Millet, sosyolojik bir vakıa olarak tarihsel süreç içerisinde ve kültürel ortaklıklar üzerine oluşur. Kültür kavramı ise sosyal bilimler alanı içerisindeki en karmaşık kavramlardan birisidir. Ancak kültür kavramı yapısı itibariyle hem ortaklıkları hem de farklılıkları vurgulamaktadır.
Ortaklıklardan kastedilen, ortak bir tarih içerisinde kolektif olarak duygu, düşünce ve davranışlarda birbirine benzer tepkiler veren sosyal yapılar ifade edilmektedir. Belli kültürler içerisinde bu sosyal yapılar en büyük sosyal yapı olan milletten, en küçük sosyal gruplara kadar belli bir nizam içerisinde hareket edilmesini sağlar. Sevinç ve üzüntülerde gösterilen tepkiler birbirine benzer. Kolektif anlayış içerisinde aynı ortak hedefe doğru yönelmeler söz konusudur.
Farklılıklardan kastedilende, bir milletin ya da herhangi bir sosyal grubun diğerlerinden ayıran özelikleri söz konusudur. Günlük ya da sosyal olaylarda sosyal yapıların olaylara karşı verdiği tepkilerde farklılıklar olması doğaldır. Çünkü her toplumun kendi tarihsel ve sosyal süreci içerisinde oluşturduğu terbiye sistemi farklıdır. Bundan dolayı da sosyal olaylara karşı gösterilecek tepkiler de farklı olmaktadır.
Bütün bu ortaklık ya da farklılıkları kimlik etrafında ele alınmaktadır. Kimlik ise kişinin veya grubun en yakınındakilerden ayıran özellikler olarak ifade edilebilir. Her insanın kimliği olduğu gibi, sosyal yapılarında kendine ait kimliği bulunmaktadır. Bunlar ise kolektif kimlik olarak ifade edilmektedir. Her sosyal yapının bu anlamda birer kolektif kimliği bulunmaktadır. Bu sosyal yapılar ise makro, mikro ve mezo yapılar olarak ölçeklendirilmektedir. Makro yapılar olarak millete ait olan devlet ve onu oluşturan ana unsurlar gibi sistemlerle birlikte ele alınırken, mikro sosyal yapılar da ise daha küçük ölçekli sosyal yapılar ele alınmaktadır. Mezo yapılar ise orta ölçekli olup, büyük yapılar ile küçük yapılar arasında yer alır. Mikro yapılar bazen makro yapılardan farklı gibi görülse bile, yakından yapılan incelemelerde, sosyal yapıların kendi içinde oluşturduğu alışkanlıklar ve yaşam tarzında benzerlikler olduğu görülür. Toplumsal meseleler bu tür yaklaşımlar esasına ele alındığında, sosyal yapılar arasında meydana gelen sosyal olayları daha rahat kategorize dilebilir ve bu anlamda da sosyal meseleler olması gerektiği gibi değerlendirilebilir.
Ortaklıklardan kastedilen, ortak bir tarih içerisinde kolektif olarak duygu, düşünce ve davranışlarda birbirine benzer tepkiler veren sosyal yapılar ifade edilmektedir. Belli kültürler içerisinde bu sosyal yapılar en büyük sosyal yapı olan milletten, en küçük sosyal gruplara kadar belli bir nizam içerisinde hareket edilmesini sağlar. Sevinç ve üzüntülerde gösterilen tepkiler birbirine benzer. Kolektif anlayış içerisinde aynı ortak hedefe doğru yönelmeler söz konusudur.
Farklılıklardan kastedilende, bir milletin ya da herhangi bir sosyal grubun diğerlerinden ayıran özelikleri söz konusudur. Günlük ya da sosyal olaylarda sosyal yapıların olaylara karşı verdiği tepkilerde farklılıklar olması doğaldır. Çünkü her toplumun kendi tarihsel ve sosyal süreci içerisinde oluşturduğu terbiye sistemi farklıdır. Bundan dolayı da sosyal olaylara karşı gösterilecek tepkiler de farklı olmaktadır.
Bütün bu ortaklık ya da farklılıkları kimlik etrafında ele alınmaktadır. Kimlik ise kişinin veya grubun en yakınındakilerden ayıran özellikler olarak ifade edilebilir. Her insanın kimliği olduğu gibi, sosyal yapılarında kendine ait kimliği bulunmaktadır. Bunlar ise kolektif kimlik olarak ifade edilmektedir. Her sosyal yapının bu anlamda birer kolektif kimliği bulunmaktadır. Bu sosyal yapılar ise makro, mikro ve mezo yapılar olarak ölçeklendirilmektedir. Makro yapılar olarak millete ait olan devlet ve onu oluşturan ana unsurlar gibi sistemlerle birlikte ele alınırken, mikro sosyal yapılar da ise daha küçük ölçekli sosyal yapılar ele alınmaktadır. Mezo yapılar ise orta ölçekli olup, büyük yapılar ile küçük yapılar arasında yer alır. Mikro yapılar bazen makro yapılardan farklı gibi görülse bile, yakından yapılan incelemelerde, sosyal yapıların kendi içinde oluşturduğu alışkanlıklar ve yaşam tarzında benzerlikler olduğu görülür. Toplumsal meseleler bu tür yaklaşımlar esasına ele alındığında, sosyal yapılar arasında meydana gelen sosyal olayları daha rahat kategorize dilebilir ve bu anlamda da sosyal meseleler olması gerektiği gibi değerlendirilebilir.