Resul Ceylan
Büyük dava adamı Seyyid Ahmet Arvasi’nin yıllar önce söylemiş olduğu bu söz, halen Ülkücü camiaya büyük bir rehber olmaktadır. Ülkü Ocakları Eğitim Ve Kültür Vakfı yıllarca genç nesilleri Türk İslam bilinci ile yetiştirmiş; onlara milli-manevi duyguları, vatan sevgisini her şeyden üstün tutmayı öğretmiş ve doğruluğun, dürüstlüğün, kısacası adamlığın eğitim merkezi olmuştur. Bu Vakfa vâkıf ve layık olabilmek için bütün gençlerimizin de azimle çalışması gerekmektedir. Orta Öğretim Birimi bünyesindeki genç liseli bozkurtlar, birbirlerine her konuda sahip çıkabilmelidir. Liseli bir bozkurt, okulunda en başarılı olan öğrenci olmalıdır. Baskı, tehdit gibi bize yakışmayan yaklaşım tarzları, yaptırım gücünden tamamen uzaktır. Bizler bilgimiz, ahlakımız ve dürüstlüğümüz ile gerek okullarda gerekse farklı yerlerde, bizim görüşümüze sahip olmayan insanlara dahi sözümüzü dinletebilmeliyiz. Genç bir Ülkücü kendi davasını bildiği gibi, farklı ideolojileri de bilmelidir. Bilmelidir ki farklı bir görüşe sahip olan bir insanla tartışmaya girdiğinde kendi davasını rahatça savunabilsin.Başbuğumuzun da dediği gibi “Bir fikre, bir ideolojiye, kendisinden daha üstün bir fikirle karşı çıkılır. Karşı fikir kaba kuvvetle bastırılamaz.” Ülkücü gençlerin silaha, mermiye ihtiyacı yoktur; kaleme, deftere, kitaba ihtiyaçları vardır. Bir ülkücü gencin silahı, kalem; kalkanı, defter-kitap olmalıdır!Dokuz Işık’ın bir maddesi olan ” Ahlakçılık ” anlayışı, Ülkücü genç için en mühim anlayış olmalıdır. Şehit olan binlerce ağabeyimize, reislerimize ve şanlı tarihimize layık olabilmeliyiz. Zalime boyun eğmeden, mazlumu ezmeden, dimdik yürümeliyiz bu kutlu yolda, hak yolunda hakikat yolunda.Son neferin son nefesine kadar devam edecek olan bu kutlu davanın zafere ulaşabilmesi için, “Liseli Genç Bozkurtların ” her daim bilgiye aç olması gerekir. Dinimizin ilk emri, ” İkra – Oku”dur. O halde okumalıyız. Hükmü veren hâkim olmalıyız; hüküm alan mahkûm değil. Yakalayan polis olmalıyız; yakalanan zanlı değil. Olay yerini inceleyen savcı olmalıyız; olay yerinde bir kör kurşuna giden, kimliği belirsiz şahıs değil. Kısa vadeli bir zafer beklememeliyiz.Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in de dediği gibi “Ben Türk milletini, sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye; ahlaktan mahrum bir hürriyete; rüşvet, hile ile çiğnenen, çiğnetilen hukuk düzenlerine; tefeciliğe, karaborsaya yer veren bir ekonomiye çağırmıyorum. Türklük gurur ve şuuruna, İslam ahlak ve faziletine, yoksullukla savaşa, adalette yarışa, birliğe, kardeşliğe, kısaca hak yolu, hakikat yolu, Allah yoluna çağırıyorum. ”Bizler de bu çağrıya kulak verelim ve lisesi bozkurtlar olarak Türklük gurur ve şuurunu, İslam ahlak ve faziletlerini yaşayıp yaşatalım.
Büyük dava adamı Seyyid Ahmet Arvasi’nin yıllar önce söylemiş olduğu bu söz, halen Ülkücü camiaya büyük bir rehber olmaktadır. Ülkü Ocakları Eğitim Ve Kültür Vakfı yıllarca genç nesilleri Türk İslam bilinci ile yetiştirmiş; onlara milli-manevi duyguları, vatan sevgisini her şeyden üstün tutmayı öğretmiş ve doğruluğun, dürüstlüğün, kısacası adamlığın eğitim merkezi olmuştur. Bu Vakfa vâkıf ve layık olabilmek için bütün gençlerimizin de azimle çalışması gerekmektedir. Orta Öğretim Birimi bünyesindeki genç liseli bozkurtlar, birbirlerine her konuda sahip çıkabilmelidir. Liseli bir bozkurt, okulunda en başarılı olan öğrenci olmalıdır. Baskı, tehdit gibi bize yakışmayan yaklaşım tarzları, yaptırım gücünden tamamen uzaktır. Bizler bilgimiz, ahlakımız ve dürüstlüğümüz ile gerek okullarda gerekse farklı yerlerde, bizim görüşümüze sahip olmayan insanlara dahi sözümüzü dinletebilmeliyiz. Genç bir Ülkücü kendi davasını bildiği gibi, farklı ideolojileri de bilmelidir. Bilmelidir ki farklı bir görüşe sahip olan bir insanla tartışmaya girdiğinde kendi davasını rahatça savunabilsin.Başbuğumuzun da dediği gibi “Bir fikre, bir ideolojiye, kendisinden daha üstün bir fikirle karşı çıkılır. Karşı fikir kaba kuvvetle bastırılamaz.” Ülkücü gençlerin silaha, mermiye ihtiyacı yoktur; kaleme, deftere, kitaba ihtiyaçları vardır. Bir ülkücü gencin silahı, kalem; kalkanı, defter-kitap olmalıdır!Dokuz Işık’ın bir maddesi olan ” Ahlakçılık ” anlayışı, Ülkücü genç için en mühim anlayış olmalıdır. Şehit olan binlerce ağabeyimize, reislerimize ve şanlı tarihimize layık olabilmeliyiz. Zalime boyun eğmeden, mazlumu ezmeden, dimdik yürümeliyiz bu kutlu yolda, hak yolunda hakikat yolunda.Son neferin son nefesine kadar devam edecek olan bu kutlu davanın zafere ulaşabilmesi için, “Liseli Genç Bozkurtların ” her daim bilgiye aç olması gerekir. Dinimizin ilk emri, ” İkra – Oku”dur. O halde okumalıyız. Hükmü veren hâkim olmalıyız; hüküm alan mahkûm değil. Yakalayan polis olmalıyız; yakalanan zanlı değil. Olay yerini inceleyen savcı olmalıyız; olay yerinde bir kör kurşuna giden, kimliği belirsiz şahıs değil. Kısa vadeli bir zafer beklememeliyiz.Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in de dediği gibi “Ben Türk milletini, sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye; ahlaktan mahrum bir hürriyete; rüşvet, hile ile çiğnenen, çiğnetilen hukuk düzenlerine; tefeciliğe, karaborsaya yer veren bir ekonomiye çağırmıyorum. Türklük gurur ve şuuruna, İslam ahlak ve faziletine, yoksullukla savaşa, adalette yarışa, birliğe, kardeşliğe, kısaca hak yolu, hakikat yolu, Allah yoluna çağırıyorum. ”Bizler de bu çağrıya kulak verelim ve lisesi bozkurtlar olarak Türklük gurur ve şuurunu, İslam ahlak ve faziletlerini yaşayıp yaşatalım.