Davutoğlu'nun bakanlık teklifini kabul eden Türkeş, kendisiyle beraber 2 MHP'liyi daha götürmek istemiş.
Ahmet Takan, AKP'nin ve Saray'ın 1 Kasım'daki erken genel seçimde hedefinin HDP değil de MHP olduğunu söylemişti. HDP'ye vurdukça oyunun artması üzerine AKP ve Saray'ın taktik değiştirip bu seçimlerde MHP üzerine oynayacağını iddia etmişti.İDDİA DOĞRU ÇIKTI
Bahçeli'nin Seçim Hükümeti için üye vermeyeceğiz açıklamasına ve "partili yoktur, dava adamı vardır, dava satılmaz" sözlerine rağmen, Tuğrul Türkeş'in Davutoğlu'nun bakanlık teklfini kabul etmesi gündeme bir anda bomba gibi düştü.
Hürriyet'ten Şükrü Küçükşahin'in iddiasına göre Türkeş yalnız da değilmiş. İki MHP'liyi da daha giderken götürmek istemiş ama muvaffak olamamış.
Şükrü Küçükşahin'in bugünkü yazısından ilgili bölüm;
"...
Erdoğan-MHP çatışması henüz bitmiş değil, başka adımlar gelebilir.
Çünkü, HDP'ye yüklenişin bu partiye zarar yerine oy sağladığı görülünce, 'MHP'yi baraj altına itmek daha kolay' düşüncesine varılmış olmasın?
Gördüğüm kadarıyla, 'Tuğrul Türkeş üzerinden partimize operasyon yapılıyor' anlayışı MHP'de kenetlenme yaratmış; o nedenle ki Türkeş, kendisiyle birlikte kabineye başka iki MHP'liyi daha çekme uğraşısında hüsran yaşadı, 'tüy dahi' koparamadı.
Ancak, 7 Haziran'ın mesajını yok sayan Bahçeli, seçim hükümetiyle de Erdoğan'ın elini daha güçlü kıldı.
Bürokraside MHP'ye yakın kadroları 'sıkı kontrol' amacı bunlardan biri. Özellikle İçişleri Bakanlığı'na atamayı bu anlamda da çok manidar bulmalı.
Malum, Selami Altınok, 17/25 Aralık sürecinde, Efkan Ala yönlendirmeli operasyonlarla o soruşturmaların ortadan kalkmasını sağladı.
Emniyet Müdürü atandığında İstanbul'a Başbakan uçağıyla götürülmüşken, bakan yapılınca Ankara'ya tarifeli uçakla dönmesi, uçağın içine kadar gelip gözyaşlarıyla uğurlayanların sadece yardımcıları olması kimseyi yanıltmasın.
Güçlü destekle daha büyük görevler üstlenecek; ama Altınok da bilmeli ki, koşulları eskisi kadar rahat olmadığından eski 'başarısının' tekrarı da çok zor.