Bilindiği gibi 15.Temmuz gecesinde başlayan, 16.Temmuz sabahına kadar devam eden ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin içinde küçük bir azınlık tarafından teşebbüs edilen kalkışma hareketi, halkımızın basireti, siyasilerin iradesi ve emniyet mensuplarımızın müdahalesi ile başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak henüz kalkışmanın ilk saatlerinde ve akıbetinin ne olacağı bile belli olmadığı bir anda kalkışma hareketine karşı çok net bir tavır alarak bu eylemi tasvip etmediğini ve behemmahal bastırılması gerektiğini ve bu konuda hükümete tam destek verdiğini açıklamış ve aynı görüşlerini TBMM’deki olağanüstü toplantısında da tekrarlamıştır.
Kalkışma hareketinin ülkemize 161 demokrasi şehidine, 1440 yaralı insana ve silahlı kuvvetlerimize ve ülkemizin uluslararası görüntüsüne itibar kaybettirmiştir. Ancak halkımızın darbelere karşı hafızasındaki birikim bu tip hareketlere karşı duruşunu netleştirmesi açısından ise demokratik bir kazanım olarak önem arz etmektedir.
Yaşanan bu müessir olaydan ders çıkarması gereken siyaset kurumu, 14. Temmuzdaki ülkemizdeki hukuksuzluğu, adaletsizliği, yolsuzluğu, adam kayırma, rant devşirme gibi olayları 15.Temmuzda unutturmaya çalışması ve bunu davet ettiği demokrasi şöleni ile gerçekleştirmesi tarafımızca doğru bulunmamaktadır. Ayrıca henüz cenaze işlemleri bile tamamlanmadan meydanlarda eğlenmeyi siyasi ahlak açısından da doğru bulmamaktayız.
Sonuç olarak yaşanan bu olaylarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar, ve geride kalanlara sabırlar diliyoruz. Türk milletine de geçmiş olsun diyoruz. Milliyetçi ve Ülkücülerin böyle bir zamanda meydanlarda eğlenmesini doğru bulmuyor siyasi hayatın yanlışlarını ve eksiklerini sorgulamaya devam etmesini tavsiye ediyor, saygılar sunuyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak henüz kalkışmanın ilk saatlerinde ve akıbetinin ne olacağı bile belli olmadığı bir anda kalkışma hareketine karşı çok net bir tavır alarak bu eylemi tasvip etmediğini ve behemmahal bastırılması gerektiğini ve bu konuda hükümete tam destek verdiğini açıklamış ve aynı görüşlerini TBMM’deki olağanüstü toplantısında da tekrarlamıştır.
Kalkışma hareketinin ülkemize 161 demokrasi şehidine, 1440 yaralı insana ve silahlı kuvvetlerimize ve ülkemizin uluslararası görüntüsüne itibar kaybettirmiştir. Ancak halkımızın darbelere karşı hafızasındaki birikim bu tip hareketlere karşı duruşunu netleştirmesi açısından ise demokratik bir kazanım olarak önem arz etmektedir.
Yaşanan bu müessir olaydan ders çıkarması gereken siyaset kurumu, 14. Temmuzdaki ülkemizdeki hukuksuzluğu, adaletsizliği, yolsuzluğu, adam kayırma, rant devşirme gibi olayları 15.Temmuzda unutturmaya çalışması ve bunu davet ettiği demokrasi şöleni ile gerçekleştirmesi tarafımızca doğru bulunmamaktadır. Ayrıca henüz cenaze işlemleri bile tamamlanmadan meydanlarda eğlenmeyi siyasi ahlak açısından da doğru bulmamaktayız.
Sonuç olarak yaşanan bu olaylarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar, ve geride kalanlara sabırlar diliyoruz. Türk milletine de geçmiş olsun diyoruz. Milliyetçi ve Ülkücülerin böyle bir zamanda meydanlarda eğlenmesini doğru bulmuyor siyasi hayatın yanlışlarını ve eksiklerini sorgulamaya devam etmesini tavsiye ediyor, saygılar sunuyorum.