31 Türk şoförü rehin alan IŞİD, ardından Türkiye Başkonsolosluğu’nu bastı.
Irak Şam İslam Devleti olarak kendilerini tanımlayan IŞİD militanları, Irak'ın ikinci en büyük şehri Musul'u ele geçirdi.
100 binlerce sivil Musul'u terk etmek zorunda kaldı.
Musul'daki Türkiye Konsolosluğu'nu da işgal ettiği ve çok sayıda konsolosluk çalışanını da rehin aldığı belirtildi.
Bağdat Büyükelçiliği ve Ankara arasında temas kuruldu. Ankara’dan, “sakinliği kaybetmeden sorunu çözmenin yollarını arayın. Aileleri ve çalışanları bir arada tutun, çatışmaya girmeyin” mesajı iletildi.
IŞİD Saldırganlarına silahla karşılık verilmedi Konsoloslukta 25 özel harekât elamanı vardı.
Tek mermi atılmadan konsoloslukta ki çalışanlarda dahil herkes teslim oldu.
Tek mermi atılmadan konsoloslukta ki çalışanlarda dahil herkes teslim oldu.
Eğer bütün bu gelişmeler Amerika, İsrail, Almanya gibi ülkelerin başına gelseydi ne olurdu?
Veya IŞİD Türkiye’ye yaptıklarını bu ülkelere yapmaya cesaret edebilirler miydi?
Büyük Devlet olmak kolay değil. Laf ile büyük devlet olunmuyor. Ellerinde ağır silahlar dahi bulunmayan çeteler, Büyük devletlere kafa tutmaya cesaret edemez.
Güçlü devletler kendisine saldıran terörist veya çetelere haddini bildiremiyor önüne gelen size tehditler savuruyor, pazarlık masasına davet ediyorsa güçlü devlet olduğunuz iddiasında bulunsanız da çok fazla umursanmayacaktır.
Ayni durumda Musul’da Amerika veya İsrail olsaydı ne yapardı. Bu konuyla alakalı Ümit Özdağ 12 haziran’da Musul Başkonsolosluğu nasıl kurtulurdu başlığı altında yayımladığı bir makalede gayet güzel tespitlerde bulunmuştur.
Peki bu iki devlet ne yaparlardı?
Musul Başkonsolosluğumuzun kara yolu ile tahliyesi çok zordur. Çünkü kentin Türkiye’den uzak ucunda bulunan başkonsolosluk, karadan tahliye edilmesi durumunda çoğu El Kaide ve IŞİD yanlılarının elinde olan mahallelerden geçmek zorunda kalacağı için konvoyun çatışarak geçmesi gerekecektir ki bu, ancak Amerikan filmlerinde ve onlarda da ağır kayıplar ile olur. İkinci yol ise havaalanı yolu ile tahliyedir. Musul Başkonsolosluğu Musul Havaalanı’na 2 dakika mesafededir. Başkonsolosluğu havaalanına bağlayan özel bir yol dahi vardır. Ancak havaalanı IŞİD tarafından işgal edilmiştir.
Bu ortamda İsrail veya ABD olsaydı ne yapardı? İsrail veya Amerikan hava kuvvetlerine ait savaş uçakları (İncirlik’ten) Musul Başkonsolosluğu’nun etrafındaki binalarda ve çevrede konuşlanmış IŞİD birliklerini bombalardı. Bu sırada Musul Havaalanı etrafındaki IŞİD güçlerine yapılacak bir savaş uçakları ve savaş helikopterlerinin hava saldırısı ve helikopterler ile gerçekleştirilecek hava indirme harekatı ile Musul Havaalanı işgal edilirdi. Havaalanını işgal eden özel kuvvetler, Musul Başkonsolosluğu’na 2-5 dakika içinde karadan ulaşır ve başkonsolosluktan tahliyeyi sağlarlardı. Binadan çıkılırken bina havaya uçurulurdu. Bu sırada Musul Havaalanı üzerinde dolaşan bir askeri nakliye uçağı piste iniş yapar, Musul Başkonsolosluğu görevlilerini alarak uzaklaşırdı.
Bu operasyon sırasında bazı Amerikan/İsrail askerleri hayatlarını kaybedebilirdi. Ancak Amerika/İsrail ezilmez, imaj yitirmez, ciddiyetlerini ve caydırıcılıklarını kaybetmezlerdi. Büyük devlet, güçlü devlet, etkin devlet kendi vatandaşlarını gaz bombaları ile gazlayıp, polisi ile döven devlet değildir. Büyük devlet, menfaatlerine ve varlığına saldıranları cezalandıran devlettir. Türkiye’de bir çok insan korkmaması gerekirken, haklı olarak Başbakan Erdoğan’dan korkuyor olabilir. Ancak Orta Doğu’da kimse, Erdoğan’ın yönettiği Türkiye’den korkmuyor. Keşke tam tersi olsaydı