HİÇBİR İNSAN TÜRÜ DİĞERİNDEN ÜSTÜN DEĞİLDİR, HERKES KENDİ YAPISI ÇERÇEVESİNDE ÖZELDİR.
A) Biyolojik olarak ve fizyolojik olarak bir kadın bir erkeğe eşit değildir. Erkeğin kadına bazı üstünlükleri vardır. Daha kuvvetli ve güçlü olmak bunlardandır. Kadının da erkeğe önemli üstünlükleri vardır. Bunların sayısı çoktur, ama iki tanesini verelim: İnsan gibi çok önemli bir varlığın meydana gelmesinin ilahi bir sanatkârıdır ve annelik gibi yine çok önemli bir sosyal değerin taşıyıcısıdır. Bunları her iki cins için çoğaltabiliriz. O halde bilimsel olarak şu sonuca varabiliriz:
KADIN VE ERKEK ÇOK İŞLEVLİ VE DENGELİ BİR EŞİTLİK İÇİNDEDİR.
Yani kadın ve erkek kabaca eşittir.
B) Daha ayrıntılı bir açıklıkla bakarsak kadın olsun erkek olsun hiçbir insan türü bir diğerine eşit değildir. Zekâ düzeyi normal olan ve zekâ bölümü 90 rakamının üstünde olan herkes, hiç kimsenin parmak izinin bir diğerininki ile aynı olamadığını bilir. Yine hiç kimsenin DNA yapısının bir diğer insanınki ile aynı olmadığı bilinir. Bunlar bilim geçeğidir. Yani ince ayrıntılar yönünden bakılınca ne bir kadın diğerine, ne bir erkek diğerine, ne de bir kadın bir erkeğe eşit değildir. Kısaca:
HİÇBİR İNSAN TÜRÜ DİĞERİNDEN ÜSTÜN DEĞİLDİR,
HERKES KENDİ YAPISI ÇERÇEVESİNDE ÖZELDİR.
C) Bir fenci titizliği ile araştırdım. İslam kaynaklarının hiçbirinde kadının erkeğe eşit olmadığına rastlamadım. Âlim geçinen din adamlarına sesleniyorum. Bu hususta, yani kadın ve erkeğin eşit olmadığına dair bana ve topluma belge sunsunlar. Belgeleri ciddi ise ben iddiamdan vazgeçerim. Bir bilim adamına da bu yakışır. Ama IŞİD kafası ile uydurulmuş birtakım safsataları kabul etmemiz doğal olarak mümkün değildir.
D) Yasal mevkileri yüksek ancak kültür mevkileri köy kahvesinin de altında olan bazı “büyük” şahıslar ve hoca kılığına bürünmüş kimseler, “KADIN ERKEĞE EŞİT DEĞİLDİR” deyip duruyorlar. Bu, ya kara cahilliktendir veya zekâ düzeyinin embesil seviyesinde olmasındandır.
Onlara derim ki, YAZININ DEVAMI
A) Biyolojik olarak ve fizyolojik olarak bir kadın bir erkeğe eşit değildir. Erkeğin kadına bazı üstünlükleri vardır. Daha kuvvetli ve güçlü olmak bunlardandır. Kadının da erkeğe önemli üstünlükleri vardır. Bunların sayısı çoktur, ama iki tanesini verelim: İnsan gibi çok önemli bir varlığın meydana gelmesinin ilahi bir sanatkârıdır ve annelik gibi yine çok önemli bir sosyal değerin taşıyıcısıdır. Bunları her iki cins için çoğaltabiliriz. O halde bilimsel olarak şu sonuca varabiliriz:
KADIN VE ERKEK ÇOK İŞLEVLİ VE DENGELİ BİR EŞİTLİK İÇİNDEDİR.
Yani kadın ve erkek kabaca eşittir.
B) Daha ayrıntılı bir açıklıkla bakarsak kadın olsun erkek olsun hiçbir insan türü bir diğerine eşit değildir. Zekâ düzeyi normal olan ve zekâ bölümü 90 rakamının üstünde olan herkes, hiç kimsenin parmak izinin bir diğerininki ile aynı olamadığını bilir. Yine hiç kimsenin DNA yapısının bir diğer insanınki ile aynı olmadığı bilinir. Bunlar bilim geçeğidir. Yani ince ayrıntılar yönünden bakılınca ne bir kadın diğerine, ne bir erkek diğerine, ne de bir kadın bir erkeğe eşit değildir. Kısaca:
HİÇBİR İNSAN TÜRÜ DİĞERİNDEN ÜSTÜN DEĞİLDİR,
HERKES KENDİ YAPISI ÇERÇEVESİNDE ÖZELDİR.
C) Bir fenci titizliği ile araştırdım. İslam kaynaklarının hiçbirinde kadının erkeğe eşit olmadığına rastlamadım. Âlim geçinen din adamlarına sesleniyorum. Bu hususta, yani kadın ve erkeğin eşit olmadığına dair bana ve topluma belge sunsunlar. Belgeleri ciddi ise ben iddiamdan vazgeçerim. Bir bilim adamına da bu yakışır. Ama IŞİD kafası ile uydurulmuş birtakım safsataları kabul etmemiz doğal olarak mümkün değildir.
D) Yasal mevkileri yüksek ancak kültür mevkileri köy kahvesinin de altında olan bazı “büyük” şahıslar ve hoca kılığına bürünmüş kimseler, “KADIN ERKEĞE EŞİT DEĞİLDİR” deyip duruyorlar. Bu, ya kara cahilliktendir veya zekâ düzeyinin embesil seviyesinde olmasındandır.
Onlara derim ki, YAZININ DEVAMI