"Hayat, bizden önce ve sonrasıdır" derim. Nefes alıp verme zamanıdır ömür. "Ömrün uzun olsun" duası bundandır. Yeni doğanlarımıza "Ömürlü olsun" duası bunu anlatmaktadır.
Hayat, var olanların, akrabaların, ailenin dünden yarına uzanan yolculuğudur.
Ömür biter ama hayat devam eder.
Her insanın ömür süresi aynı olmadığı gibi hayat süresi de aynı değildir.
Mezarlıkları dolaşırken doğum ve ölüm tarihleri arasındaki süreler dikkatinizi çeker mezar taşlarında.
Ölen birisinin hayatı mezara girince hemen sona ermez, bizi de sürükler ardı sıra hatıralarıyla, eserleriyle, iyilikleri, kötülükleriyle…
Kişinin özgül ağırlığı kadardır hayatı. Bıraktığı eserlerin ömrüyle eş değerdedir insanın hayatı…
Ömer Seyfettin’in ömrü 36 yıldır ama onun hayatı hâlâ devam etmiyor mu?
57 yıllık bir ömürde cepheden cepheye koşan, tarih kitaplarındaki yerini altın harflerle dolduran Mustafa Kemal Atatürk bir Oğuz Ata gibi sonsuza kadar yaşayacaktır.
“Eğer çocukluğumda elime geçen iki kuruştan birisini kitap almaya ayırmasaydım bu gün yaptığım işlerin hiç birisini başaramazdım” sözü Atatürk’ün sonsuza akıp gidecek hayatının temel taşıdır.
Yine bu 57 yıllık ömre, kenarlarına notlar yazarak, altını çizip (d) dikkat, (ö) önemli diye işaret bırakarak okuduğu 3 bin 997 adet kitabı da sığdırmıştır.
O, Türk tarihinin başka bir Ergenekon’u olan Kurtuluş (İstiklâl) Savaşının ÖN SÖZÜ’nü Çanakkale’de, SON SÖZÜ’nü 9 Eylül’de İzmir’de yazmıştır.
Ekonomi, ticaret, kültür, eğitim, hukuk… alanında yaptığı yeniliklerle milletimizin geleceğe yürüdüğü yolu çizmiştir.
90-100 yıl yaşamış nice insanlar arasında kısa sürede unutulup gidenler yanında genç yaşında kara toprakla kucaklaşan nice yiğitler arasından unutulmazlar çıkmıştır.
Ömrü uzun olup hayatı ömründen çok kısa olan nice insanlar vardır.
İnsan ömrünü uzatamaz ama hayatını uzatabilir.
Yaşayan ölüler yanında öldüğü bilinen nice insanlar hayatımızın bir yerlerinde bizimle beraber yürürler. Yol gösterirler, önümüze ışık olurlar…
İnsan, bir ana ve babadan meydana gelir, besleyip büyütülür ve bir şekilde ömrünü tamamlar.
Bizi olgunlaştıranlar, ömrü, hayat denen uzun zaman dilimine taşıyanlar, fikir babalarımız, örnek aldığımız gönül adamlarıdır.
Bazı gönül sultanlarının, kahramanların, fikir ve sanat dehalarının ömür süresine yetişememiş olmak belki talihsizlik gibi görülebilir.
Eserleri bir okul özelliği taşıyan kahramanları, gönül erlerini, sanat zirvelerini yazılı eserlerden takip ederek beslenmek mümkündür.
Ömrünü “Hayat” a çevirmek (öldükten sonra da yaşamak) isteyenler “Hayat Okulu’’nun samimi, çalışkan, usanmaz öğrencileri olsunlar.