Modernleşme sürecinin en önemli sonuçlarından birisi olan demokrasinin gelişiminde sivil yapıların önemli bir yeri vardır. Bu sivil yapılar, toplumun çok farklı kesimlerini farklı amaçlar etrafında bir arada tutan yapılardır.Günümüzde demokrasi içerisinde varlığını devam ettirmek isteyen bütün siyasi yapıların bu anlamda sivil toplum kuruluşlarını dikkate almak ve sivil yapıların oluşturduğu sinerji ve birikimlerden mümkün olduğunca faydalanması gerekir.Türkiye’de bu anlamda farklı ideolojik perspektiflerde olanlar içinde sivil yapılar kendi imkân ve birikimleri sayesinde kendince kamuoyu oluşturma özelliğine de sahiptir.Bugün sivil toplum denilince akla gelen kurum veya kuruluşlara bakıldığında, günümüz demokratik gelişmeler göz önüne alındığında Türkiye koşullarında yeterli olmadığı görülmektedir. Özellikle gelişmiş Batı toplumları ile karşılaştırıldığında sivil toplum kavramının Türkiye’de ya bilinmediği ya da fonksiyonlarını yeterince yerine getiremediği görülmektedir.Hâlbuki Türklerin tarihi boyunca ve özellikle Selçuklu ve Osmanlı tecrübesi göz önüne alındığında devletin yerine getirmesi düşünülen birçok faaliyeti vakıflar kanalıyla yerine getirdiği görülmektedir. Bu anlamda da Türk toplumunun sivil yapılar konusundaki tecrübesi oldukça eskidir. Klasik vakıf düşüncesiyle günümüz sivil yapıları arasında elbette farklar bulunmaktadır. Ancak toplumdaki etkileri göz önüne alındığında, sivil yapılar önemli sosyal yapılar olarak karşımıza çıkmaktadır. Toplumun sosyalleşmesi, sosyal bir varlık olan insanın belli sosyal grup/lar içerisinde varlığını sürdürmesi sivil yapılar sayesinde daha anlamlı ve fonksiyonel hale gelmektedir.Günümüzde Türk Milliyetçilerinin de en büyük çıkmazlarından birisi de sivil toplum kuruluşları nezdinde kurumsal yapılarını, hem toplumun farklı kesimlerini kapsayacak şekilde hem de uzmanlık alanlarında rekabeti ve kaliteyi öne sürebilecek sivil yapıların çeşitlendirememesidir. Türk Milliyetçileri için sivil yapılar denildiğinde, Ocaklar, sendikalar ve belli başlı bazı vakıflar ele alınmaktadır. Ancak bütün bunlar günümüzün sivil toplumunun karşılığı değildir. Erol Güngör’ün tabiriyle, halka dayanan bir hareket olması nedeniyle milliyetçilik, demokratik süreçlerin işletilmesini zaruri bir ihtiyaç olarak görür. Demokratik süreçlerin de en önemli unsurlarından biriside, şüphesiz sivil toplum kuruluşlarıdır. Buna göre günümüz koşullarında Türk Milliyetçilerinin sivil milliyetçiliği geliştirebilmek adına, sivil toplum kuruluşlarının yaygınlaştırılması gerekir. Ancak bugün Türk Milliyetçiliği dar bir yerde sıkışıp kalmış ve hareket kabiliyeti kısıtlanmıştır. Bununda en büyük sebebi Türk Milliyetçiliğine gönül verenlerin gündelik politik meseleler içerisinde kendilerini politize etmeye yönlendirilmiş ve özendirilmiş olmasıdır. Türk Milliyetçilerine ait birçok sivil yapılar, yardım kuruluşları vs. var. Ancak bütün bunların toplumdaki karşılığına bakıldığında bir karşılığının olmadığı görülmektedir. Çünkü bu yapılar gönüllü bir sivil yapılar olmaktan ziyade, siyasi beklentilerle hareket edilen yerler haline gelmesindendir.
Kapsam
29 Aralık 2015 - 18:50
Güncelleme: 25 Temmuz 2016 - 19:38
Sivil Toplumun Önemi
Günümüz toplumlarına yön veren en önemli yapılar, sivil toplum kuruluşlarıdır.
Kapsam
29 Aralık 2015 - 18:50
Güncelleme: 25 Temmuz 2016 - 19:38