20. yüzyıl siyasetindeki fiziki ve katı hudutların günümüzde ortadan kalktığını söyleyen MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "milliyetçiliğin 21. yüzyılda yeniden tanımlanması ve güncellenmesi gerekiyor" dedi.
Milliyetçilik gerçekten güncellenmesi (Apdate) gerekiyor mu? Milliyetçiliğin güncelleştirilmesinden anladığımız nedir? Milliyetçilik, çağdaşlaştırılacaksa bu gün MHP’nin ortaya koyduğu Milliyetçilik çağdışında kalan bir milliyetçilik midir? Milliyetçiliğin neresi, neden güncelleştirilecek?
Milliyetçi Hareket Partisinin olmazsa olmazlarından olan Milliyetçilik mefhumunu nasıl güncelleştirecek. Modernleştirecek veya çağdaşlaştıracaksınız?
Milliyetçi Hareket Partisinin anayasasından Milliyetçilik duygusunu çıkardığınızda sosyal anlamda derinliklere sahip bir hareketi yok etmiş, yerine başka bir parti ikame etmiş olmaz mısınız? O zaman Baş tacı edilen Türk-İslam ifadesi de fazla gelmez mi? Güncelleştirilmesi veya çağa uydurulması gereken, metot, stratejiler, kitle iletişim araçları gibi sosyal anlamda kitlelere ulaşımı hızlandıracak projeler dururken, doğru dürüst medyada sesinizi duyuramazken, iletişimi sağlayacak araç ve gereçlere sahip olamazken temel dinamiklerin neresini nasıl güncelleştireceksiniz?
“Apdat”e yapmaya çalıştığınız program vs. kullandığınız bilgisayar kaldırabilecek mi?
Bilgisayarın HDD'niz , GB’ız, ekran kartınız önemli değil mi, önce bunların teknolojiye uydurulması çağdaşlaştırılması veya modernize edilmesi gerekmiyor mu?
Milliyetçilik kavramının taşıdığı anlam, ihtiva ettiği mana ortada.
Milliyetçilik tanımını neye göre, nasıl güncelleştirecek, modernleştirecek veya çağdaşlaştıracaksınız? Her şeyden önce Milliyetçi Hareket Partisinin milliyetçiliği nasıl yorumladığına bakalım isterseniz:
Alparslan Türkeş’e göre Türk milliyetçiliğinin temel görüşü şöyle: “Türk milletinden olmak, Türk milletini sevmek ve Türk devletine sadakatle hizmet aşkı taşımak, vatana bağlılık duygusu içinde bulunmak ve Türk milletinin yükselmesi için elinden gelen her fedakârlığı yapmak ve çalışmak duygusu ve şuurudur. Bu duygu ve şuuru taşıyan herkes Türk’tür. Kalbinde yabancı başka bir milletin özlemini, özentisini taşımayan, kendisini Türk hisseden, Türklüğü benimseyen ve Türk Milletine, Türk devletine hizmet aşkı taşıyan herkes Türk’tür.”
“Her şey Türk milleti için, Türk’e doğru ve Türk’e göre”
Milliyetçiliği güncelleştirme, çağdaşlaştırma veya modernleştirme derken ne yapalım şimdi. Türk ibaresini kaldıralım, millet ifadesi yerine halk’mı koyalım? Ne yapalım, vatana ve devlete sevgiyi ve bağlılığı kaldırıp yerine başka bir şeyimi koyalım.. Türk milletinin yükselmesi için elimizden gelen fedakârlığı yapmayıp bir ağacın gölgesinde keyif mi çatalım.
Başbuğ Türkeş’in çok makul ve mantık dairesi içinde cümlelerine lütfen dikkat edelim:
“Bizim milliyetçiliğimiz, Türk milletine karşı duyulan derin ve köklü bir sevgi ve Türk milletinin içinde bulunduğu müşkül durumdan bir an önce en modern, en ilmi metotlarla çıkarılarak en kısa yoldan modern uygarlığın en ön safına geçirilmesini sağlama duygusundan kuvvet alır”
Milliyetçilik, kendi milletine derin bir sevgi beslemenin yanı sıra diğer milletlere karşı hoşgörüyü de kapsamakta. Milliyetçiliği daha çağdaş hangi hallere sokulabilir ki?
MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "milliyetçiliğin 21. yüzyılda yeniden tanımlanması ve güncellenmesi gerekiyor”
"Rahmetli Türkeş 20. Yüzyıl'ın politikacısıydı, ben 21. Yüzyıl'ın politikacısıyım" diyorum. Eskiden fiziki sınırlar vardı ve milli devletler vardı. Fiziki ve katı, yani dikenli tellerin, hudutların, kontrollerin olduğu sınırlar. O 20. Yüzyıl'ın siyaseti işte. Orada, milliyetçilik zaten kendi sınırları belirlenmiş ve daha statik durumdaydı ama 21. Yüzyıl'da küreselleşme ile birlikte fiziki sınırlar ortadan kalktı, bilgi teknolojisi ile birlikte kültürler farklı boyutlara ulaşıyor. Bu noktada, statik bir milliyetçilik yerine milliyetçiliğin 21. Yüzyıl'da yeniden tanımlanması, güncellenmesi gerekiyor. Bilgisayar programları "update "ediliyor, program değişmiyor, aynı ama daha güncel uygulamalar getiriyor, bu tarzda bilgi çağında milliyetçiliğin de daha entelektüel seviyede güncellemeleri yapılıyor, daha da yapılması gerekiyor. Irkçı yaklaşımdan daha çok, dil ve geçmiş birliği ile müşterek bir gelecek hedefinin daha çağdaş milliyetçiliğin sınırlarını koyacağına inanıyorum.” diyor sayın Tuğrul Türkeş.
Ortaya atılan bu fikirler yeniden değerlendirilmesi ve daha açık ortaya koyulması gerektiğine inanıyorum. Bizim gideceğimiz başka hiçbir kapı yoktur. Bizim yeniden oluşturacağımız bir partiye de ihtiyacımız yoktur. Ulusalcı bir yaklaşımın Ülkücü hareketi ve dinamiklerini sarsacağı kanaatindeyim,