Tarih aynadır bakıp görmek istersen, okuldur okumak istersen, rehberdir ibret almak istersen, bir köprüdür üstünde yürümek istersen; yumarda geçersin gözünü zirvedeyken düşmek istersen!
Tarih geçmiş aynasında geleceği görüp, istikbale yol bulmak için sağlıklı yürüyebilmenin sigortasıdır. Geçmişten ders çıkaramayanlar gelecekte aynı çukura yuvarlanmak isteyenlerdir. Hz. Peygamber uyarıyor: “Bir Müslüman bir delikten iki defa sokulmaz.” diye…
İbretle bakıldığında insanlık âleminin birbirini en çok saltanatları adına kırdığı görülür. İnsanları tanrılık iddiası noktasına taşıyan da saltanat hırsının büyüsü, etrafındakilerin alkış sesidir. Saltanata giden yolda ne ana baba, ne de evlat kardeş kalır; hepsi ezilip geçilir, tercihen saltanat seçilir… Saltanata giden yollar da çoğu zaman vatan, millet, bayrak ve din iman taşlarıyla döşenir… Yani, yapmak içinde, yıkmak içinde en çok kullanılan argüman Allah, Peygamber, din ve imandır. Goethe der ki : “Tarih boyunca insanlığı kandırmanın en kolay yolu dinle olmuştur.”
Kendi tarihimize dönüp baktığımızda 1514 çaldıran savaşı sonrası Yavuz sultan Selimin fermanıyla Doğu ve Güneydoğu’da derebeyliklerin yani feodal yapının oluşturulduğunu görüyoruz. Oluşturulan bu yapının bölgedeki alevi Türkmen yapıyı ezdiğini veya dönme, devşirme yapı tarafından planlı bir şekilde ezdirildiğini görüyoruz.