Ayak verdi birisi, yola çıkayım dedim;
Mûzipliği bırakıp, ciddî olayım dedim.
Önüme kim çıktıysa, hep emmim - dayım dedim:
Aldırmadım dünyaya, varmış - yokmuş sefâlet!
Sâdece ve sâdece: İtaat et rahat et!..
* * *
Kim derse inanmayın, şurda mağdur biri var!
Mağrur'un hem kini var ve hem de kibiri var!
Yâhut, bizden değilse, dilinde zehiri var;
Bir zamanlar bir yerde sezilirdi hareket!..
Hareketi bırak da, itaat et rahat et!..
* * *
Şu güzel memlekette kırda kuzu meleşir;
Hele bahar geliyor çimlerde kümeleşir.
Me, me, me, meledikçe, çobanı efeleşir;
Hareketsiz olur mu, kurt çıkarsa, dikkat et!..
Yine de bir öğüttür, itaat et rahat et!..
* * *
Sakın gezmeyin sakın, köpeksiz köy görüp de...
Paramı buldun derler, zengin deyince, küpte..
Kaçmayın, kedileri, köpek sanıp ürküp de:
Gaye hayır, iş hayır, niyet hayırdır elbet!
"Emir baş üstüne!", de; itaat et rahat et!..
* * *
Sokak başları dolu, câni, sefil , kaatille;
İnsana söyletirler, bir kötü kelâm ille.
Kim yiyecek acaba adâletten bir sille:
Diyorum, ey vatandaş, sen, nâzik ol ve sabret!
Niyedir bu gözyaşı; İtaat ve rahat et!..
* * *
Ne kadar çalarsan çal...Al ,eline kavalı!
Topla amigoları, dur havalı havalı...
Ne ardı var ne önü, bas lâfı martavalı;
Kiminde dolu kasa, kiminde bomboş sepet!
Otur!..Dinle!..Sükût et!..İtaat et rahat et!..
* * *
Her kim, ne derse desin, kurt kafese girer mi?
Onun bunun attığı olta yemini yer mi?
Dahası, fâni dünya, beş paraya değer mi?
Adâletin zırhını giyinmeye gayret et!
Yiyen yesin, bize ne! İtaat et rahat et!..
* * *
Zavallının nasıl da beynini çıkarmışlar...
Göz, kulak, ağızını birbirine karmışlar..
Bir ipekli kumaşa sımsıkı da sarmışlar.
Kim nereden bekliyor, gelir diye hidâyet!
Bâzen şerde hayr olur; itaat et rahat et!..
* * *
Sarmak mı istiyorlar, boğaza yağlı ipi?
Gidin görün pazarda fukarayı garibi!
Yolundukça kıvranan, yılgın bir tavuk gibi..
İhânetle cinâyet, adâletle cehâlet...
Yanyana mı gelecek? İtaat et rahat et!..
* * *
Nesiller yetişmeli fikri hür, vicdânı hür;
Millet böyle gelişir, memleket böyle büyür!
Yoksa, fitne - fesatçı borusunu öttürür;
Koyunları otlattım; onlar sağ, ben selâmet!
Boş lâf(!), şeref-fazîlet; itaat et rahat et!..
* * *
Kimler suyun başında, kimleri boğmakta su!
Varsa,eğer hürriyet, var yaşamak arzusu!
Terörist, hâin, câni ve cehâlet ordusu...
Kurdu orduma pusu, gel de bu işi hallet;
Kimler ödüyor diyet; itaat et rahat et!
* * *
Nerde sevinç narâsı, hani saman parası?
Yok mu Türk'ün acaba muhtacı fukarası!
Tuttu mu, bilmiyorum, "muhacir" numarası;
Her değerin üstünde bulunmalı adâlet;
Ellerde sahte senet: İtaat et rahat et!..
* * *
Akıldan çıkarmayın kulun kula hakkını!..
Doldurmayın gizlice, haram ile, çıkını!
Çalanlar elbet bulur, onun da kılıfını...
Kimseye kalmaz bilin, bu vâridât - bu servet!
Huzuru arıyorsan, itaat et rahat et!..
* * *
Kim tutacak mazlumun, kimsesizin elini?
Millî hassasiyetin kırdılar bam telini.
Ya kimler ödeyecek, terörün bedelini?
Yalanlardan usandı, ne hâle geldi millet;
Gaflet, nefret, garabet: itaat et rahat et! ..
* * *
Nerde şu "şerefsizler", nerde "alçak, hırsızlar"?
Elbette ki, olanın, vicdânı, kalbi sızlar!
Karıştı birbirine ayranlarla kımızlar;
Diyen varsa, ki vardır, budur millete zillet!
Kimde söz, kimde bilet? İtaat et rahat et!
* * *
Şaşırdık kaldık, birden, koyun kurt mu doğurdu?
Kim, mezâlim önünde göğsünü gerip durdu?
Kim yükseltti bayrağı, kim kurtardı bu yurdu?
Nedir içimizdeki, bu rehâvet, bu gaflet!
Düşünme ve konuşma, itaat et rahat et!..
* * *
Allah'adır, kayıtsız, şartsın kesin itaat!
Teslimiyet O'nadır, O'nadır, mutlak biat!
Kul, O'na itaatten, ancak alır lezzet, tat!
Budur gerçek saltanat, budur gerçek hürriyet...
Diyenler diyedursun: İtaat et rahat et! ..