Çocuklar... Tarihin en zor kavgalarına ait günah galerilerinden taşan feryatları, içimizde çınlıyor. Masum çehrelerinde acıyı, yarım kalmış uykuları resmediyorlar. Yakın geçmişin ruhumuzdan silin(e)meyen karelerinde bu coğrafyanın çocuk yüzleri var. Siyah-beyaz tek kanallı günlerimizin Ortadoğu ikonu, kolları taşla kırılan çocuktu. Sırılsıklam ter içinde oksijen tüpünden tek bir nefes daha alabilmek için debelenen Şamlı yavrucak ise yaşadığımız çağın gaddarlığını zihinlerimize kazıdı. Hassas terazilerde çıkar hesaplarını denkleştirmeye çalışırken bir kez daha hep beraber kaybettik. Kazanabilirsek vicdanlarımızdaki yükü hafifletebileceğimizi sezdiğimiz bir zafer ânı var mı? Umut kuşu, bazılarımızın kulaklarına “evet” cevabını şakısa bile konacağı dal kapıda bekleyen “ertesi gün” değil. Zaman oku üzerinde aramızdaki mesafeyi kestiremediğimiz uzak “yarınları” beklemeliyiz... DEVAMI
mehmetakifo@yahoo.com