Yüce Rabbimiz, Kur’an’da tüm kâinata Rahmet olarak gönderdiğini Resulünü insanlığa şöyle tanıtır: “Biz seni ancak, âlemlere rahmet olarak gönderdik.”(Enbiya, 107) Sevgili Peygamberimize kadar gelmiş, geçmiş tüm Peygamberler, kendi zamanında ve kendi toplumu içinde her bakımdan en üstünü olarak tanıtılır. Sevgili Peygamberimiz ise, kendisinden önce gelen peygamberler gibi sadece bir kavme veya bir millete değil, bütün insanlığa Rahmet olarak gönderilmiş olmasından üstün tutulmuştur.
Bu yönüyle Sevgili Peygamberimiz, görünen ve görünmeyen bütün yaratılmışlar için Allah’ın ihsan ettiği büyük bir lütuftur. Bunun anlamı şöyle açıklanmıştır. Peygamberimize gönderilen din, bütün insanlar için hakkı ve doğruyu gösteren bir kurtuluş kılavuzdur. Güneş nasıl yaşam için gerekliyse Peygamberimize gönderilen din de insanlar için o drece gereklidir. Bu nedenle Peygamberimizin gönderilişi hem insanlık için hem de diğer varlıklar için de rahmet olmuştur.
Çünkü O, yaşamı boyunca güçsüzlerin ve korumasız kalmışların koruyucusu olmuştur. Onun Yaşadığı cahiliye dönemde en çok kadınlar, köleler, korumasız kalmış öksüz ve yetimler ezildiğinden, onların durumlarını iyileştirmeye yönelik çeşitli önlemler almış, onlara itibar kazandırmıştır.
Kadınlar konusunda, “Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve onlara haksızlık etme konusunda Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim… Onlar size Allah’ın bir emanetidir.” (Buhari- Müslim) O rahmet Peygamberi, savaşta çocuklara, kadınlara ve din adamlarına dokunulmamasını emretmiş, kılıcını- silahını atıp teslim olan Esirlere eziyet edilmesini yasaklamıştır. Peygamberimizin merhameti yalnızca insanlara yönelik değildi. Hayvanlara eziyet edilmemesini de yasaklamış, tehlike kaynağı olmadıkça hayvanların öldürülmesini de men etmiştir.
Yüce Rabbimiz, Onun inananlara karşı şefkat ve merhametini şöyle duyurmuştur: “Size, içinizden öyle bir Peygamber geldi ki, sizin zahmet çekmeniz O'nu incitir ve üzer. O size çok düşkün, inananlara çok merhametli, çok şefkatlidir. (Tövbe, 128) Allah bu ayette kendi isimlerinden olan Rauf ve Rahim- çok şefkatli ve çok merhametli sıfatını Peygamberimize de vermiştir. Ayrıca birçok ayette Peygamberimizin örnek ahlâkı, merhamet ve faziletleri övülmektedir. O, yirminci asır insanının yüzyılda yerleştiremediği sevgiyi, merhameti, hakkı, hukuku, adaleti, hürriyeti ve insan haklarını on yıl içinde yerleştirmiştir. Böylece cehalet asrı bir saadet- huzur asrı olarak insanlık tarihine adını yazdırmış, çağlar ötesiyle kucaklaştırmıştır.
Sevgili Peygamberimizin kutlu doğumu vesilesiyle bugün bir kez daha hatırlatalım. İnsan hayatının ucuzladığı, onurunun zedelendiği, ayaklar altına alındığı, değerlerinden uzaklaştırılarak küresel ölçekte menfaat politikalarının öne çıktığı dönemi yaşıyoruz. İslam dünyasının çeşitli bölgelerinde oluk oluk Müslüman kanı akıyor. Denizlerde boğulan, Avrupa kapılarında aç- açık, susuz yaşam savaşı veren sayısız Müslümanlar kimsenin umurunda değil! Üstelik dış odakların piyonu olan ve adı Müslüman olanların, din kardeşinin vahşice canını aldığı dönemi yaşıyoruz.
Bu vahşet ortamında öncelikle Sevgili Peygamberimizin Rahmet, Şefkat, Merhamet, Adalet ve Ahlâk yüklü insana bakışını Müslüman toplumlara, taze bir ruhla yeniden ulaştırma seferberliği ilan edilmeli, gerçek anlamda İslam şefkat ve merhameti kalplere yerleştirilmelidir. Bu günlerde ülkemizde bir araya gelen İslam İşbirliği teşkilatı, aldığı kararları uygulamalı, asrın idrakine söyletmelidir, İslam’ı! Bir kez daha terör şehitlerimizi rahmetle anıyor, yürekleri yanan aile fertlerine Allah’tan sabır niyaz ediyoruz. Allah’a emanet olunuz!