Başbakan Erdoğan, gerçeklik duygusunu yitirdi.
Gerçeği göremiyor!
Gezi Parkı eylemcilerinin verdiği çok net mesajı, günlerdir okuyamıyor.
Hâlâ faiz lobisinden, dış güçlerden, komplo teorilerinden ve yol kenarlarına diktiği ağaçlardan bahsediyor!
“Gökkuşağı Çocukları”nı dinlemek, taleplerini öğrenmek ve özeleştiri yapmak yerine, eylemin neresinde olduğu bilinmeyen “popüler” kişilerle görüşmeyi tercih ediyor.
Böylece 25 Mehmetçiğin şehit olduğu patlama sonrasında kendisini ziyaret eden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’e emrivaki yaparak “tanıtım potansiyeli yüksek popüler kişi olduğu için kilim, sucuk ve lokum hediye ettim!” diyen Afyon Valisi İrfan Balkanlıoğlu’ndan bir farkı kalmadığını gösteriyor!..
Taksim’deki Türkiye’nin yeni, AKP’nin ise “eskiyen bir parti” olduğunu anlayamıyor.
AKP’nin “statükoyla savaşan parti” iddiasının, “statükoya sığınan parti” imajıyla çoktan yer değiştirdiğini teşhis edemiyor.
Oysa artık “AKP usulü demokrasi” denilince akla, baskı, dayatma, biber gazı ve tazyikli su geliyor.
Birer mizah şaheseri olan Gezi Parkı pankartları, Başbakan‘a her şeyi anlatıyor.
* * *
Çok değil, 15 gün önce biri çıkıp “Yakında BDP’li, Atatürkçü ve Bozkurt işareti yapan 3 kişi bir araya gelecek!” demiş olsa herkes gülerdi.
Ama oldu!..
Hayatları boyunca bırakın yan yana gelmeyi, aynı fotoğraf karesine bile girmeyecek insanlar, Gezi Parkı’nın “farklılıklara saygı, özgürlük ve demokrasi” platformunda buluştu…
Elinde Atatürk posterli Türk Bayrağı taşıyan “Mustafa Kemal’in askeri” ile BDP flamalı eylemci, biber gazı ve tazyikli sudan kaçarken el ele tutuştu.
Az ötelerindeki bozkurt işareti yapan bir başkası ise, bu kardeşlik görüntüsünden mutlu olmuştu!
* * *
Başbakan toplumu germekten, din üzerinden ayrıştırıp kışkırtmaktan bir an önce vazgeçmeli ve “Gökkuşağı Çocukları”yla empati yapmalı.
Gezi Parkı’nda dünyanın ilk gençlik devriminin gerçekleştiğini, kendisinin ve partisinin “demode” kaldığını anlamalı.
Yeni Türkiye’ye farklı bir gözle bakmaya çalışmalı.
Danışmanlarının dolduruşlarına ve yalakalara kulaklarını tıkayıp kafayı, 12 yaşındaki çocuğun elindeki “Tuvalete gidebilir miyim Tayyip Amca?” yazılı pankarta takmalı!
Çocukların eleştirilerinde önyargısız, saf ve tertemiz olduklarını unutmamalı!
Birileri de Başbakan’a, “Gökkuşağı Çocukları”nın ruhlarında korkuya, baskıya, yalana, iftiraya, kibir ve dayatmaya hiç yer olmadığını hatırlatmalı…