illiyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. E. Semih Yalçın; Hürriyet Gazetesi Yazarı Mehmet Y. Yılmaz'a açık mektubunda çok sert cevap verdi.
Semih Yalçın'ın mektubu şöyle:
Sayın Mehmet Y. Yılmaz,
Yıllardan beri kaleminizi ve vaktinizi MHP düşmanlığına harcıyor; partimizle, fikriyatımızla mücadele ediyorsunuz.
Her vesileyle MHP alerjinizi açığa vuruyor, her fırsatta MHP’ye ve Genel Başkanımıza kininizi kusuyorsunuz.
Hatta zaman zaman alaycı, aşağılayıcı, nobran ve jakoben bir üslup kullanıyorsunuz.
Beyefendi, siz kendinizi ne sanıyorsunuz Allah aşkına?
Size MHP’nin ve Genel Başkanının nesi bu kadar batıyor?
Bu hazımsızlık ve bu saldırganlık niye?
Bize öyle geliyor ki rüyalarınızda da MHP’lilerin öldüğünü, MHP’nin kapandığını, siyaset sahnesinden çekildiğini görüyorsunuz.
Belki de sık sık MHP’nin tek başına iktidara geldiği düşünü görüp ter içinde, çamaşırlarınız ıpıslak, kâbuslardan uyanıyorsunuz.
Gazetede köşe yazarlığı; feraset, öngörü ve hazım işidir Sayın Yılmaz.
Sağduyulu ve hoşgörülü olmayı, saygılı bir üslup kullanmayı gerektirir.
Bir gazeteci, kalemini halk adına kullanır. Tıpkı siyasetçiler gibi, halkı temsil eder. Politikacılarla aynı kulvarda, aynı kitlelere hitap eder.
Yalnız, iki meslek arasında temel farklılıklar vardır. Politikacılar halkı temsil ederken belirli bir program, ideal veya siyasi görüşten yola çıkarlar.
Gazetecilerse siyasi görüşlerini bir kenara bırakır olabildiğince objektif ve tarafsız bakış açısıyla bütün kesimlerin sözcüsü olurlar.
Farklı siyasi görüşler karşısında bir nevi “hakem” işlevi görürler.
O bakımdan; ön yargısız ve adil olmak, farklı görüş ve partilere yapıcı yaklaşmak durumundadırlar.
Gazetecilik mesleği; fikirlerine inanmadığınız, oy vermediğiniz ama milyonlarca insanın oyuyla parlamentoda temsil edilen siyasi partilere tahammül etmeyi, saygı duymayı icap ettirir.
Tahkir etmeyi, saldırmayı değil…
Demokratik nizama inancın da bir gereğidir bu…
Eğer MHP ile siyasi polemiğe girişeceksiniz, kendinizi bize hasım ve muarız görüyorsanız –ki hakkımızda yazdıklarınızdan öyle anlaşılıyor- derhâl gazetecilik mesleğinden istifa edip dünya görüşünüze en yakın siyasi partiye girip oradan salvolara devam ediniz.
Yok eğer mesleğinizi sürdürecekseniz, gazetecilik mesleğinin ilkelerine riayet ediniz.
Hürriyet gazetesi gibi demokrat bir yayın organının değerli köşelerinden birini işgal ederek sürdürdüğünüz MHP ve Devlet Bahçeli düşmanlığına son veriniz.
Sayın Genel Başkanımızın bütün partiyi tasfiye edeceğine dair iddianız, sizin hüsnükuruntunuz Sayın Yılmaz.
Hatta sizin hayaliniz ve temenniniz.
Eminiz MHP siyaset sahnesinden çekilse çok mutlu olacaksınız.
Üzgünüz, ne yazık ki bu hayaliniz asla gerçekleşmeyecek.
47 yıllık siyasi mücadelesini, toplumun çeşitli kesimlerindeki karşılığını görmezden geldiğiniz siyasi fenomen MHP; Türkiye var ve Türk milleti egemen olduğu sürece siyasi mevcudiyetini sürdürecektir.
MHP; meşruiyetini ve dayanağını rejimden değil, aziz milletimizden almaktadır.
MHP; fikirlerine ve siyasi programına milyonlarca seçmenin destek verdiği bir siyasi partidir.
MHP’nin milliyetçiliğine gelince…
Partimizin savunduğu Türk milliyetçiliği idealinin, AKP’nin milliyetçiliğiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur.
İktidar partisi konjonktürün ve bilhassa 15 Temmuz’la sonrasında yaşananların bir sonucu olarak nispeten milliyetçi bir söylem kullansa da bu, MHP’nin fikriyatından farklıdır.
Burada ayrıntıya girmeyeceğim. Konuyla ilgili yayımlanmış dünya kadar eser var. Okur, öğrenirsiniz.
Gerçekten Türk milliyetçisi bir parti iktidarda olsa MHP’nin varlığına, vücuduna lüzum kalmaz.
Türk milliyetçiliğini siyasi programının merkezine koyan MHP’den başka bir parti olmadığına göre, sizin MHP’siz bir Türkiye hayaliniz; sadece zavallı bir serap ve rüyalarınızı karartan, çamaşırınızı ıslatan bir kâbus olarak kalacaktır.
MHP’yi sağcılık ve solculuk gibi 21. yüzyılın tanımlamalarına uymayan ilkel değerlendirmelerle siyasi yelpazede bir yere konumlandırmaya çalışmanız da eski kafalı biri olduğunuzun işareti…
Sayın Mehmet Y. Yılmaz,
MHP’nin varlığından rahatsız oluşunuzun, içinden yetiştiğiniz sol cereyanların şuur altınıza yerleştirdiği peşin hükümlerin ve geleneksel düşmanlıkların bir yansıması olduğunu biliyoruz.
Beyninizi saran ve bir türlü etkisinden kurtulamadığınız örümcek ağları yüzünden 21. yüzyılda medlulü kalmamış, köhnemiş ve marjinalleşmiş fikirlerin etkisinden hâlâ kurtulamadığınız anlaşılıyor.
Oysa Türkiye’de köprülerin altından çok sular geçti ve ezeli düşmanlıklar, husumetler çoktan tarihe karıştı.
Solcu entelektüellerin çoğu MHP’yi ve partimizin fikirlerini artık geleneksel düşmanlıklar ve ön yargılar üzerinden değerlendirmek yerine sağduyunun, hoş görünün penceresinden bakıyor; hatta çoğu empati de yapıyor.
Siz hangi dünyada yaşıyorsunuz Sayın Yılmaz?
Bir gün sizin de MHP saplantısından kurtulacağınızı, kâbuslarınızdan uyanacağınızı ve Cumhuriyet tarihinin en büyük siyasi hareketine hak ettiği değeri vereceğinizi umuyoruz.
22.10.2016
E. Semih Yalçın
Semih Yalçın'ın mektubu şöyle:
Sayın Mehmet Y. Yılmaz,
Yıllardan beri kaleminizi ve vaktinizi MHP düşmanlığına harcıyor; partimizle, fikriyatımızla mücadele ediyorsunuz.
Her vesileyle MHP alerjinizi açığa vuruyor, her fırsatta MHP’ye ve Genel Başkanımıza kininizi kusuyorsunuz.
Hatta zaman zaman alaycı, aşağılayıcı, nobran ve jakoben bir üslup kullanıyorsunuz.
Beyefendi, siz kendinizi ne sanıyorsunuz Allah aşkına?
Size MHP’nin ve Genel Başkanının nesi bu kadar batıyor?
Bu hazımsızlık ve bu saldırganlık niye?
Bize öyle geliyor ki rüyalarınızda da MHP’lilerin öldüğünü, MHP’nin kapandığını, siyaset sahnesinden çekildiğini görüyorsunuz.
Belki de sık sık MHP’nin tek başına iktidara geldiği düşünü görüp ter içinde, çamaşırlarınız ıpıslak, kâbuslardan uyanıyorsunuz.
Gazetede köşe yazarlığı; feraset, öngörü ve hazım işidir Sayın Yılmaz.
Sağduyulu ve hoşgörülü olmayı, saygılı bir üslup kullanmayı gerektirir.
Bir gazeteci, kalemini halk adına kullanır. Tıpkı siyasetçiler gibi, halkı temsil eder. Politikacılarla aynı kulvarda, aynı kitlelere hitap eder.
Yalnız, iki meslek arasında temel farklılıklar vardır. Politikacılar halkı temsil ederken belirli bir program, ideal veya siyasi görüşten yola çıkarlar.
Gazetecilerse siyasi görüşlerini bir kenara bırakır olabildiğince objektif ve tarafsız bakış açısıyla bütün kesimlerin sözcüsü olurlar.
Farklı siyasi görüşler karşısında bir nevi “hakem” işlevi görürler.
O bakımdan; ön yargısız ve adil olmak, farklı görüş ve partilere yapıcı yaklaşmak durumundadırlar.
Gazetecilik mesleği; fikirlerine inanmadığınız, oy vermediğiniz ama milyonlarca insanın oyuyla parlamentoda temsil edilen siyasi partilere tahammül etmeyi, saygı duymayı icap ettirir.
Tahkir etmeyi, saldırmayı değil…
Demokratik nizama inancın da bir gereğidir bu…
Eğer MHP ile siyasi polemiğe girişeceksiniz, kendinizi bize hasım ve muarız görüyorsanız –ki hakkımızda yazdıklarınızdan öyle anlaşılıyor- derhâl gazetecilik mesleğinden istifa edip dünya görüşünüze en yakın siyasi partiye girip oradan salvolara devam ediniz.
Yok eğer mesleğinizi sürdürecekseniz, gazetecilik mesleğinin ilkelerine riayet ediniz.
Hürriyet gazetesi gibi demokrat bir yayın organının değerli köşelerinden birini işgal ederek sürdürdüğünüz MHP ve Devlet Bahçeli düşmanlığına son veriniz.
Sayın Genel Başkanımızın bütün partiyi tasfiye edeceğine dair iddianız, sizin hüsnükuruntunuz Sayın Yılmaz.
Hatta sizin hayaliniz ve temenniniz.
Eminiz MHP siyaset sahnesinden çekilse çok mutlu olacaksınız.
Üzgünüz, ne yazık ki bu hayaliniz asla gerçekleşmeyecek.
47 yıllık siyasi mücadelesini, toplumun çeşitli kesimlerindeki karşılığını görmezden geldiğiniz siyasi fenomen MHP; Türkiye var ve Türk milleti egemen olduğu sürece siyasi mevcudiyetini sürdürecektir.
MHP; meşruiyetini ve dayanağını rejimden değil, aziz milletimizden almaktadır.
MHP; fikirlerine ve siyasi programına milyonlarca seçmenin destek verdiği bir siyasi partidir.
MHP’nin milliyetçiliğine gelince…
Partimizin savunduğu Türk milliyetçiliği idealinin, AKP’nin milliyetçiliğiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur.
İktidar partisi konjonktürün ve bilhassa 15 Temmuz’la sonrasında yaşananların bir sonucu olarak nispeten milliyetçi bir söylem kullansa da bu, MHP’nin fikriyatından farklıdır.
Burada ayrıntıya girmeyeceğim. Konuyla ilgili yayımlanmış dünya kadar eser var. Okur, öğrenirsiniz.
Gerçekten Türk milliyetçisi bir parti iktidarda olsa MHP’nin varlığına, vücuduna lüzum kalmaz.
Türk milliyetçiliğini siyasi programının merkezine koyan MHP’den başka bir parti olmadığına göre, sizin MHP’siz bir Türkiye hayaliniz; sadece zavallı bir serap ve rüyalarınızı karartan, çamaşırınızı ıslatan bir kâbus olarak kalacaktır.
MHP’yi sağcılık ve solculuk gibi 21. yüzyılın tanımlamalarına uymayan ilkel değerlendirmelerle siyasi yelpazede bir yere konumlandırmaya çalışmanız da eski kafalı biri olduğunuzun işareti…
Sayın Mehmet Y. Yılmaz,
MHP’nin varlığından rahatsız oluşunuzun, içinden yetiştiğiniz sol cereyanların şuur altınıza yerleştirdiği peşin hükümlerin ve geleneksel düşmanlıkların bir yansıması olduğunu biliyoruz.
Beyninizi saran ve bir türlü etkisinden kurtulamadığınız örümcek ağları yüzünden 21. yüzyılda medlulü kalmamış, köhnemiş ve marjinalleşmiş fikirlerin etkisinden hâlâ kurtulamadığınız anlaşılıyor.
Oysa Türkiye’de köprülerin altından çok sular geçti ve ezeli düşmanlıklar, husumetler çoktan tarihe karıştı.
Solcu entelektüellerin çoğu MHP’yi ve partimizin fikirlerini artık geleneksel düşmanlıklar ve ön yargılar üzerinden değerlendirmek yerine sağduyunun, hoş görünün penceresinden bakıyor; hatta çoğu empati de yapıyor.
Siz hangi dünyada yaşıyorsunuz Sayın Yılmaz?
Bir gün sizin de MHP saplantısından kurtulacağınızı, kâbuslarınızdan uyanacağınızı ve Cumhuriyet tarihinin en büyük siyasi hareketine hak ettiği değeri vereceğinizi umuyoruz.
22.10.2016
E. Semih Yalçın