Hazreti Muhammet mübarek ruhaniyeti ile kalkıp gelse şu müslümanlık taslayanların hali nice olur? Kendisini istismar edenlerin.
Mehdiyi resule hiristiyanlar mesih diyor. Aralarında hiçbir fark yoktur. Daha geri gidersek şu mesih işini çıkaranların museviler olduğunu görürüz.
Mübarek hiçbir zaman gelmeyecek ama bir bir daha yazalım. Arada sırada bir yerlerde gözüküyor, sonrada kayboluyor vesselam. Düzce’den Endonezya adalarına kadar her yerde her zaman her asırda tecelli ediyor mübarek.
Mesela Özbekistan, Tacikistan gibi yıllık geliri 500 dolar civarında olan yoksul İslâm ülkelerinde KerimAğa Han olarak tecelli etmiş bile. Bu zata yoksul müslümanlar bedeni ağırlığınca her yıl zekât olarak altın ödemek zorundalar. “İngiliz Vatandaşı” playboy, zampara gibi sıfatları yanında sulbunden gelecek mehdiyi de kanında taşımaktadır, müslümanların bir kısmına göre. Yaptıkları rezaletler akılları zorlar. Mesela bir tanesi Avrupa sosyetesini otelde toplayıp parti düzenleyip herkesin gözü önünde dışkısını çıkardıktan sonra içine altın koyup sosyeteye altınları almak isteyen dışkılarımı yesin diyecek kadar. Murat Bardakçı bu konuyu incelemiş ve yazmıştı.
1981 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi sıralarında öğrenci iken yanımda zuhur eden bir zat vardı o da mehdiyi rasul veya İsa mesih olduğunu daha sonraları ilân edecek olan Hasan Mezarcı’ydı.
O arada İstanbul Topkapı Sarayı Kutsal Emanetler’de bulunan Hazreti Davud’un kılıcının bilmem neresinde adı yazılı diye birçok mümin kardeşimiz ziyaret ediyor, mehdiyi resulu arayıp duruyordu.
2013 yılında Endonezya’daydım. Orada da 2013 yılı Temmuz-Eylül ayı sıralarında tecelli eden mübarek hatunlarının sayılarıyla kamu oyunu aylarca meşgul etmişti. Bu kadar çok hatun almak yasalara aykırı diye dolandırdığı müritleri tarafından şikayet edilen Eyang Subur isimli mübarek zatı savunan avukatları göğüslerini gere gere ekranlarda “8 değil 800 tane de karısı olur, yasalar müsait” diyordu. Bu zat da mehdi olabilir insanlığı kurtarabilirdi. Ama bizim ekranlarda gördüğümüz her gün şarap içip de yüzü gözü kırışmış, dişleri dökülmüş esrarkeşe benzer bir yaratık olup avizelerel dolu saray gibi evinin bilemediniz bir kilometre ötesinde içinde tuvalat bile olmayan barakalarda mümin kardeşleri hastalıktan kırılırken onları kurtaramıyordu. Ne yazıkki bu adam insanlığı ve evreni kurtarcak dünya ve ahiretimizi mamur decek ulu zatlardandı.
Eyang Subur yazın şu alete de çekin vidyoları izleyin rezaleti lisanını bilmeseniz de havasından anlarsınız. Endonezya’da yaşanmakta olan rezalettir efendim.
Bu arada unutmayalım 15 Temmuz 2016 da Türkiyede tecelli eden Amerikan casusu ve 40 senede 150 milyar dolar çalıp Avrupalara transfer eden dünyaca en ünlü din hırsızı da mehdiyi resul idiki dışkıları, fışkıları ve önünden çıkanlar havalarda uçuyor derken müritlerilerinin ağzına doluşuyordu. Zavallı sümüklü dünyayı kurtarmaya yeminliydi ama burnundan aşağı akanları ağzına tıkıştırmasını engelleyemiyordu. Vatansızdı ama dünyanın tepesinde tahtta oturuyordu. İşinizi zorlaştırmayayım aşağıdaki yutuplarda manzarayı seyrediniz:
https://www.youtube.com/watch?v=efhiw43gk-k
https://www.youtube.com/watch?v=Zf-_6JwFVD4
Mahdiyi rasul Ahmedi Necad mı? Şu İran devlet başkanı. İranlı büyükelçi “vallahi de billahi de gördüm Birleşmiş Milletlerde konuşurken başının üstünde hale vardı nur halesi o mehdiyi rasulun nurudur” deyince İran gündemini aylarca meşgul etmişti, mehdi mi değil mi diye.
Bazen diyorum kendi kendime bunlar dini ne kadar ciddiye alıyorlar? İslâm dinine girmek isteyeni bir hamama götürürlermiş ki temizlensin diye. Bir de aklı varmı diye inceletirlermiş aklı olmayanın dini de olmaz da ondan.
Şu mehdi taslaklarının bir özelliği var; çok paralı oluyorlar ve mutlaka işin içinde hatunlar var. Bir de ne hikmettense ya İngiliz ya da Amerikan vatandaşı oluyorlar. Hem de sülale boyu hem de nesiller boyu.
Bir tane daha örnek vereyim; Üsküdar Bülbülderesi Selanikliler Mezarlığında Musevi dönmeler gömülüdür. Bunlar da mesih diye inandıkları Sabatay Sevi “benim kafamı kesseniz de mesih olduğum için tekrar dirilirim” deyince dönemin padişahı deneyelimşu işi” diye icraata kalkıştığında kelle gitmesin diye müslüman olan kişiydi. O da mehdi-mesih idi. Bu nedenle de Musevi cemaati bölünmüştür.
Sizin anlayacağınız bir mehdi—mesih lafı yüzyıllardır ağızlarda dolaşıyor.Bekleşip duruyorlar gelip bizi kurtaracak diye. Biz de diyoruruzki bu işte bir sakatlık var. Allahın külli iradesi ile insanın cüzi iradesini yok eden bir inanış ve istismar oladuğunu fark etmiyor musunuz?
Not: Dün gömülen Milli Halterci evladı fatihandan NaiimSüleymanoğlu’na Allah’tan rahmet diliyorum.