Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Adana Milletvekili Prof. Dr. Mevlüt Karakaya, arıların toplu bir şekilde telef olmasını Meclis gündemine getirdi.Karakaya, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik tarafından cevaplandırılması talebiyle verdiği yazılı soru önergesi sundu. Karakaya; Arı kolonisi sayısı ve bal üretim miktarında dünyada ikinci sırada yer alan, on binlerce üreticinin ekmek yediği arıcılık sektörü; bal, polen, balmumu, arı sütü gibi ürünlerle milli ekonomiye yüz milyonlarca lira katkı sağladığını belirterek, bilinçsiz zirai ilaç kullanımı ve zehirli tohumlar başta olmak üzere, çevresel etkilerden ötürü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını ifade etti.
Adana’da, Mersin ve Osmaniye’deki zirai ilaçlama faaliyetlerinden başka ayrıca mısır tohumu ekimi sebebiyle on binlerce kovan arının telef olduğu iddiasını da meclesi taşıyan Karakaya; "Yaklaşık 500 bin kovanla Türkiye bal üretiminde üçüncü sırada bulunan Adana’da son üç yılda 60 bin kovan arının telef olduğu bildirilmektedir. Arıların toplu ölümlerine neden olan merdiven altı kalitesiz zirai ilaç kullanımı ve çevre kirliliğine, mısır tohumunun da eklenmiş olması dikkat çekmektedir.” dedi.
Karakaya, "Sadece Kozan’da bir arı üreticisi vatandaşımız 300 kovan arısının mısır ekimiyle birlikte son üç haftada 80 kovana düştüğünü belirtmektedir. Toplu arı ölümlerinin, tohumun hazırlığında kullanılan ve dört yıl önce değiştirildiği savunulan ilaç yüzünden kaynaklandığı ifade edilmektedir. Arıcılık faaliyetinde bulunan üreticilerimiz, bütün bu yaşananlara rağmen şikayetlerini dinleyecek, dertlerine derman olacak bir mercii bulamamaktan yakınmaktadırlar. Çoğu borçlanan ve kredi kullanan, en önemli sermayeleri olan arıların topluca telef olması sebebiyle çaresiz kalan üreticilerimiz, feryatlarının duyulmasını beklemektedirler” dedi.
Prof. Dr. Mevlüt Karakaya, Bakan Faruk Çelik’e özetle şu soruları yöneltti:“Bakanlığa bu konuda bir şikayet ulaşmış ise, ilgili soruna bir çare üretilmesi düşünülmüş müdür? Arıların ölümüne neden olan zehirli mısır tohumuyla ilgili iddia ve şikayetler araştırılmış mıdır, araştırıldı ise sonucu nedir? Arıların toplu ölümüne sebep olan söz konusu mısır tohumları ithal midir, üreticisi hangi firmalardır? Ucuz, kalitesiz zirai ilaç kullanımını önleyecek bir çalışma var mıdır? Türkiye’nin diğer bölgelerinde de benzer sorunların yaşanıp yaşanmadığı yönünde bir araştırma yapılmış mıdır? Toplu telefler yüzünden bunalıma giren arıcıların mağduriyetleri giderilecek midir?”
Adana’da, Mersin ve Osmaniye’deki zirai ilaçlama faaliyetlerinden başka ayrıca mısır tohumu ekimi sebebiyle on binlerce kovan arının telef olduğu iddiasını da meclesi taşıyan Karakaya; "Yaklaşık 500 bin kovanla Türkiye bal üretiminde üçüncü sırada bulunan Adana’da son üç yılda 60 bin kovan arının telef olduğu bildirilmektedir. Arıların toplu ölümlerine neden olan merdiven altı kalitesiz zirai ilaç kullanımı ve çevre kirliliğine, mısır tohumunun da eklenmiş olması dikkat çekmektedir.” dedi.
Karakaya, "Sadece Kozan’da bir arı üreticisi vatandaşımız 300 kovan arısının mısır ekimiyle birlikte son üç haftada 80 kovana düştüğünü belirtmektedir. Toplu arı ölümlerinin, tohumun hazırlığında kullanılan ve dört yıl önce değiştirildiği savunulan ilaç yüzünden kaynaklandığı ifade edilmektedir. Arıcılık faaliyetinde bulunan üreticilerimiz, bütün bu yaşananlara rağmen şikayetlerini dinleyecek, dertlerine derman olacak bir mercii bulamamaktan yakınmaktadırlar. Çoğu borçlanan ve kredi kullanan, en önemli sermayeleri olan arıların topluca telef olması sebebiyle çaresiz kalan üreticilerimiz, feryatlarının duyulmasını beklemektedirler” dedi.
Prof. Dr. Mevlüt Karakaya, Bakan Faruk Çelik’e özetle şu soruları yöneltti:“Bakanlığa bu konuda bir şikayet ulaşmış ise, ilgili soruna bir çare üretilmesi düşünülmüş müdür? Arıların ölümüne neden olan zehirli mısır tohumuyla ilgili iddia ve şikayetler araştırılmış mıdır, araştırıldı ise sonucu nedir? Arıların toplu ölümüne sebep olan söz konusu mısır tohumları ithal midir, üreticisi hangi firmalardır? Ucuz, kalitesiz zirai ilaç kullanımını önleyecek bir çalışma var mıdır? Türkiye’nin diğer bölgelerinde de benzer sorunların yaşanıp yaşanmadığı yönünde bir araştırma yapılmış mıdır? Toplu telefler yüzünden bunalıma giren arıcıların mağduriyetleri giderilecek midir?”