Ben, İslâm imân ve ahlâkına göre yaşamayı en büyük saadet bilen, büyük Türk milletini iki cihanda aziz ve mesut görmek isteyen ve böylece İslâm’ı gaye edinen Türk milliyetçiliği şuuruna sahibim.
Son Yüzyılın Türk Dünyası üzerine parlayan yıldızı olan Ülkücü Hareketin en önemli ideologlarından olan Seyyid Ahmet ARVASİ; 1932 yılının Şubat ayında Ağrı Doğubeyazıt’ta dünyaya gelmiştir. Ailece Van’ın Bahçesaray ilçesinin Doğanyayla köyündendir. Abdulhakim Arvasi Hocaefendinin oğludur Seyyid Ahmed ARVASİ.Aslen Arap olan Seyyid Ahmed ARVASİ Peygamberimizin soyundan gelmektedir. Müslüman Türk evladının hayat felsefesini duruşunu ortaya koyan bu değerli zat Ülkücü Hareketin baş ucu kitaplarından Türk-İslam Ülküsü adını verdiği üç ciltlik eseri hazırlayarak günümüz de de bizlere ışık olmuştur.Bir yanda ilim adamı olmanın yanı sıra Ülkücü Harekette de en ön sıralarda yer almış emekliliğin ardından 1979 yılında Milliyetçi Hareket Partisi Genel İdare Kurulu üyesi seçilmiştir.12 Eylül zindanlarında çile çeken bu değerli mütefekkir tutulduğu ortamlardan çektiği çilelerden dolayı kalp kapakçığı buna fazla dayanamamış ve ilk kalp krizini de cezaevinde geçirmiştir. O günü Başbuğumuz Alparslan Türkeş şöyle ifade etmektedir. “Tutukevinde geçirdiği kalp rahatsızlığı dolayısıyla Ankara mevki hastanesi’ne kaldırıldı. O gün, daha dün gibi hatırımdadır. Görevliler kendisini hastaneye gitmesi için aşağıya indirdiler. Biz, yukarıda kalmıştık. Odamın penceresinden dış kapının açıldığı merdivenleri görebiliyordum. Arvasî hocamızı hastaneye götürecek cankurtaran henüz gelmemişti. Ayakta bekleyecek hali yoktu, bitkin bir vaziyette taş merdivenlere oturarak cankurtaranın gelmesini bekledi. Yukarıdan askerlere seslendim. Bir binbaşı çıktı. Kendisine Arvasî Bey’in rahatsız olduğunu, bir sandalye getirilmesi için emir buyurulmasını rica ettim. Bu ricamdan sonra bir sandalye getirdiler. Daha sonra cankurtaran geldi ve uzaktan birbirimize el sallayarak ayrıldık, vedâlaştık.”Ülkücü Gençliğin İslam İmanı, İslam Ahlak ve Faziletiyle Türklük Gurur ve Şuuru çerçevesinde yetişmesinde bir idol olan Seyyid Ahmed ARVASİ Türklük – Müslümanlık kaygısı yapan zamanın mücahidi doksanlı yılların müteahhidi şimdilerin her şeye müsait olanlarına karşı verilecek en güzel örnek olmuştur. Siyasi Ümmetçililikle başlattıkları siyasi hayatlarında her şeye müsait olanlar Türk tarihini bir göremeyenler Müslüman Türklüğün simgesi Seyyid Ahmed ARVASİ’nin duruşunu iyi bir şekilde gözden geçirmelidirler.Bu büyük mütefekkirin bizlere sunduğu değerli eserlerin isimlerini sizlere sunarak tüm ülküdaşlarımızın faydalanmasını dilerim.Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz, İnsan ve İnsan Ötesi, İnsanın Yalnızlığı, Kendini Arayan Adam , Türk İslam Ülküsü I-II-III, Eğitim Sosyolojisi, Hasbihal, Doğu Anadolu Gerçeği, Şiirlerim, İlmihal, İleri Türk Milliyetçiliğinin İlkeleri.31 Aralık 1988 günü daktilosunun başında şehadete nazmeden bu değerli mütefekkiri vefatının 30. yıldönümünde dualarla anıyoruz ve bu değerli ilim ve irfan adamının şu sözleriyle makaleme son vermek istiyorum.Ben, İslâm imân ve ahlâkına göre yaşamayı en büyük saadet bilen, büyük Türk milletini iki cihanda aziz ve mesut görmek isteyen ve böylece İslâm’ı gaye edinen Türk milliyetçiliği şuuruna sahibim.İnanıyorum ki, hem Türk, hem müslüman olmak, hem de muasır dünyaya öncülük etmek mümkündür. Ecdadımız bütün tarihleri boyunca bunu denediler ve başarılı oldular. O halde bizler niye bu tarihi misyonumuzu yerine getirmeyelim.
Sezer Yozgat