Hülya Avşar, kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ikinci kez manevi tazminat davası açtı. İlk davada 50 bin lira isteyen Avşar, bu kez 100 bin liralık tazminat talebinde bulundu.
Avşar’ın, cumhurbaşkanlığı sarayının söylendiği kadar şaşaalı olmadığı ifadeleri üzerine başlayan tartışmada, Kılıçdaroğlu, Avşar’a tepki göstermişti. Avşar, Kılıçdaroğlu’nun kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle ikinci kez tazminat davası açtı.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirirken, “Herhalde gündemde kalmak için benimle tartışmak istiyor. Meraklanmasın ben onunla tartışmayacağım. Çünkü benimle tartışması ona itibar kazandırmaz. Ona itibar kazandıracak olan saraydır. Sarayında otursun. Ona yine itibar kazandıracak olan Reza Zarrab'dır. Onu da yanına alsın, genel sekreter yapsın. Yan tarafına Hülya Avşar'ı da alabilir.” demişti. Avşar bunun üzerine 50 bin liralık tazminat davası açmıştı.
Söz konusu davayla ilgili soruyu cevaplayan Kılıçdaroğlu, bu kez “Hülya Avşar kim efendim? Sanatçı mı? Sanatçılığı tartışılır. Yalakadan sanatçı olmaz. Gücün karşısında eğilen kişiye de sanatçı denmez. Sanatçı dik durur.” açıklamasını yapmıştı.
Bu ifadeler üzerine Avşar, avukatları Kerem Hasbakkal ve Eda Ergün aracılığı ile bir kez daha tazminat davası açtı. İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne 100 bin liralık manevi tazminat davası açıldı. Kılıçdaroğlu’nun sözlerinin ölçüsüzce olduğu belirtilen dilekçede, Kılıçdaroğlu’nun canlı yayında Hülya Avşar’ı aşağıladığı ifade edildi.
Yalaka kelimesinin anlamının da anlatıldığı dilekçede, “Yalaka kelimesinin eş anlamı olan dalkavukluk, günlük hayatta yağcılık yağdanlık gibi değişik kavramlarda da ifade edilen, insanları aşağılamak için kullanılan, makam, servet, güç, şöhret sahiplerine karşı yapılan ve karşılığında da çıkar elde edilen bir davranış şeklidir. Dalkavukluk ya da yalakalık, onur kaygısı yaşamayan, yeteneğine güvenmeyen, beceriksiz ve basiret yoksunu kişilerin, üretmeden yaşam sürdürmesinin cazip bir yoludur. Ayrıca özgür irade oluşturacak eğitim ve kültürden yoksun bir kişilik hali olup yüklendiği kişi için de aşağılayıcıdır.” denildi.
Müvekkillerinin Kılıçdaroğlu ile aynı siyasi düşünceye sahip olmak zorunda olmadığını ifade eden avukatlar, Kılıçdaroğlu’nun ‘Ben muhalefet yapıyorum, sen de yap, yapmazsan yalakasın, aynı zamanda sanatçı değilsin’ gibi bir düşünce ile Avşar’a saldırmak, aşağılamak, hakaret etmek hakkı bulunmadığını belirtti. Dilekçede, “Bu aynı zamanda tersinden bir mantıkla hareketle de iktidara sahip siyasi görüşte olan siyasilerin benimsediği ilkeler doğrultusunda düşünmeyenler için de yalaka ya da sanatçı değilsin demek hakkını iktidar sahiplerine vermez mi?” denildi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklama yaparken bulunduğu makamın sorumluluklarını da taşımak zorunda olduğu ifade edilen dilekçede, Avşar’ın her konuda görüşleri ifade etmekte özgür olduğu kaydedildi. Kılıçdaroğlu’nun, Avşar’ın kişilik haklarına ağır saldırıda bulunduğu belirtilen dilekçede, 100 bin lira manevi tazminat ödemesi talep edildi.
Avşar’ın, cumhurbaşkanlığı sarayının söylendiği kadar şaşaalı olmadığı ifadeleri üzerine başlayan tartışmada, Kılıçdaroğlu, Avşar’a tepki göstermişti. Avşar, Kılıçdaroğlu’nun kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle ikinci kez tazminat davası açtı.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirirken, “Herhalde gündemde kalmak için benimle tartışmak istiyor. Meraklanmasın ben onunla tartışmayacağım. Çünkü benimle tartışması ona itibar kazandırmaz. Ona itibar kazandıracak olan saraydır. Sarayında otursun. Ona yine itibar kazandıracak olan Reza Zarrab'dır. Onu da yanına alsın, genel sekreter yapsın. Yan tarafına Hülya Avşar'ı da alabilir.” demişti. Avşar bunun üzerine 50 bin liralık tazminat davası açmıştı.
Söz konusu davayla ilgili soruyu cevaplayan Kılıçdaroğlu, bu kez “Hülya Avşar kim efendim? Sanatçı mı? Sanatçılığı tartışılır. Yalakadan sanatçı olmaz. Gücün karşısında eğilen kişiye de sanatçı denmez. Sanatçı dik durur.” açıklamasını yapmıştı.
Bu ifadeler üzerine Avşar, avukatları Kerem Hasbakkal ve Eda Ergün aracılığı ile bir kez daha tazminat davası açtı. İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne 100 bin liralık manevi tazminat davası açıldı. Kılıçdaroğlu’nun sözlerinin ölçüsüzce olduğu belirtilen dilekçede, Kılıçdaroğlu’nun canlı yayında Hülya Avşar’ı aşağıladığı ifade edildi.
Yalaka kelimesinin anlamının da anlatıldığı dilekçede, “Yalaka kelimesinin eş anlamı olan dalkavukluk, günlük hayatta yağcılık yağdanlık gibi değişik kavramlarda da ifade edilen, insanları aşağılamak için kullanılan, makam, servet, güç, şöhret sahiplerine karşı yapılan ve karşılığında da çıkar elde edilen bir davranış şeklidir. Dalkavukluk ya da yalakalık, onur kaygısı yaşamayan, yeteneğine güvenmeyen, beceriksiz ve basiret yoksunu kişilerin, üretmeden yaşam sürdürmesinin cazip bir yoludur. Ayrıca özgür irade oluşturacak eğitim ve kültürden yoksun bir kişilik hali olup yüklendiği kişi için de aşağılayıcıdır.” denildi.
Müvekkillerinin Kılıçdaroğlu ile aynı siyasi düşünceye sahip olmak zorunda olmadığını ifade eden avukatlar, Kılıçdaroğlu’nun ‘Ben muhalefet yapıyorum, sen de yap, yapmazsan yalakasın, aynı zamanda sanatçı değilsin’ gibi bir düşünce ile Avşar’a saldırmak, aşağılamak, hakaret etmek hakkı bulunmadığını belirtti. Dilekçede, “Bu aynı zamanda tersinden bir mantıkla hareketle de iktidara sahip siyasi görüşte olan siyasilerin benimsediği ilkeler doğrultusunda düşünmeyenler için de yalaka ya da sanatçı değilsin demek hakkını iktidar sahiplerine vermez mi?” denildi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklama yaparken bulunduğu makamın sorumluluklarını da taşımak zorunda olduğu ifade edilen dilekçede, Avşar’ın her konuda görüşleri ifade etmekte özgür olduğu kaydedildi. Kılıçdaroğlu’nun, Avşar’ın kişilik haklarına ağır saldırıda bulunduğu belirtilen dilekçede, 100 bin lira manevi tazminat ödemesi talep edildi.