Bu fikri ortaya kim attıysa tebrik ediyorum. O fikri kim kabul ettiyse onu da. Hayata geçirmek için çaba gösterip, elini taşın altına koyanları da. Yaşatmak için gereken yardımı esirgemeyecek olanları da. Okumak için baba ocağından ayrılan genci bekleyen tehlikelerden sadece bir tanesi, çengel atılmak. Nasıl çengel atılmak? Dünya ve ahretini yok edecek, ülkesini, milletini yok sayacak, yedi düvelin emrine hizmet eri yetiştirecek, küresel stratejileri boğaz tokluğuna savunacak bir geleceğe onları hapsetmek isteyenlerin yaptığı şey 'çengel atmak.' Onların ağına düşülmemesi için 'Ülkü Evleri' çoğalmalı.Geçmişte ülküdaşlarımız tek göz odada, beş altı kişi kalırdı. Can güvenliği olmayan yurtlarda barınabilmek için, nelere katlandılar? Zeki gençlerimize 'gel bizim evlerde kal, okullarımızda oku, cep harçlığını da verecekler' diyerek, alıp götürdükleri de oldu.Tek göz odalarında ekmeklerine margarin sürüp yiyen, lokmasını arkadaşınla paylaşan, hülasa her türlü ezayı cefayı çeken ülkü devleridir ki hareketi bugünlere getirdi. Geleceğe de şan ve şerefle taşıyacak yeni nesil ülküdaşlarımıza o bakımdan özen göstermek gerek. Geçmişte kırılmayla nasıl bitmediysek, bugünde tüm engellemelere rağmen yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. Ülkü Ocakları genel merkezi bir adım attı, bundan sonrası hepimize ait. Başkalarının yanında sessizce, yeri geldiğinde taviz vermek zorunda kalarak yaşayacağına, ülküdaşlarımız 'Ülkü Evlerinde' kalmalı. Şu an illere dağılmış "84 Ülkü Evi, bir apartman ve bir pansiyon"un sayısı daha da artmalı. Bu nasıl olur?En azından herkes kendi ilindeki, 'Ülkü evleri mütevelli heyeti' ile bağlantı kurup, maddi-manevi yardımını esirgemeyerek ev sayısının artmasını sağlayarak tabi.Sadece kendi yardımları değil elbette. Üstelik buna yardım demeyi tutmadım. İnsan sevdiğine yardım etmez. Gönlü öyle istediği için, o yola gönüllü girer. Yıllardan beri beynime nakşolmuş düşünce 'Allah (c.c)nin herkese ülkücülük nasip etmeyeceğidir.' Eğer ki ülkücü oldu iseniz, ülküdaşlarınızla ağlayıp, güleceğiniz, ortak hareket edeceğiniz, düştüğünde elinden tutup kaldıracağınız bir yola girmişsiniz demektir.Ülkücülük Türk Milliyetçiliğinin bükülmez koludur. "Bizim davamız, asırlarca devam eden büyük Türk varlığının, yine asırlarca devamını temin etmekten ibarettir. - Dr. Hasan Ferit Cansever"'Ülkü evleri' projesini ilk duyduğumda heyecanlandım. Ülkü Ocaklarının bahsi geçen projesi, çocuklarımızı, ülküdaşlarımızı gözümüz arkada kalmayacak şekilde bırakacağımız yerler olacak. Onlara el vermeliyiz.O evlerden yine kardeş hikâyeleri dinleyip, geleceğin ülkü devlerinin yetiştiğine şahit olacağız. Buna yürekten inanıyorum. Diyor ki Ülkü Ocakları Genel merkezi:"Türkiye'nin dört bir tarafında üniversite öğrencisi olan Ülküdaşlarımızın barınmaları ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanması için hizmet verecek olan Ülkü Evleri, aynı zamanda topluma kazandırılacak nesillerin milli manevi değerlere haiz, devlet-millet menfaatine duyarlı, milliyetçi dünya görüşüne sahip bireyler olarak yetişmesi amacıyla kurulmaktadır."Peki ya cennet mekân başbuğumuz ne diyordu? "Biz milliyetçiler belki tarihte ilk defa olarak misli görülmemiş bir mücadeleye girişmiş bulunuyoruz. Mücadelemiz büyük Türk milleti için en iyi, en doğru ve en güzeli ne pahasına olursa olsun elde etmektir."Bizler bugün varız, yarın yokuz. Allah'ın verdiği ömrü, hayırlı işlerle taçlandıralım. Gelin hep birlikte 'Ülkü Evleri' mayasını kabartalım. Sayısının çoğalmasına vesile olalım.Bunu yapmaya muktediriz.*** Aydın'da MHP RüzgârıAydın MHP Milletvekili Ali Uzunırmak, dur durak bilmiyor. Aydın'da siyasetin nabzı MHP'de atıyor diyebilirsiniz. "Aydın'da bayraksız köy kalmayacak" kampanyası gereği, 489 köye dev bayraklar dikilecek. Her bakımdan hayırlı bir iş. Aydın'ın merkezi konumundaki MHP İl Binasının üzerine de 490. bayrak dikilse acaba nasıl olur? Hemen önlerindeki meydandaki bayrak, Aydın'ın her noktasından görülmüyor.Yıllarca Aydın'da yaşamış biri olarak, orada ne olup bittiğini mutlaka gözlemliyorum. Dile kolay, 1978 Ocağında ilk göreve başlayıp, birkaç ay sonra Ecevit sürgünlerinden nasibini almış biri olarak, geri dönüşümle birlikte yirmi yıldan fazla Aydın'da ikamet ettim.Aydın'ın son on yılına damga vurması gereken AKP iktidarından hiç pay alamadığını görüyoruz. Damla damla, Aydınlıyı süründürerek yapılan seçim yatırımlarının, toplu açılışları, toplama kalabalıklarla defalarca yapılıyor. Çiftçinin, esnafın yüzü gülmüyor. İşsizlik giderek artıyor, hayat standardı düşüyor. Zincir mağazalar giderek artarken, yerelde vatandaşın önüne yeni iş imkânları konulamıyor. Memur ve işçinin durumu giderek kötüleşiyor. Kredi kartları derde derman olmuyor, taşıma suyla değirmen dönmüyor. Çiftçi 'tarlamı ekmeyerek bu yıl kâr ettim' diyor. Çünkü hasat ettikleri ürünü eder fiyata satamıyor. Aydın'ın gerek iktidar ve gerekse yerel boyutta yüzü gülmüyor. 2004 yılında AKP, şimdi de CHP'li belediye döneminde, 'işte budur' denilecek adımın atılmadığı ortada. Aydın öngörüsüz iktidar ve belediye yönetimlerine lâyık değil. Seçime bir yıl kala, inşaat başlayıp iş yapar görünümlü belediyecilik anlayışı sona ermeli.Siyaseten 'Öcalan açılımı' yapan AKP iktidarına, kredi veren CHP'nin nasıl yıprandığını önümüzdeki seçimlerde test edeceğiz. Kuvay-i Milliye şehri Aydın, bölücü politikalara merkezlik yapan partilere, haddini bildirmeli.Aydın'da rüzgâr MHP'den yana esiyor. Öyle olduğunu yerel seçimde göreceğiz.
Neval Kavcar/Ortadoğu
Neval Kavcar/Ortadoğu