Kiramen Kâtibin(yazıcı melekler), İslam inancında insanların sağ ve sol omzunda bulunan yaptığı iyi ve kötü davranışları kaydeden meleklere verilen isimdir. Bu meleklerin varlığı Kuran’da haber verildiğinden bunların varlığına inanmak Müslümanlara farzdır. Kira men Kâtibin- yazıcı melekleri olarak tanımlanan meleğin, Rabbimiz tarafından biri kişinin sağ omzuna oturtulmuş, onun yaptığı güzel davranışlarını, diğeri ise sol omzuna oturtulmuş ve kötü davranışlarını kaydeder. Yüce Kitabımız Kur’an, bu gerçeği bize şöyle haber verir. “İnsan’ın Sağ ve solunda, onunla beraber oturan iki alıcı melek, onun yanında hazır birer gözcü olarak söylediği her sözü zapt ederler.”Ayrıca Kur’an da, ahrette hesap günü bu iki melek kişiye şahit olarak hazır bulunacaktır. “O gün herkes beraberinde bir muhafız, bir de şahit olarak Yüce Divana gelir.
Yüce yaratıcı, İnsanoğlunun dünya’da yaptığı gibi, ahrette cezadan kurtulmak için çeşitli bahaneler ortaya atmasına imkân bırakılmamıştır. Onun buluğ çağından öldüğü güne kadar, ömür boyu yaptığı her şey en ince detayına kadar yazıcı melekler tarafından kayıt altına alınmış, bir defterde toplanmıştır. Bu durumda ahretin varlığı ve hesap gününe inanan bir Müslüman, o gün gerçeklerin en ince teferruatına kadar ortaya döküleceği ve kendisine güzel amelinden başka hiçbir yardımcının bulunmayacağı şuuruyla yaşamını sürdürmeye gayret etmelidir.
Bu konuda Yazıcı meleklerin insan’ın her yaptığını kayıt altına aldığına dair, ikna edici bir delil ortaya koyabilir misiniz? Gibi bir soru yöneltilebilir. Dolaylı yollara girerek soruya cevap arama yerine, günümüz teknolojinden vereceğimiz örneklerle sorunun cevabı ortaya çıkarmaya çalışalım. Şöyle ki, yaşadığımız dönemde Dünya’nın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de, sokak, cadde, resmi ve gayri resmi yer ve mekânlara yerleştirilen mobese kameralarla insanlar takip edilmekte, suç işleyenler tespit edilebilmektedir. Yine telefonunuz ve e-mailinizle ağzınızdan çıkan her sözünüz hatta, uygunsuz hareketleriniz bile takip edilerek dinlenebiliyor. Bir gün geliyor bunların hepsi belge, saat ve dakikasıyla önünüze konulduğunda, kaçacak ve kıvırtacak hiçbir yol bulamıyorsunuz. Verdiğimiz bu örnekler itirazsız herkes tarafından kabul görmektedir.
İşte, bizim göremediğimiz sağ ve sol omzumuzda bulunan meleklerin kayda geçirdiği bilgi ve belgeler, toplanan bir defterde ahrette önümüze aynıyla konacaktır. Ogün insanlar, ben bu deftere yazılanların bir çoğunu yapmadım diye inkâra kalkışacaktır. Ancak yukarıda verdiğimiz elektronik aletlere kaydedilen görüntü ve ses örneklerinde olduğu gibi, meleklerde şahit olarak karşımıza çıkarılacaktır. Bunu yaşanan bir örnekle şöyle açıklamaya çalışalım. Her Müslüman bilir ki, buluğ çağından itibaren yılda bir ay oruç tutmak İslam’ın beş şartından biridir. Mazereti ve ileri yaşta olanlar tutamadıkları oruçlarını karşılığında her güne bir fitre tutarı ihtiyaç sahipleri ve fakir öğrencilere vererek, tutmuş gibi sevap alır. Bu da yazıcı melekler tarafından aynen kayda geçirilir. Mazereti olmadığı halde bilerek, üstelik insanların karşısında saygısızca yiyip içenlerin bu yanlış davranışları da aynıyla kaydedilir. Böyle kimseler, hem oruçlarını kasten tutmadıkları, hem de Müslümanlara saygısızlık ettikleri ve evlatlarına kötü örnek oldukları, yazılar tarafından kaydedilir.
İki gün önce şehrimizin bazı cadde ve sokaklarını gezdim, Ramazan ayının buralara uğramadığına üzülerek şahit oldum. Müslüman ve gayri Müslimlerin de saygı duyduğu Ramazan ayı yokmuş gibi, cadde üzeri ve sokak aralarına masa sandalyeler dizilerek, toplu halde samimi sohbet ortamında çay, kahve, oyun ve yemekler bir birini takip etmektedir. Açık söylüyorum, insanlarımızın bu hareketleri oruç tutan kardeşlerine büyük bir saygısızlıktır. Samsunumuz, Muhafazakâr- inancını yerine getirenlerin çok fazla olduğu bir şehir olarak bilinmektedir. Bu durum güzelim Samsunumuza hiç mi hiç yakışmıyor. Biz kimseye zorla oruç tutturma gibi bir tavır içinde değiliz. Oruç ve İslam’ın diğer emirlerine insanımızın hassasiyet göstermesi ve yönde uyarı da bulunma görevimizdir. Pişmanlığın en kötüsü kıyamet günü duyulan pişmanlıktır. Kur’an ifadesiyle İnsan, o gün şöyle diyecektir. “keşke ölmeden önce ahretim için bir şeyler yapıp gönderseydim,”(Fecir, 24) diyecektir. O zamanda bu pişmanlık fayda vermeyecektir. Bizden hatırlatması! Allah’a emanet olunuz.