırıp kendisini kaybeder, amok olur.
Mecbur kaldıkları bir eylem olan saygı kendiliğinden gelişen doğaçlama bir eylem değildir.
AMOK BİR GURUP İNSANA DEĞİL ULUSAL BİR KARAKTERE İŞARET EDER
Genel olarak hürmet ifadelerini saygı selamlaşma ifadelerini güzelce icra eden Endonez insanının bu karakterini hemen hemen her yabancı onaylar. Ama başkalarının önünde aşağılandığını hissettiğinde ise bambaşka bir insan oluyorlar, adeta kendilerini kaybediyorlar. Kuduran bir kalabalığın içinde tek tek ele ele aldığınızda bu insan bu kişi olamaz diyecek derecede bir gözlemi izah etmek istediğinizde zorlanıyorsunuz, ama ‘yumuşak atın tepkisi pek olur’ atasözü imdada yetişiyor.
Biz aşağıdaki tabloda geniş bir alanda Amok sözcüğünü merkeze yerleştirip anlam ilgisi (semantik) açısından ilişkilendirebildiğimiz sözcükleri verdik.
Kavramları birbirine bağladığımızda görüyoruzki sessiz ve sakin bir kişiliğin altında yatan fırtına yakıp yıkan, kasıp kavuran bir bora gibi oluyor. Sessiz kişiliğin nedeni bastırılmış ve üretkenliği öldürülmüş bir çocukluk dönemi gözlemlediğimiz gençlerde berbalah karı koca didişmesi olabilmektedir. Daha size soruyu sorarken gergin yüzü bir kaç saniye önceki huzurlu ifadenin kayboluşundan anlıyor ve nerede, ne gibi hususlarda gerilip tansiyonun yükseleceğini tahmin edecek ip uçlarını yakalayabiliyorsunuz. Aslında sizi rahatsız etmek istemiyor ama sizin rahatsız ettiğinizden veya edeceğinizden endişeli bir durumda olduğunu yüzündeki gerilimi gizleyememesinden anlıyorsunuz. Kültürel olarak kendini kısıtlama, tahdit etme, daraltma, baskı, dizginleme, kaçınma, kendini tutma, zaptetme gibi tutkusal becerilerin işaret ettiği, urganından kurtulan boğa gibi kendini kaybetmektir. Kısa bir adım, bir an sonra bir kaplana dönüşür, trafo haline gelir. Amok psikolojisi Endonez ulusal karakteridir.
Endonezya televizyonlarında yolsuzluk ve trafik kazaları kadar sık olmasa da arada sırada çıkan amok haberleri bizlere ağlayan, kendinden geçmiş özellikle hanımları gösterirken yeni bir olay ama devam edegelmekte olan bir ogu deyip arka yüzüne bakabilme şansını arayabileceğimiz bir ciddi çalışmaya ihtiyacımız olduğunu belirterek diğer ifadeye geçeceğiz.
Amok sözcüğü Endonezce semantik tablosunu Endonez Dil Kurumu’nun Büyük Endonezce Sözlük’te geçen tanımından şemalaştırarak aktaralım:
(Kamus Besar Bahasa Indonesia, KBBI)
LATAH
Körü körüne itaat ve ulu orta müstehcen ifade kullanmak.
Körü körüne itaat ve ulu orta müstehcen ifade kullanmak.
Bazı Endonezlerin Indonesia terlalu latah, Endonezya her zaman latah (azgın, çıldırmış) dedikleri bir davranış türüdür. İki istikamet çizer: Birisi körü körüne itaat, kul köle davranışı, diğeri pornografik, müstehcen veya muzır ifadeler olup adabı muaşeret sınırlarını aşar. İki istikamet de olumsuz ve karamsar bir izlenim bırakır. Özellikle Endonezya ve Malezya, Güneydoğu Asya kültürünü yansıtan bir davranıştır. Latah bir sendromdur. Kendinden geçmek, çıldırmak, gibi psikopatolojik bir olgunun ulusal bir karakter gibi iliştiğini düşünürsek genel görgü kurallarına (adabı muaşeret) aykırı ama aykırı olduğunu o an için düşünemeyen bir kişilikten çıkan sözler olarak değerlendirebiliriz. Ağza alınmaz, müstehcen, tiksindirici, edebe aykırı, yakışıksız, muzır, şuursuz ifadeler latah ile izah edilir. Hembel hembel acı çekerek kıvranırmış gibi yüzünü buruşturma veya anlatma, kendine acındırma, kaba saba konuşma huyudur.
Japonca sözlüklerde ise ikinci bir yönüne daha fazla ağırlık verilir. Fuwaraidoo ( 付和雷) 同) denen birbirini körü körüne izlemek, birbirini takip etmek anlamı üzerinde durulur. Birbirine güven oranının düşük olduğu Endonezlerde birbirini etkileme oranı yüksektir. Kendi fikri ve kendi üzerine aldığı sorumluluğu değil de karşısındakinin izlediği yolu alıp izlemek, itaat, köle, kul olma ruhunun belirginleştiği bir davranıştır. Ulusal karakteri belirleyen hastalıklı tutku (sendrom) derecesinde bir davranıştır.
Bu makale için dip not hariç aşağıdaki sanal adreslerden faydalanılmıştır:
Özellikle Japonca sanal adreste çok doyurucu bilgiler vardır:
http://www.jttk.zaq.ne.jp/bachw308/page052.html
(Japonca, Endonez davranışları tahlilleri)
Bu makale için aşağıdaki kaynaklardan yararlanılmıştır:
1.A.http://hidayatullahsby.com/articles303-Warga-Muslim-Myanmar-Jadi-Korban-Amuk-Massa-Lagi!-.html Myanmar müslümanlarına çılgın kalabalık saldırısı Warga Muslim Myanmar Jadi Korban Amuk Massa Lagi! 29.5.2013
B. http://www.library.ohiou.edu/indopubs/1995/11/30/0010.html Çikolata çalmakla suçlanan 14 yaşında Yulinawaati’ye saldırı Amuk Massa di Pekalongan, 26.Kasım.1995
C. http://video.tvonenews.tv/arsip/view/63282/2012/10/23/jasad_korban_amuk_massa_di_lombok_dijemput_keluarga.tvOne Çılgın kalabalık şiddeti, kitlesel isyan mağduru, 3 cesetli çocuk kaçırma olayı Kabar Petang Jasad Korban Amuk Massa di Lombok Dijemput Keluarga, Mataram 23.Ekim.2012
D. https://www.facebook.com/KabarAcehTerkini/posts/132971703564528 Massa Amuk Mobil Anggota.TNI. Suka Makmue, Desa Alue Gajah, Tadu Raya, Kabupaten Nagan Raya Askerlerin binek arabası çalındı Kijang Innova araba yok oldu. 19.5.2013
E. http://www.kraksaan-online.com/2013/03/pencuri-sepeda-motor-di-amuk-massa.html
Pencuri sepeda motor di amuk massa Bromo FM Pazartesi, 25/03/13. Çılgın kalabalık motosiklet çalma girişimi, Kraksaan Probolinggo 25.Mart.2013 (Makalenin hazırlanma süreci: 29.7.2013, Pazartesi, 12.01 17.8.2013. Cumartesi, 01.05 Bogor, Parung, Waru Jaya, Cidokom)